Yaşam

Hayrettin Karaman, "Peygamber döneminde eşcinsellerin evlilik hayatı yaşadığı" iddiasına ne dedi?

"Kadının cinsel cazibesi olan yerlerinden söz ettiklerini duyunca..."

08 Ekim 2015 14:27

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen ve AKP çevrelerinde görüşleri dikkatle takip edilen Yeni Şafak yazarı ilahiyatçı Prof. Hayrettin Karaman, Hz. Muhammed döneminde eşcincellerin evlilik hayatı yaşadığı iddiasını irdeledi. Karaman, İslam alimlerinden Vakıdi'nin siyerinde geçen konuya ilişkin bir hadiseyi şöyle anlatıyor:

"Mati ve Hit adında iki eşcinsel müslüman köle vardı. Bunlar evlilik hayatı yaşıyordu. Ve kimse bunlara zarar vermiyordu."

Karaman, yine başka bir kaynağın Hz. Muhammed'in tavrına ilişkin yazdıklarını şöyle aktardı:

"Peygamberimizin akrabasından Hz. Fahite'nin iki azatlı ve muhannes kölesi vardı: Hît ve Mâti'. Peygamberimiz bu iki muhannesin cinsellikle ilgilerinin olmadığı kanaatinde iken ailesi ile görüşmelerine ve haneden beslenmelerine izin veriyordu. Bir gün konuşmalarına kulak misafiri oldu, bir kadının cinsel cazibesi olan yerlerinden söz ettiklerini duyunca eve alınmalarını yasakladı, ayrıca Medîne'den de uzağa sürgün etti."

Karaman'ın Yeni Şafak'ta "Modernistlerin marifeti (2)" başlığıyla (8 Ekim 2015) yayımlanan yazısı şöyle:

Modernist yazar şöyle diyor:
“Ama Şuayb'ın kavmi de kapitalizm yüzünden helak edilmiş. Onu nereye koyacağız? 13 yıldır kapitalizm uyguluyoruz biz. Evet Lut Kavmi helak edildi. Eğer eşcinselliğin Lutilik olduğuna inanıyorsanız bunu Lut Peygamber gibi söylersiniz: “Helak olursun, Allah azap verir” dersiniz ama saygı duyulması ve özgürlük alanlarına müdahale edilmemesi lazım.”

“Bizim hadis kitaplarımızın kenarında kıyısında duran bir tane Hünsa (transseksüel) var. Hünsa olduğu söylenen bir adam. Bir adam Peygamberimize “bu adamı öldürsene" demiş. Peygamberimiz de ona “Ben La ilahe illallah diyen bir adamı öldüremem" demiş. Ben bu adamın kim olduğunu sorguladım. Karşıma şöyle bir manzara çıktı: Vakıdi'nin siyerinde şöyle geçiyor "Mati ve Hit adında iki eşcinsel müslüman köle vardı. Bunlar evlilik hayatı yaşıyordu. Ve kimse bunlara zarar vermiyordu". Ki bir siyer kitabı hadis kitabından önce gelir. Çünkü biz Siyer'de Hazret-i Peygamber'i tanırız. Sonra döner hadis kitaplarında “Hazret-i Peygamber ne söylemiş?” diye bakarız. Kur'an'da da ben bu konuya bir dayanak bulabiliyorum. Bu tefsiri burada uzun uzun aktarmayacağım…”
Bu sözlerin içinde hem yanlışlar hem de –hadi yalan demeyeyim- hilaf-ı hakikat sözler var.

1. “Transseksüel” hünsâ değil, muhannestir. “Hunsâ” kelimesi, “her iki cinse ait organları bir arada bulunduran veya her ikisi de olmayıp yalnızca idrar yapmaya yarayan bir deliği bulunan kimse” için kullanılır. Bunlara erkek mi, kadın mı muamelesi yapılacağı konusunda çeşitli teşhis görüşleri vardır.

“Muhannes” ise yumuşaklık, söz, bakış, davranış gibi konularda kadına benzeyen erkek demektir.
Muhannesler de Fıkıh'ta iki gruba ayrılır. Doğumundan itibaren böyle olanlar, böyle yaratılmış
sayılanlar; bunlara -işi fuhuş ve zina boyutuna götürmedikçe-
bir suç ve günah isnad edilemez.

İkinci grup ise sonradan bozularak ve kendi iradeleriyle kadınlara benzemeye özenenlerdir ki, bunlar hadislerde lanetlenmişlerdir.

2. Muhannes ile ilgili hadis, kitapların kenarında kıyısında değil, yeri geldiğinde ortasında rivayet edilmiştir.

3. Ebu Dâvûd'un rivayetinde Peygamberimizin ifadesi şudur: “…Namaz kılanları öldürmek bana yasaklandı.”

4. Vâkıdî'nin K.el-Meğâzî isimli eserinin J.M.B.Jones'in tahkiki ile yayımlanan üçüncü baskısından (1984) ben de araştırma yaptım, burada yazılan ile hadis kitaplarında yazlan arasında fark yok. Ama vahim olan şudur ki, bizim modernist Vâkıdî'ye, söylemediği bir sözü izafe ediyor; Vakıdî bu iki muhannesin evli olduklarını söylemiyor, onun dediği özetle şundan ibaret (s.933-934):

Peygamberimizin akrabasından Hz. Fahite'nin iki azatlı ve muhannes kölesi vardı: Hît ve Mâti'. Peygamberimiz bu iki muhannesin cinsellikle ilgilerinin olmadığı kanaatinde iken ailesi ile görüşmelerine ve haneden beslenmelerine izin veriyordu. Bir gün konuşmalarına kulak misafiri oldu, bir kadının cinsel cazibesi olan yerlerinden söz ettiklerini duyunca eve alınmalarını yasakladı, ayrıca Medîne'den de uzağa sürgün etti. Burada aç kalıp ölecekleri söylenince Cuma günleri gelip gıda alarak dönmelerine izin verdi. Bu iki muhannes Hz. Ömer'in hilafetinin sonuna kadar sürgünde kaldılar ve sonra Medine'ye dönebildiler (halkın arasına karışmalarına izin verildi).

5. Kur'an-ı Kerim'den eşcinselliğe müsamaha ve “saygı duyulması ve özgürlük alanlarına müdahale edilmemesi lazım” cümlesine bir dayanak bulmak mümkün değildir, ama Kur'an'ı bir beşer kitabı gibi okuyanlar istediklerini bulurlar, bulamadıklarını da kendileri uydurup yazarlar.

Gelecek yazıda bu modernist ürününün de orijinal olmadığını, daha yakın bir zamanda ABD'li bir eşcinsel tarafından ısrarla gündeme getirildiğini ve gerekli mukabeleyi gördüğünü açıklayacağım.