Güneşin Kızları adlı dizinin sevilen oyuncusu Hande Erçel, "Korku denen duygu bana oldukça zıt. Korktuğum anlar sayılıdır. Cesaret içten gelirse her şeyle başa çıkabiliriz. İstanbul beni korkutmadı, aksine heyecanlandırdı." dedi. Bu aralar çok çalıştığını belirten Erçel, haftanın 6 gününü sette geçirdiğini ve Cannes da ödül almak istediğini söyledi.
Hürriyet'ten Sertaç Virancık'a konuşan Erçel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- İstanbul’a gelmek için ailenizi nasıl ikna ettiniz?
Aslında ikna etmeme gerek kalmadı. Her zaman bunu istedim ve onlar bana her konuda olduğu gibi bunda da büyük destek oldular.
- İstanbul büyük bir şehir. “Ne yaparım” “korkusu yaşamadınız mı? Üstelik İstanbul’da 4 yıl da yalnız yaşadınız. Zorlanmadınız mı?
Korku denen duygu bana oldukça zıt. Korktuğum anlar sayılıdır. Cesaret içten gelirse her şeyle başa çıkabiliriz. İstanbul beni korkutmadı, aksine heyecanlandırdı. Büyük şehir ve çok insan birbirinden farklı ve cazip. Yalnız yaşadığım bu 4 yıl da zorlandığım bir şey olmadı.
- Güneşin Kızları dizisinden teklifi aldığınız an neler hissettiniz?
“Bu büyük bir şans benim için” deyip elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Ve bu heyecanla Selin’i tanıdım, onu yaşatıyorum.
- Sette en çok kiminle anlaşıyorsunuz?
Bu set bana çok iyi arkadaşlıklar kazandırdı, güzel bir ekibimiz var. Ama en iyi anlaştığım arkadaşım Sarpcan Köroğlu.
- Haftanın kaç günü setteniz? Çekimlerin dışındaki zamanınızda neler yapıyorsunuz?
Bu aralar çok çalışıyorum. Haftanın 6 gününü kesinlikle sette geçiriyorum. Kalan 1 günde spor yapmak, arkadaşlarımla vakit geçirmek derken gerçekten bazen ne yapacağımı şaşırıp evde oturduğum da oluyor (gülüyor)
- Hande Erçel ile Selin’in ortak özelliği ve farklılıkları neler?
Karakterlerin yaşadıkları şeylere göre duyguları değişir ve Selin’in bana benzediği bir dönemi olmuştu. Bu yaşadıklarıyla orantılı olarak değişti tabi. Şu an Hande ve Selin’in ortak özellikleri cesaret ve dürüstlükleri.
"Cannes'da ödül almak isterim"
- Sinemada Avrupa ve Amerika’nın seviyesine gelemediğimiz bir gerçek. Sizce bunun nedeni nedir?
Ben bu kadar karamsar bakmıyorum açıkçası. Oldukça ilerlediğimiz de bir gerçek.
- En çok hangi ödülü almak isterdiniz?
Cannes hayallerimin arasında büyük bir yer kaplıyor. Orada bir ödül almak isterdim.
- Ev hayatınız nasıl? Şu an ablanız Gamze’yle yaşıyorsunuz. Evde görev paylaşımı yaptınız mı?
Biz de öyle görev paylaşımı maalesef olamıyor. Ben bu kadar yoğunken evde iş yapmama kıyamaz. O yüzden en büyük desteğim ablamdan.
- Benim merak ettiğim, mutfakta hanginiz daha iyi? En güzel yemeği hanginiz yapıyor?
Mutfakta vakit geçiremesem de elimin daha lezzetli olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın