Cumhubaşkanı Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen ve görüşleri AKP çevrelerinde dikkatle takip edilen ilahiyatçı Prof. Hayrettin Karaman, Karaman'daki çocuklara yönelik cinsel istimar skandalı sonrası eleştirilerin odağında olan Ensar Vakfı'nda görevli Münir Arıkan adlı bir eğitimcinin bir mektubunu Yeni Şafak'taki köşesinde paylaştı. Vakfın tepkilere yol açan 'yaz okulu' projesinin içeriğine ilişkin bilgileri Karaman'la paylaşan Arıkan, "4-9 yaş arası yüzlerce çocuk anne ve babasından alınarak doğada eğitim adı altında yabancı uzmanların sorumluluğunda güya eğitiliyor. Ama Ensar söz konusu olunca haysiyetsizce saldırıyorlar. Ensar, çocuklarla ilgili bir şey yapınca, bütün dişlerini göstermeye başlıyorlar" görüşünü savundu. "Demek ki, en önemli iş, çocukları eğitmek; yoksa niçin bu kadar korksunlar" diyen Arıkan, "Madem onlar serbestçe yapıyorlar, çok iyi eğitimcilerle, basında ilanlar vere vere; bizim de bu tür etkinlikler yapmamız lazım diye düşünüyorum. İşin yüzde ellisi Doğa, ki İslam inancında 'el mülkü lillah', doğayı korumak da büyük bir ibadet değil mi? Diğer yüzde ellisi de ilahiyat. Her iki konuyu, İlahiyat Yaz Kampları adı altında veya daha münasip bir isimle yapmayı öneriyorum" teklifini Karaman'a önererek, yardım talebinde bulunuyor. Karaman, söz konusu teeklife ilişkin olarak, "Ben duyurdum, ilgililerin gerekeni yapacaklarını umuyorum. Kampın adı da 'İlahiyat Kampı' olmasın, 'Özlenen Gençlik Kampı' gibi bir isim olabilir" ifadesini kullandı.
Karaman'ın Yeni Şafak'ta "Yaz kampları" başlığıyla yayımlanan (19 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Münir Arıkan, müminlerin hayat kılavuzu Efendimiz'in (s.a.) izinde hayat rehberliği işi ile meşgul oluyor; daha doğrusu özlediğimiz ve muhtaç olduğumuz gençliği yetiştirmek için gece gündüz düşünüyor, çalışıyor. Ensar Vakfı'mızın da adanmış hadimlerinden…
Aşağıdaki mektubu bana yazmış, ama ben aynı davanın sahipleriyle paylaşmak istedim.
“Gençlik elden gidiyor, şöyle olmalı, böyle olmalı” şeklindeki dövünme veya konuşmalar bu noktada kaldıkça bir sonuç alamayız. Eğer bir şey istiyorsak, bir yere ulaşmak gibi bir talebimiz varsa tedbirleri tez vakitte almak ve en uygun yolu seçerek sefere başlamak gerekiyor.
Aileden okula ve diğer eğitim çevrelerine dair konuşulacak ve yapılacak çok şey var elbette, ama Arıkan'ın aşağıdaki teklifi de yabana atılacak bir teklif değildir. Amaca uygun olarak iyi düzenlenmiş bir kamp faaliyetinin sağladığı faydayı amaca uygun olmayan okullar bile sağlayamaz. Sözü daha fazla uzatmadan Arıkan'ı dinleyelim:
Değerli Hocam,
4-9 yaş arası yüzlerce çocuk…
Anne ve babasından alınarak doğada eğitim adı altında… Yabancı uzmanların sorumluluğunda…Güya eğitiliyor… Hasanoğlan Modeli'nin 4-9 yaş uygulaması…
Ama Ensar söz konusu olunca haysiyetsizce saldırıyorlar. Ensar, çocuklarla ilgili bir şey yapınca, bütün dişlerini göstermeye başlıyorlar.
Demek ki, en önemli iş, çocukları eğitmek; yoksa niçin bu kadar korksunlar.
Madem onlar serbestçe yapıyorlar, çok iyi eğitimcilerle, basında ilanlar vere vere; bizim de bu tür etkinlikler yapmamız lazım diye düşünüyorum.
İşin yüzde ellisi Doğa, ki İslam inancında 'el mülkü lillah', doğayı korumak da büyük bir ibadet değil mi? Diğer yüzde ellisi de ilahiyat.
Her iki konuyu, İlahiyat Yaz Kampları adı altında veya daha münasip bir isimle yapmayı öneriyorum.
Kaçtıkça, üstümüze gelecekler.
4-9 yaş çocuklarımız için Dünyayı Keşfet Etkinlikleri yapabiliriz. Yatılı Yaz Kampları.
Elimizde binlerce değerli İmam Hatipli ve İlahiyatçı uzman var. Onlar yapıyorsa, biz neden yapmayalım.
Hani Milli Eğitim dışında yatılı kamp-eğitim v.s. yoktu…. Demek ki serbestçe yapılıyormuş.
Üstelik bunu yapan da bir STK.
Çocuklarımız, yaz tatilinde tamamen boş, kimsesiz ve sahipsizler.
No'lur bir himmet edin.
Şu anda kısmen ve parça parça yapılan uygulamaları kast etmiyorum.
Büyük bir hazırlıkla, bu yıl geçti ama gelecek sene için dünyanın en iyi İlahiyat Yaz Kampı'nı yapmayı öneriyorum…”
Ben duyurdum, ilgililerin gerekeni yapacaklarını umuyorum. Kampın adı da “İlahiyat Kampı” olmasın, “Özlenen Gençlik Kampı” gibi bir isim olabilir.