Gündem

Halil Falyalı davası: Söylemez kardeşlerden birine iki kez müebbet, diğerine beraat

Mehmet Söylemez: Eski Ankara Emniyet Müdürü, Soylu'nun kuryesidir

19 Ocak 2024 15:18

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş'ın öldürülmesine ilişkin haklarında dava açılan aralarında Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez kardeşlerin de bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, sanık Mustafa Söylemez’i iki kez müebbet hapis cezasına çarptırırken; sanık Mehmet Faysal Söylemez’in tüm suçlardan beraatine karar verilerek tahliyesine hükmedildi.

İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya aralarında tutuklu sanıklar Mehmet Faysal Söylemez ve Abdurrahim Çelik getirildiler. Mustafa Söylemez'in de bulunduğu bazı sanıklar ise tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Özge Falyalı'nın avukatı da duruşmaya katıldı.

Hakim hakkında suç duyurusu

Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın aktardığına göre;  Mehmet Faysal Söylemez’in avukatı Coşkun Atılgan, mahkeme başkanını 'görevi kötüye kullanmak' iddiasıyla HSK’ye şikayet ettiğini söyledi. Atılgan, “Karar veremezsiniz. Katıl dışarda. Katil, Ulvi Umutlu. Beni öldürecekler. İki çocuğum var. Eğer öldürülürsem sorumlusu sizsiniz” dedi.

"Ankara Emniyet Müdürü Soylu'nun kuryesidir"

Söylemez, "Durumum bu iken dosyaya nasıl dahil edildiğimi anlatayım, Kardeşim Mustafa Söylemez bu olayla ilgili gözaltına alınmıştı, polis bu olay ile ilgili soruşturmasını yürütürken ben de kendimce soruşturmaya başladım. Bu durum birilerini rahatsız etti, o dönemdeki polislerin en tepesindeki 'Soysuz Süleyman' bu durumdan rahatsız olduğu ve kendisinin saklamak istediği şeyler olduğu için emir ve talimat vererek beni gözaltına aldırdı. Savcının gözaltı kararı verme gerekçesi ‘Mehmet Faysal Söylemez'in Mustafa Söylemez 'in kardeşi olduğu tespit edilmiştir’ şeklindedir. Sorun şu ki, kardeşimin suçlu olduğunu da henüz ispatlayamadılar. Dosyada suçu işlediğine dair hiçbir maddi somut delil yoktur. Beni gözaltına aldırma talimatını veren 'soysuz' daha sonra kokainci, kumarcı, kara paracı, şantajcı Hüsnü Falyalı'dan milyon dolar almıştır; parayı Hüsnü Falyalı'dan alıp 'Soysuz Süleyman'a getiren kurye kişi eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'dır. Bunu ben dahil herkes bilmektedir” ifadelerini kullandı.

"Silah olarak cübbelerini kullanıyorlar"

Çete lideri olmadığını belirten Söylemez, sözlerine şöyle devam etti

“Savcı Serdal Sarıdağ efendi beni Google haberlerine dayanarak ‘çete reisi’ göstermiş, ben çete değilim, çete reisi değilim. Doğrudur ortada bir çete vardır, o çetenin adı da 'İstanbul Adliyesi Çetesi'dir. Çete reisi Şaban Yılmaz’dır. Çete reisinin yardımcıları, Başsavcı Vekili İbrahim Bozkurt ve mahkeme başkanı Hakim Hakan Özer’dir. Çete üyeleri, Savcı Serdal Sarıdağ, savcı Ahmet Baba, Mahkeme heyeti üyeleri ve
Münevver Nur Çelik Akçay ve Şaziye Burcu Koşan’dır. Erhan Kanioğlu, çete reisine parayı veren rüşvete aracılık eden kişidir. Ulvi Umutlu, rüşvete aracılık eden kişi-çete üyesidir.

Yukarıda belirttiğim çete, Kıbrıs'taki uyuşturucu tüccarlarından, kumarcılardan, kara ve beni infaz etmeye paracılardan, şantajcılardan para alarak tetikçilik yapmakta çalışmaktadırlar. Silah olarak da devletin adalet dağıtılması için giydirdiği cübbeleri kullanmaktadırlar. Kıbrıs'taki kumarcı, kara para aklayıcı, şantajcı uyuşturucu tüccarları kriminal camiadan bulamadıkları tetikçileri maalesef Çağlayan Adliyesi'nde hakim ve savcılardan elde etmişlerdir. Bunları çete olarak itham etmiş olmam birileri tarafından yadırganabilir. 1996 yılında bir mahkemede yaptığım açıklamada 'çete arıyorsanız Mehmet Ağar-Sedat Bucak ikilisine bakın' demiştim. Mehmet Ağar o dönemde içişleri bakanı idi, Sedat Bucak da hasmım olduğu için kimse açıklamalarımı ciddiye almamıştı. Bu açıklamadan 10 gün sonra Susurluk kazası oldu. Ardından ‘Susurluk skandalı’ patladı. Manşetleri de aylarca Susurluk çetesi meşgul etti. Olay, bundan ibarettir.”

"Hakimlere sesleniyorum.."

