Kültür-Sanat

Hay sizin Rosenbergler'inize...

Rosenbergler hâlâ tartışılıyormuş... Nesi tartışılıyor be kardeşim

02 Şubat 2012 02:00


Engin Ardıç
(2 Şubat 2012/Sabah)

Rosenbergler hâlâ tartışılıyormuş... Nesi tartışılıyor be kardeşim, kim tartışıyor, nereden çıkarıyorsun bunu?
Kendini her şeyi beğenmekle yükümlü hisseden ve böylece "cahil halkı eğittiğini" falan sanan yaşlı eleştirmen, Rosenberg çiftinin altmış yıl sonra hâlâ tartışıldığını yazmış.
Tartışıldığı falan yok.
Belki ancak genç Türk komünistleri tartışacaklar, kültürleri Rosenberg ailesini tanımaya yetse...
Julius ve Ethel Rosenberg, "atom bombasının sırlarını çalıp Sovyetler'e iletmek" suçundan Amerika'da idam edildiler. Yıl 1953.
Bunun üzerine KGB dünyayı ayağa kaldırdı, ve birçok iyi niyetli saftırık aydın onların suçsuz olduklarına inandı.
Bu aydınlar arasında, tarih kitaplarını çok severek okuduğum Fransız yazarı Alain Decaux da vardı. (Fransız aydınları hiçbir gerçeğin farkında değildiler. Ünlü düşünür Raymond Aron onları uyarmaya çalışıyordu, dinlemiyorlardı. Jean-Paul Sartre sokaklarda Maocu gazete satıyor, herkes Fidel Castro'nun SSCB'ye teslim olmuş Küba baskı yönetimini körü körüne destekliyordu. Bugün de bizde, Sartre'ın Cezayir savaşında takındığı tavıra özenip, kendine toplumda onun kadar etkinlik vehmedip "Kürtler istiyorlarsa bırakalım gitsinler" diyen adamlar var.) 
Melih Cevdet Anday bu gazla Rosenberg çiftinin şiirini de yazmıştı, çok da güzel bir şiirdir. Decaux'nun yazdığı "Rosenbergler Ölmemeli" adlı oyun, bizde de sahnelendi. Karı kocayı Genco Erkal ile Ayla Algan oynadılar. (Ayy, karı dedim, feministler kızacaklar. Yumurtaları hazırlasınlar ama çiğ olmasın, ben rafadan severim, pişirmesini biliyorlarsa eğer.)
Bu oyun şimdi İstanbul Şehir Tiyatroları'nda yeniden oynanıyor. Yöneten, sakallı balıkçı Orhan Alkaya.
Her şey bitmiş, sahneye koyacak başka oyun kalmamış, Shakespeare, Ibsen, Çehov, hatta Brecht rafa kalkmış, dön dolaş ille Rosenbergler... Çünkü solculuk yapılacak. (Brecht oynasan, Gorki oynasan solcu sayılmıyorsun herhalde.) 
Bazı Türk solcuları adam olmaya niyet etselerdi, Türkiye'de taa kırk yıl önce yayınlanmış olan Kruşçev'in anılarında, "Sovyet nükleer silahlarının yapımında Rosenbergler'den de çok yararlandık" cümlesini okuyacaklardı!
Görmezler, çünkü görmek istemezler.
Onlarla birlikte yargılanıp Alcatraz hapisanesinde tam on sekiz yıl hapis yatan Morton Sobell bile bunu kabul ve itiraf etmiş, hiç aldırmazlar.
Amaç, güya mazlumu savunup Amerika'nın "McCarthy" dönemine, "cadı avına" vurmaktır, damdan düşer gibi, aradan altmış yıl geçmiş olsa bile.
Bu, görünen amaçtır. Gerçek amaç da durduk yerde bir Rosenberg gündemi açıp "Tayyip Erdoğan tıpkı Senatör McCarthy gibi davranıyor, zavallı masumları içeri tıkıyor" mesajını vermek, aklı sıra muhalefet etmek.
Etsinler. Muhalefet kanun dairesinde serbesttir. Ama kendi cahilliklerine sığınıp bizi aptal yerine koymasınlar.
Rosenbergler masum değillerdi, suçluydular. Vatanlarına ihanet etmişlerdi.
Peki ölmeleri mi gerekirdi? O gün yürürlükte olan Amerikan kanunlarına göre, evet.
Olmaz mı diyorsunuz? Türk ordusunun elektronik silah şifrelerini çalıp "barışseverlik" ayağından Yunan hükümetine satın, başınıza gelecekleri görelim, belki hakkınızda bir oyun da biz yazarız canım!