Taraf yazarı Hayko Bağdat, son dönemde "Kabataş tacizi" iddiası "kurgu yapıldığı" açıklamalarıyla yeniden tartışılırken Gezi Parkı eylemleri sürecinde Ankara’da başörtülü bir kadının eylemcilerden korktuğu için kalabalıktan kaçarken bebeğini düşürdüğü iddiasını gündeme getirdi. İddianın kendisinin de katıldığı bir protokol toplantısında kadının babası tarafından dile getirildiğini söyleyen Bağdat, Gezi Parkı eylemcilerinin bir tepkisi olmadığını belirttiği kadının kalabalıktan kaçarken yere düşerek bebeğini kaybettiğinin anlatıldığını söyledi.
Yeni Şafak yazarı Merve Şebnem Oruç, bugün köşesinde, basına yansımadan önce Kabataş tacizi iddiasını öğrendiğini ve “Taciz Gezi eylemcileri arasında da biliniyor mu diye merak ederek” Taraf yazarı Hayko Bağdat’a sorduğunu yazdı. Bağdat’tan “Biliyorum, daha kötülerini de biliyorum” yanıtı aldığını ileri süren Oruç’un yazısı üzerine, T24 iddiayı sormak için Hayko Bağdat’a ulaştı.
Londra'da bulunan Hayko Bağdat, Oruç'un iddiasına ilişkin olarak "Kabataş olayını ben de herkes gibi medyadan takip ettim, onun dışında hiçbir bilgim yok” derken genel olarak konuya ilişkin şunları söyledi:
“Kabataş sürecini hep beraber oturup izledik ve yalan çıktığını da hep beraber gördük. Oradaki büyük kurgunun, büyük terbiyesizliğin, hatta bir sürü buna benzer durumlarda bir sürü insanın beyanını, kadınların beyanını değersizleştiren ve Gezi'de birçok gencin hayatını tehlikeye atan büyük bir kurgu ve terbiyesizliktir Kabataş iddiası.”
Bağdat, T24’ün “Gezi Parkı eylemleri sürecinde Kabataş iddiasında geçenlerden daha kötü bir şey oldu mu” sorusuna şu cevabı verdi:
"Merve'yle yazışıp yazışmadığımı hatırlamıyorum ama ‘Daha kötülerini biliyorum’ sözünden kastettiğim şu olabilir; benim de katıldığım bir protokol toplantısında, Gezi olaylarının bütün şehirlerde olduğu dönemde Ankara'da kalabalıktan korkup ürken bir başörtülü kadın kaçarken yere düşüp çocuğunu düşürdüğü söylenmişti babası tarafından.
"Başörtülü olduğu için oradaki kalabalıktan kendisine tepki gösterilir diyerekten korkup kaçan ama bir tepki gösterildiğinden değil, kendisi rahatsız olan ve kaçarken düşen, düşerken de hamileyken çocuğunu düşüren bir başörtülü kadın hikâyesinin anlatıldığı bir toplantıda bulunmuştum ben. Şahsen sadece bana anlatılan bir şey de değil bu. O toplantıda başkaları da vardı. Aile tarafından o dönem ve sonrasında bu beyan edilmedi ve gündeme getirilmedi. O dönemde başörtülü bir kadının başına bir sıkıntı geldiğiyle ilgili bildiğim bir tek bu var.”
