Medya

Halk TV'deki yönetim değişikliğinin ardından kanaldan kovulan Semra Topçu: Gazetecilere yaşam hakkı yok

28 Haziran 2019 12:58

Halk TV’deki yönetim değişikliğinin ardından ani bir şekilde kovulan gazeteci Semra Topçu, gazetecilere yaşam hakkı tanımayan bir sistemin olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği tarafından desteklenen media4democracy programı çerçevesinde Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen söyleşide konuşan Topçu, medya sektöründe güncel işsizliğin nedenlerini de şöyle sıraladı:

  • Medyada sermaye yapısının tekelleşmesi,
  • 15 Temmuz darbe girişiminin ardından medya kuruluşlarının kapatılması,
  • İktidar baskısının artması,
  • Sendikaların azalması.

AKP'nin iktidarı döneminde gazeteci işsizliğinin arttığına dikkati çeken Topçu, 15 Temmuz darbe girişimi ve olağanüstü hâl dönemi konusunda da şunları söyledi:

"FETÖ kalkışmasının ardından 2017 Temmuz’undan itibaren ilan edilen OHAL döneminde 173 medya kuruluşu kapandı, 3000 basın emekçisi işsiz kaldı (Toplamda 10 bin kişilik bir basın sektöründen sözediliyor), 141 gazeteci cezaevinde, 800 gazetecinin basın kartı iptal edildi, 800 gazetecinin de pasaportuna el konuldu)Türkiye’de medyanın yüzde 90’ı artık Erdoğan’ın etkisi altında; Havuz medyası ve iktidar yandaşı medyanın etkisi altında... Sadece DemirörenVgrubunun yüzde 76’ya hakim olduğu belirtiliyor. Gerçi CNNTürk’ü satacaklarmış, dedikoduları çıktı ama sonuçta tablo böyle. AKP’nin-Erdoğan’ın isteğiyle Demirörenler Ziraat Bankası kredisi ile Aydın Doğan’dan Doğan Medya kuruluşlarını satın aldı ve 1950’lerden bu yana süren ana akım medya sistemini çökertti. "

"Dijital medya umut veriyor"

Dijital medyanın işsiz gazeteciler için umut verdiğini söyleyen Semra Topçu şunları söyledi:

AKP gazetecilerin gazetecilik faaliyetlerinden dolayı işsiz kaldıkları bir sistem yarattı. Ama elbette doğa boşluk kaldırmaz, gazeteciler kendi mecralarını, sosyal medya desteğiyle oluşturdu. Bloklar, youtube kanalları, internet gazeteleri kısacası dijital medya umut veren bir mecra. 

Son yıllarda Türkiye’de internet medyası anakım medya kuruluşlarından kovulmuş ya da istifaya zorlanmış özgürlükçü gazeteciler için korunaklı bir liman hâlini aldı. Bu alanda önde gelen haber portalları T24, Duvar, Diken ve Bianet gibi haber siteleridir. Bu portallar, eleştirel alternatif görüşler ve kaliteli gazetecilik sunsa da, ulaştıkları kitle kısıtlı olup, araştırmacı gazetecilik için gerekli maddi kaynaklara da sahip değildirler.

Ancak yavaş yavaş internet mecrasının reklam pastasından aldığı pay artmakta ve internet kullanıcı sayısı da çoğalmakta… Dolayısıyla demokrasi adına önemli bir özgürlük alanı, gazetecilik mecrası oluşmakta…

İşsiz gazetecileri ilgilendiren dijital medya ile ilgili bazı veriler;

MOM dijital medya araştırmalarına göre Türkiye halkının yüzde 62'si bilgisayar, yüzde 68'i mobil telefon aracılığıyla haberleri takip ediyor. Ülkenin nüfusuna oranla yüzde 53'lük aktif sosyal medya kullanıcısı var.

Türkiye'de haber alma platformu olarak YouTube'un kullanımı 9 kat, Twitter'ın kullanımı ise 10 kat arttı.

Reuters Enstitüsü'nün raporuna göre, halk arasında Sabah, A Haber ve TRT gibi yayıncılara güvenin azaldığı, daha eleştirisel konumda bulunan FOX, Cumhuriyet ve Sözcü gibi yayın platformlarına güven arttı.

Oxford Üniversitesi Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü’nün 2019 Dijital Medya Raporu’nda sosyal medya haberlerine güvenin arttığı vurgulanırken, Türkiye'de dijital platformların haber kaynağı olarak kullanımının arttığı da belirtildi. Raporda, sosyal medya platformu Facebook'un da bu anlamda yüksek oranda tercih edildiği yer alıyor.

Dijital Haberler Raporunda ayrıca, Türkiye'de WhatsApp uygulamasının yüzde 30 oranında arttığı ve bu uygulamanın haber alma amaçlı kullanıldığı yer alıyor.

Bir başka önemli not: Durumun ülkemiz açısından umut verici olduğunu şuradan da anlayabiliriz, DW, İngiliz BBC, Fransız yayın kuruluşu France24 ve ABD’li Voice of America ile birlikte video içerikleri üreterek, online yayınlayacak.

Toparlayacak olursam, dijital medya umut veriyor çünkü Türkiye’de henüz yaygın olmamakla beraber abonelik ya da bağış modeli dünyada hızla ilerlemeye başladı.