Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan protestolara öncülük eden oyunculardan biri olan Halit Ergenç, gerilimin nasıl sona ereceğini facebook sayfasında anlattı. Hayatım boyunca şiddetten yana olmadım dyen Ergenç, çözümün tek bir yolu olduğunu söyledi. Ergenç o yolu "Ben yaptım oldu ve olacak tavrından çıkıp sadece bu insanların neyi neden istediğini dinlemek ve bu isteklerin dikkate alınacağı demokratik bir platform oluşturmaktır." sözleriyle açıkladı.
İşte o yazı:
Hayatım boyunca asla şiddet kavga ve küfürden yana olmadım. Kimseye el kaldırmadım. Son derece serinkanlı ve sakin bir insanım. Beni tanıyanlar bu özelliklerimi bilirler. En çözümsüz görünen problemin dahi mutlaka çözümünün konuşmakta ve karşılıklı empati kurarak birbirini anlamakta olduğunu düşünüyorum.
Benim problem çözümüm her zaman bu yoldan olmuştur ve olacaktır. Şiddet gösterenleri ister devlet, ister polis, ister halk ister bir aile yakınım olsun asla desteklemem ve desteklemeyeceğim. “Haklı olan, şiddet uygularsa mutlaka haksız olur ama haksız, hiçbir zaman şiddet uygulayarak haklı olamaz.” Benim başından beri gördüğüm karşılıksız başlayan ve polisimiz tarafından uygulanan orantısız güç karşısında sadece duran ve direnen bir gurubun sonradan her kesimden her inançtan her ideolojik düşünceden her yaş gurubundan ve sosyal çevreden destek görerek büyümesi ve çoğalması bu güce karşı durmasıdır. Yani halk hareketidir. Yoksa biber gazına veya suya dayanamayıp yerlere yığılan insanlara kim, neden, nasıl bir güven ve sevgiyle evlerini, lüks otellerini, camileri açıp yardım eder.
Bakkallar dükkânlarını açık tutuyorlar kafeler sığınma saklanma yerleri oluyor gecenin bir yarısında. Apartman girişleri, merdivenler revir ve sağlık evleri haline geliyor. Gönüllü doktorlar kendi cep telefonu numaralarını açıkça internette paylaşıyorlar. Taksiler insan taşıyorlar. Eğer tersi olsaydı sokaktaki insandan, bu direnişi gösterenlerden herkesin korkması ve kaçması gerekmez miydi? Kimse kapısını açmaz bu insanlara su dahi vermezdi.
Biraz yakından bakınız lütfen. Bu şiddete direnen insanların içinde sizin kardeşleriniz, anneleriniz, abla ve abileriniz babalarınız var. Onların da abileri oğulları polis olanları var. Kendini savunurken abim polis diye ağlayanı var. Oğlum yapma diyeni var. İlerleyen aşamalarda bu guruba maalesef ki ortalığı yakıp yıkan eli sopalı ve saldırgan fikirli bir takım guruplar da dahil olmuşlardır. Bu gurupları da şiddetle kınıyorum. Görmeyi asla istemeyeceğimiz manzaralara maruz kalıyoruz. Yakılan arabalar parçalanan kamu malları atılan ağır ve kışkırtıcı sloganlar asla sokaktaki kendini savunan insanların hareketinin bir parçası değildir ve olmamalıdır.
Bu olayı çözebilecek tek bir yol vardır. Ben yaptım oldu ve olacak tavrından çıkıp sadece bu insanların neyi neden istediğini dinlemek ve bu isteklerin dikkate alınacağı demokratik bir platform oluşturmaktır. “Bir insana düşündüğünüz ve bildiğiniz en büyük iyiliği yapmayı isteyebilirsiniz ama o insan bunu sizin yapmayı düşündüğünüz şekilde ya istemiyorsa o zaman ne olacak? Bu zorla yapılmış iyilik gerçekten iyilik olacak mı?”
Lütfen bu şiddeti durdurun ve görmeye, dinlemeye ve anlamaya başlayın.