Gündem

"Halk yandaş medya usulü ızgara dış güçler, fırında rabia soslu duble yol asfaltı yiyor, Saray ise..."

"Pinpon topu bile yüzde 20'de…"

04 Eylül 2018 12:09

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki 30 Ağustos Resepsiyonu'nun mönüsü tartışılmaya devam ediyor. Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, Türkiye'deki çoğu insanın isimlerini ilk kez duyduğu yiyecek ve içecekleri ti'ye aldı. Muratoğlu, iktidar çevrelerince sık sık dile getirilen, 'dış güçler', 'duble yol', köprü, 'dik dur eğilme' gibi sözlerle kendi mönüsünü yazdı. Buna göre halk, "Yandaş medya usulü ızgara dış güçler… Fırında rabia soslu duble yol asfaltı… Deniz tuzu serpilmiş asma yapraklı Osmangazi Köprüsü halatı… Dik dur eğilme 'susamlı levrek simidi' seninle" yiyor.

Muratoğlu'nun, "Ejder meyveli enflasyon sepeti" başlığıyla (4 Eylül 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Enflasyonu yazayım da nesini yazayım? Herhalde TÜİK enflasyonu da enflasyondan arındırılmış olarak açıklıyor… Ağustos ayında gıda enflasyonu binde 6 artmış! Hiç artmasaymış… Aylık enflasyon yüzde 2,3 artış gösterdi. Fiyatı yüzde 5'den az artan ne var ki? TÜİK alışverişi nereden yapıyorsa söylesin biz de oradan yapalım! Bize yazık değil mi?

★★★

Neymiş? Bayram varmış! Fiyatları topladığı 20 Ağustos Pazartesi günü tatil nedeniyle derleme yapamamış. Yapsaymış kaç açıklayacakmış?

Bakın dolar Ağustos ayına 4.90 lira ile başladı, 6.60 lira ile bitirdi. Yüz bin lira ile 20 bin 408 dolar alabiliyorken bu miktar 15 bin 151 dolara geriledi. Yüz bin lira paranız 34 bin 696 lira eridi. Oysa açıklanan enflasyona göre sadece 2300 lira kaybetti.

★★★

Böyle enflasyon rakamları açıklatıp milletle dalga geçmek ayıp değil mi? Israrla Türkiye şahlanacak diyorlar, şahlanan belli…
Ucuzcu marketlerden git BİM'e, sor kasiyere… En az yüzde 20 zam geldi her ürüne… Pinpon topu bile yüzde 20'de…

★★★

Enflasyon sepeti demişken; Vatandaş şarbonlu et yerken, 30 Ağustos resepsiyonunda halkın sarayında verilen yemekler ve içecekler de enflasyon sepetinde yer alıyorlar mı?

Haliyle mutfağı 650 metrekare olunca bolca tüketiliyorlar Saray'da… Sunulan yemeklerin öyle acayip isimleri var ki ne yediğini bilene devlet nişanı verilmeli.

★★★

“Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie”nin nedir enflasyon sepetindeki yeri? Bahçede mi besliyorlar ejderi? Ejder yerli ve milli mi?

Ya “liçi meyvesi eşliğinde efuli?” Kim bilir o nereli? “Starex meyvesi eşliğinde aloevera” nedir peki? Starex, Hyundai'nin minibüsü değil miydi? Davetlilere minibüs mü yedirmişler yani?
 “Pataşur içerisinde çerkez tavuğu” önemli… Ya “zencefilli somonlu suşi?” Somon, deniz somonu mu acaba? Çiftlikse tadı yavan olur kanımca……

Sahi “kertenkele aromalı altın çilek soslu tütsülenmiş gergedan boynuzu kızartması” yok mu? Yerli içeceğimiz ayrana ne oldu?

★★★


Bakın, buraya kadar sustum, içime attım. Sonunda dayanamadım. Dalga mı geçiyorlar yoksa sabır mı sınıyorlar? Nereye gidiyor bu ülke? Kimse kusura bakmasın ama “tartalet içerisinde Antakya usulü humus” olur mu Allah aşkına? Yakışmış mı bu sofraya? Çabuk aşçıyı çağırın bana!

★★★

Halk bıkmışsa makarnadan, bulgurdan… Gidip yiyebiliyor mu pataşur içerisinde çerkez tavuğundan? Ne de olsa “halkın sarayı” değil miydi?

Saray'dan verilen yemekteki gibi gömebiliyor mu chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie'yi? Yoksa yine tarhana ve makarnaya talim mi?

★★★

Halk ne kemiriyor? Yandaş medya usulü ızgara dış güçler… Fırında rabia soslu duble yol asfaltı… Deniz tuzu serpilmiş asma yapraklı Osmangazi Köprüsü halatı… Dik dur eğilme “susamlı levrek simidi” seninle… Enflasyon falan hepsi hikâye… Hepimiz aynı gemide değil miyiz neticede?