Avukat Coşkun Atılgan, izleyici sırasında oturan Ulvi Umutlu’ya dönerek, “Asıl katil orada. Ulvi nerede?” diye sordu. İzleyici sırasında olan Ulvi Umutlu, “O gösterdiğimiz görseller ve mesajlar kurgudur. Duruşmayı uzatmak için yanlış yolda gidiyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Bu sırada Faysal, “Uzatacağız uzatacağız. O yolu bulacağız” dedi.

Savunma yapacağını belirten avukat Atılgan, “Ben bu tiyatronun bir parçası olmayacağım. Siz delilleri karartansınız. Ben çıkacağım. Siz yargı değilsiniz. Türk yargısı bunun hesabını sorar. Adliye gelen çantaları merak etmiyor musunuz? Savunma yapmadan ayrılıyorum. Bu verilen karar, verilen görevdir. Hakimlere sesleniyorum. Yapmayın. Sizi kimse kurtaramaz. Yargıç üyelerine söylüyorum. Taraf olmayın" diye konuştu.

Mustafa Söylemez, esasa ilişkin şöyle dedi: “Taleplerim yerine getirilmedi. Suç işliyorsunuz. Sizi yargıç olarak görmüyorum. Savunma yapmayacağım.”

Halil Falyalı cinayeti davasında hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet cezası alan Mustafa Söylemez, duruşmanın ertelenince hakime hakaret etti. Son sözlerinin sorulduğu Söylemez, mahkeme başkanına yönelik “Siz yargıç değilsiniz. Siz tetikçisiniz. Siz cellatsınız. Ben sizin suratınıza da tükürmem çünkü tükürüğüm daha değerli” dedi.

Son sözleri sorulan Faysal Söylemez, “Kriminal laboratuvarda bir avukat kardeşim için delil yerleştirilecek diye para istendi benden. Buna aracılık eden avukatın dinlenmesi lazım. Siz olayı aydınlatmayı değil olayı bize ihale etmeye çalışıyorsunuz. Bu davadan çekilin” ifadelerini kullandı.

Kardeşlerden birine müebbet diğerine tahliye

Mahkemenin kısa kararı şöyle; Mahkeme, sanık Mehmet Faysal Söylemez'in "Tasarlayarak iki kez adam öldürme" ve "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme" suçlarından sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı vererek tahliyesine karar verdi.

Sanık Mustafa Söylemez hakkında ise "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme" suçundan beraatine ve bu suçtan tahliyesine karar veren heyet, Halil Falyalı ve Murat Demirtaş'ı öldürmek suçlarından "Tasarlayarak kasten öldürme " suçundan 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırarak tutukluluğunun devamına hükmetti.

Sanık Abdurrahim Çelik, Cengiz Şener ve Ender Yıldız hakkında da Halil Falyalı ve Murat Demirtaş'a yönelik öldürme suçlarından dolayı "Tasarlayarak adam öldürmeye yardım" suçundan ayrı ayrı 12 yıl 6'şar ay hapis cezası olmak üzere toplam 25'er yıl hapis cezası verilerek tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.

Tüm sanıklar hakkında "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçlarından ise beraat kararı verildi. Sanık Metin Süs hakkında üzerine atılı tüm suçlardan beraatine karar verildi. Mahkeme heyeti, sanık Cemil Önal hakkında "Tasarlayarak adam öldürme" suçundan 2 kez ve "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçundan hakkındaki davanın ayrılmasına hükmetti.

Ne olmuştu?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Girne şehrinin Çatalköy mevkiinde bulunan 20 Temmuz Caddesi üzerinde, 8 Şubat 2022 günü saat 18.45 sıralarında Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş uzun namlulu ateşli silahlarla saldırıya uğramıştı.

Murat Demirtaş olay yerinde, Halil Falyalı ise kaldırıldığı Yakın Doğu Üniversite Hastanesinde hayatını kaybetmişti. Cinayet sonrasında soruşturmanın Türkiye ayağında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 9 ve 17 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen üç ayrı operasyonda, cinayetle doğrudan ya da dolaylı bağlantılı oldukları ileri sürülen 8 kişi gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Mustafa Söylemez, Faysal Söylemez, Abdurrahim Çelik, Ender Yıldız ve Cengiz Şener tutuklanırken; Metin Süs ve iki şüpheli adli kontrolle serbest bırakılmıştı.

Savcılıkça hazırlanan iddianamede, Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez kardeşlerin "Tasarlayarak öldürme" ve "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi ve 12'şer yıla kadar hapisleri istendi. Diğer 4 şüphelinin ise "Tasarlayarak öldürmeye yardım" ve "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçlarından ise 32 yıl 6 aydan 46 yıla kadar hapisleri talep ediliyor. İddianamede, Halil Falyalı'nın öldürülmesinin Eylül'de planlandığı ancak Falyalı cezaevinde olduğu için 6 ay sonra gerçekleştirildiği belirtiliyor. İddianamede, son derece planlı ve profesyonel bir şekilde işlendiği de kaydediliyor.

TIKLAYIN-Halil Falyalı davasında Süleyman Soylu'nun para aldığı iddia edildi