Bazı seçim bölgelerindeki ufak oy değişimleri partilerin çıkaracakları milletvekili sayıları üzerinde ciddi etkiye sahip. Bianet'te yer alan habere göre, RIT Türkiye Araştırmaları Enstitüsü'nden Onur Altındağ ve Bert Azizoğlu, partiler için riskli illeri belirledi.
Türkiye 1 Kasım seçimlerine ölüm ve şiddetin gölgesinde hazırlanırken sorulan en önemli sorulardan biri erken seçim sonuçlarının meclis aritmetiğini ne oranda değiştirebileceği. Milletvekili dağılımı D’Hondtmetoduyla belirlendiği için bir partinin bir eksik ya da bir fazla milletvekiline sahip olma şansı her seçim bölgesi için farklılık arzediyor (*). Bu nedenle bazı seçim bölgelerindeki ufak oy değişimleri partilerin çıkaracakları milletvekili sayıları üzerinde ciddi etkiye sahip.
7 Haziran seçim sonuçlarından yola çıkarak seçim simülasyonlarıyla hangi seçim bölgelerinin hangi partiler için kritik öneme sahip olduğunu gösteriyoruz. Bulgularımız özellikle Karadeniz bölgesinde en ufak oy değişimlerinin bile AKP ve MHP’nin milletvekili sayılarını önemli bir biçimde etkileyeceğini gösteriyor. Bu rekabetin son dönemde iki parti arasındaki milliyetçilik yarışının da arka planını teşkil etme ihtimali var.
Simülasyon modeli ve varsayımlar
Öncelikle 7 Haziran seçimlerindeki katılım oranlarının ve toplam oy sayılarının değişmediğini varsayıyoruz. Her seçim bölgesi için, partilerin oy sayılarındaki marjinal artış ya da azalışın hangi seviyeye ulaştığında milletvekili sayısını değiştirdiğini tespit ediyoruz. Katılım oranı sabit olduğu için, simülasyonda her partiye eklenen marjinal oy diğer partilerden geçiş yapmak durumunda.
Oy geçişleriyle ilgili iki basit varsayımda bulunuyoruz:
1. AKP-CHP ve MHP-HDP arasında oy geçişi yok.
2. Diğer partiler arasındaki oy geçişleri ise partilerin o seçim bölgesinde ne kadar güçlü olduğu ile doğru orantılı. Örneğin, Van’da AKP’nin bir milletvekili var. Bir tane daha çıkarabilmesi için en az 3800 oya ihtiyacı var. Van’da HDP çok güçlü olduğu için, 3800 oyun büyük çoğunluğunun HDP’den AKP’ye geçmesi halinde AKP’nin ikinci milletvekilini çıkaracağını öngörüyoruz. Bu senaryonun detaylı sonuçlarını burada bulabilirsiniz.
Oy geçişlerini modellemek yerine partilerin varolan oylarına ekleme yaparken diğer partilerin oy sayılarının değişmediğini varsaydığımız bir senaryoyu da simüle ettik. Milletvekili el değişimleri için rakamlar her parti için artsa da karşılaştırmalar niteliksel olarak çok benzer. Oy geçişlerinin daha makul bir senaryo olduğunu düşündüğümüz için sadece ilk modeli yorumluyoruz. Alternatif senaryodan çıkan sonuçlara da buradan ulaşabilirsiniz.
Simülasyonlara ait aşağıda derlediğimiz sonuçları incelerken önemli bir olguya dikkat çekmek isteriz: Bir milletvekilliği koltuğunun el değiştirebilmesi için gerekli olan oy sayısını bire bir bu değişimin gerçekleşme ihtimali olarak okumamak gerekli. Bazı illerde çok sayıda oy başka partilere kolaylıkla geçerken bazı illerde az sayıda oyun parti değiştirmesi ihtimaller dahilinde olmayabilir.
