Harvey Fırtınası'nın sebeplerine bakıldığında iklim değişikliği en bariz nedeni olarak ortaya çıkmıyor. Bununla birlikte eldeki bazı kanıtların bu yıkımın nedeni olarak küresel ısınmayı işaret ettiğini söylemek mümkün.
Yükselen hava sıcaklıklarından bağımsız olarak kasırgalar karmaşık bir şekilde ve doğal olarak oluşan canavarlar. Dolayısıyla da tahmin etmesi zor.
Kasırgaların etkilerinin kötüleşmesini iklim değişikliğine bilimsel olarak bağlamak ise az görülür olaylar olması ve fazla tarihi verinin olmaması dolayısıyla zor.
Ancak emin olarak söyleyebileceğimiz bazı şeyler var.
Fiziksel bir kanun olan Clausius-Clapeyron denklemine göre, sıcak hava daha çok nemi tutuyor.
Her 1 santigrat derece fazla ısınma için atmosfer yüzde 7 daha fazla su tutuyor.
Bu da yağışlar her seferinde daha aşırı ve farklı özelliklerle görülmesine neden oluyor.
Diğer bir etmen de denizlerin sıcaklığı.
İklim Değişikliği Grantham Enstitüsü'nden Brian Hoskins, BBC Radio 4'e yaptığı açıklamada, "Meksika Körfezi'nin suları 1980-2010 yılları arasında olduğundan 1,5 derece daha sıcak. Bu daha güçlü bir fırtına potansiyeli yarattığı için çok önemli, aynı zamanda Körfez'deki suların da ısınmasına sebebiyet veriyor, o yüzden bir katkısının olduğunu söylememek imkansız" dedi.
Araştırmacılar yağış miktarının artmasında iklim değişikliğinin rol oynadığına emin.
Oxford Üniversitesi'nden Friederike Otto, Houston'a düşen yağış miktarında iklim değişikliğinin etkisinin olduğunu söylüyor.
Çevre avukatları, Harvey Fırtınası gibi olaylarda fosil yakıtlardan gelen emisyonların etkisinin olması dolayısıyla 'Tanrı'nın bir hikmeti' ya da 'doğal afet' gibi değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini tartışıyor.
Nature Geoscience adlı dergideki bir makalede, emisyonların azaltılması için küresel ölçekte yapılan çalışmalara katkı sağlamayan ülkelere dava açılabileceği aktarıldı.
Geçmişte ise iklim olaylarına sorumluluk yükleyen davalar başarısızlığa uğramıştı.
Ancak Londra'daki Client Earth ve Washington'daki Water Law gibi şirketler bunun değişeceğini söylüyor.
Bilimin gösterdiği kanıtlar sayesinde mahkemelerin bu olaylardaki insan etkisini ortaya koyabileceğine, ileride hükümetlerin ve şirketlerin emisyonları azaltmazsa yargılanabileceğine inanıyorlar.
Araştırmacılar aynı zamanda fırtınanın Teksas bölgesinin üzerinde kalıcı olmasında da iklimin rol oynadığını söylüyor.
İklim Etkisi Araştırması Potsdam Enstitüsü'nden Prof. Stefan Rahmstorf, kutuplardaki güçlü ısınma yüzünden hava sistemlerinin belirli bir bölgede daha uzun kaldığını ve böylece daha çok yağışın düşmesine yol açtığını söylüyor.
Ancak 1979'da Claudette ve 2001'de Allison fırtınalarında da Teksas bölgesinin üzerinde kalıcı fırtınalar görülmesi sebebiyle bazı araştırmacılar bunu iklim değişikliğine bağlamanın ileri gitmek olduğunu söylüyor.
Uzmanlar, Harvey Fırtınası gibi olaylarda iklim değişikliğine bakarken sadece yükselen sıcaklıkların değil, atmosferdeki dolaşımda görülen değişikliklerin de önemli olduğu görüşünde.
Bazen sıcaklık ve dolaşım birbirini etkisiz kılarken bazen de etkilerini güçlendiriyor. Bu yüzden tam resme bakmak pahalı ve zor.
Dr. Otto, bunu anlamak için dünyadaki kasırgaları iklim değişikliğinin olmadığı bir dünyada yaşanacak kasırga potansiyelleriyle karşılaştıracak modellemeler yapılması gerektiğini, bunun da pahalı olduğunu söylüyor.
Bazı araştırmacılar ise meseleye tamamen yanlış bakıldığı görüşünde.
İklim değişikliği bir yana, insanın oluşan felakete etkisinin daha basit ve gözle görülür olduğunu anlatıyorlar.
College London Üniversitesi Risk ve Felaket Azaltımı Enstitüsü'nden Dr. Ilan Kelman, 'kasırganın bir fırtına olduğunu, bir felaket olmadığını' söylüyor:
"Felaket Houston nüfusunun 1990 yılından beri yüzde 40 artması. Felaket aslında birçok insanın sigortayı karşılayamayacak ya da şehri boşaltamayacak kadar fakir olması.
İklim değişikliği böylesine kırılgan bir sahil şeridini yaratmadı, felaket aslında bizim tercihimiz ve iklim değişikliği ile bir ilgisi yok."