İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Afife Batur'un doktora öğrencilerinden yüksek mimar Dr. Meryem Fındıkgil ile Haydarpaşa Garı'nın önemini ve özelliklerini konuştuk.
"19. yüzyıl İstanbul’unda Alman mimari etkinliği" konulu doktora tezinde Haydarpaşa Garı'nın tarihine ve önemine değinen Fındıkgil, sorularımızı şöyle yanıtladı:
- Haydarpaşa Garı'nın önemi nereden geliyor?
Osmanlı döneminin bir çağdaşlaşma projesi. 5 bin km demiryolu çok önemli bir rakam o dönem için. Bu bölgeyi, garı, siloları, rıhtımı, mendireği, depoları, arkasındaki Selimiye Kışlası, eskiden Tıbbiye Şahane olan binası ile bir kompleks içersinde ele almak lazım. Hepsi aynı dönemde inşa edildi. Eğer demiryolunu Mekke'ye kadar bitirebilseydik, dünyanın en uzun demiryolu olacaktı. Burası bir anlamda İslam aleminin batıyla, Avrupalının da Basra Körfezi üzerinden Uzakdoğu'ya ulaşması projesinde bir başlangıç noktasıdır.
- Garın bulunduğu bölgenin mimari özellikleri neler?
1906'da inşasına başlanıyor, 1908'de tamamlanıyor. Mimarları Holzmann şirketinde çalışan Alman Otto Ritter ve Helmuth Cuno. 8 yıl İstanbul'da yaşayan mimar Cuno, Alman Hastanesi ile Alman elçilik binasının bakımlarını, ayrıca Sultanahmet'teki tarihi Alman Çeşmesi'nin yenilemesini yapmış bir mimar. Limanın önünde 1915 yapımı iskelenin mimari Vedat Tek. Mendireğin üzerinde bir anıt var. Bu anıt da Sultan II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yıldönümü için yapıldı. Bu anıtın mimarı da İstanbul levantenlerinden mimar Valoury. 1902'de yapılan bu anıtta padişahın tuğrası yer alıyor. Rıhtım 302 metre. Limanda biri 1905'de yapılmış 5 bin tonluk, diğeri 1907'de yapılmış 10 bin tonluk iki silo var. Ve o dönem için dünyadaki büyük projeler arasındadır.
- Padişah için garın önemi neydi?
Abdülhamit şöyle diyor: "Bunca kilometre demiryolu yaptım memlekete, çelik rayların ucu Haydarpaşa'da. Koca binalarıyla liman yaptım yine belli değil. Bana o rayların denize kavuştuğu yere öyle bir bina yapın ki, ümmetim baktığında buradan bindin mi hiç inmeden Mekke'ye kadar gidilir desin”
- Almanlar dışında hangi yabancılar projede yer aldı?
Ağırlıklı olarak İtalyan işçi çalışıyor. Bazı kaynaklarda 1500 İtalyan taş işçisinden bahsediliyor.
'Haydarpaşa 11 bin ahşap kazık üzerinde duruyor'
- Garın bulunduğu alanın özellikleri neler?
Burası 2 bin 525 metrekare. Şimdiyse 3800 metrekarelik alana yayılmış. Bina her biri 21 metre uzunluğunda 11 bin ahşap kazık üzerine oturuyor. Burası kurumuş bir dere yatağıymış, yani bir delta. Alüvyonlu bir zemin yapısına sahip. Denize yakın olduğu için de deprem bölgesi içinde. O nedenle önce 11 bin ahşap kazık buharlı şahmerdanlarla çakılıyor. Ahşap kazıkların üzerinde de bir ızgara oturtuluyor. Döşemeler çelikten. Bu çeliklerin arasına volta döşeme dediğimiz çok sağlam tuğlalar döşenmiş. Binanın çatısı da çelik strüktürlü, aynı zamanda ahşap da kullanılmış. Ancak ağırlıklı olarak çelik.
- Orjinalliği korunabilmiş mi?
Binanın önemli bölümü orijinal. Tüm odaların tavanlarında eskiden kalem işi bezemeler vardı. Bunlar maalesef geçmiş dönemdeki yangında yok olmuş. Şimdi sadece permi odasında bulunuyor. Diğerlerinin üzerine sıva çekilmiş.
- Ne gibi tehlikelere maruz kalmış?
6 Eylül 1917'de bir casus tarafından sabotaj düzenleniyor ve yangın çıkıyor. Bu yangında çatı yok oluyor. Tıpkı şimdiki yangında olduğu gibi. 18 Ekim 1918'de Vahdettin'in tahta çıktığı gün gözdağı vermek için İngiliz savaş uçakları bombardıman ediyor. Yine ciddi hasar görüyor. O zaman sigortası var. Sigortadan alınan para ile restorasyon yapılıyor. 17 Kasım 1979'da Romen bandıralı Independenta adlı tanker mendireğe çarpıyor. Bu kazada gardaki ünlü Alman ressam Linnemann'a ait özgün vitraylar yok oluyor. Bunun yerine Şükriye Işık tarafından yeni vitraylar yapılıyor. Gar lokantasında Mehmet Emin Usta'nın yaptığı orijinal Kütahya çini panolar hala duruyor. 1975'te vapur iskelesi ve buharlı lokomotifler nedeniyle cephe eskimişti. Restorasyon yapıldı.
- Şimdiki yangında neler kayboldu?
Bu yangında binayla ilgili hiçbir şey kaybolmamıştır. Katlarda hasar olabilir ama tamiri yapmak mümkündür. Bunun için her türlü belge var. Yani yanlış uygulama yapmasınlar, hemen anlarız. Çünkü elimizde tasarımla ilgili orijinal belgeler mevcut.Bu bölge İstanbul'un hem tarihi hem konumu itibariyle çok önemli bir bölgesi. Gerek yapılacak onarım çalışmaları gerekse metro sisteminin kurulması sırasında duyarlı davranılması gereken bir yer.