Risk haritaları
Yukarıda özetlediğimiz simülasyonları kullanarak parlamentodaki mevcut dört parti için her seçim bölgesinden çıkarılan milletvekili sayılarının değişmesi için gerekli minimum oy sayısını belirledik, ve bunları da bir risk haritasında görselleştirdik. Kırmızı renkler partilerin milletvekili kaybetmeye, yeşil renkler ise ek bir milletvekili kazanmaya sayıca yakın olduğu illeri gösteriyor. Renkler koyulaştıkça o ilde partiler bir milletvekili kazanmaya ya da kaybetmeye yaklaşıyor.
Risk haritalarında göze çarpan ilk bulgu CHP ve MHP’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun büyük çoğunluğunda diğer diğer iki partiyle herhangi bir rekabet içerisinde olmayışı. Karadeniz’de AKP ve MHP arasında kıyasıya bir çekişme söz konusu. Ege Bölge’sinde Aydın ve MHP-AKP yarışının olduğu Balıkesir dışında milletvekili dağılımlarında bir farklılık oluşmasını beklemiyoruz. İstanbul 3. bölgede AKP’nin milletvekili sayısını artırması muhtemel. Ankara ikinci bölgede ise hem CHP hem de AKP’nin MHP karşısında bir milletvekili kaybetme şansı yüksek. İç Anadolu’da ve Akdeniz’de Burdur ve Sivas dışında ciddi bir rekabet görülmüyor. Marmara bölgesinde milletvekili dağılımının değişmesi en muhtemel şehirler İstanbul ile birlikte İzmit ve Kırklareli. Bu bölgede en büyük çekişme yine AKP ve MHP arasında.
AKP’nin MHP ile sandalye rekabeti
7 Haziran seçimleri AKP’nin mecliste mutlak çoğunluğu kaybetmesine sebep oldu. Bu birinci derecede HDP’nin 12 Eylül döneminin mirası yüzde 10 barajını aşmasıyla gerçekleşti. AKP’nin buna cevabı milliyetçi söylem ve güvenlikçi politikalara yönelmek oldu. Seçim simülasyonları bu politik tercihin MHP ile yaşanan yerel rekabetle yakından ilintili olduğunu gösteriyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da HDP karşısında yaşanan hezimetin kısa süre içerisinde tekrar yapılacak bir seçimde geriye çevrilmesi olası değildi. MHP’ye kaptırılan milletvekillerinin ise stratejik bir seçim kampanyası ile geri kazanılması mümkün görülmüşe benziyor.
Aşağıdaki grafiklerde partiler için en kritik 10 seçim bölgesini sıraladık. AKP ve MHP’nin ucu ucuna kazanma ve kaybetme ihtimali olan seçim bölgelerinin tamamen örtüştüğünü görmek mümkün. Bu da yukarıdaki öngörüyü doğrular nitelikte. AKP’nin seçim stratejisini özellikle Karadeniz’de yerel milliyetçilik üzerinden kurgulayacağını ve muhafazakar söylemin tonunu artıracağını öngörmek zor değil. Seçmenin buna cevabını tahmin etmekse zor. Bütün kurumsal ve iktisadi göstergelerin olumsuz seyrettiği bir yerde iktidar partisinin oy kaybetmesi beklenir. Fakat siyasi rekabet eksikliği nedeniyle sağ seçmenin hükümet kurma ihtimali bulunan tek partiye yönelme ihtimali, özellikle bu kadar küçük oynamaların büyük etkileri hesaba katıldığında, göz ardı edilmemeli. (OA-BA/HK)
(*) D’Hont Metodun’unun detaylarını, ve işleyiş tarzına dair örnekleri Naci Mocan’ın blogunda ve Demokrasi Denetçileri Derneği’nin sayfasında bulabilirsiniz.
Not (1): Yazının dinamik görselli versiyonu eş zamanlı olarak http://riturkey.org/ ve Onur Altındağ’un web sayfasında yayınlandı.
Not (2): Yazıdaki tespit ve yorumlar sadece yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazarlar metinden doğrudan sorumludur. Yazıda belirtilen görüşler RIT’in kurumsal görüşünü yansıtmaz. Yazıda belirtilen görüşler RIT üyelerinin bireysel görüşlerini yansıtmayabilir.