Başkentte düzenlenen EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi ve Fuarı'nda, sanatçılar Kenan Doğulu ve Beren Saat'e, ‘İklim Elçisi’ plaketi verildi. Etkinlikte konuşma yapan Saat'e Hakan Ural’dan tepki geldi. Beren'in konuşması çöp" diyen Ural, ünlü oyuncuya "Senin Teknofest’ten haberin var mı?" sorusunu yöneltti.
"Öğrencilik dönemimde başörtüsünün üstüne peruk takmak zorunda kalan sınıf arkadaşlarım oldu ve geçen yıllar içinde eğitim eşitliğinin sağlanmasına hepimiz çok sevindik" diyerek sözlerine başlayan Beren Saat, "Fakat sonrasında kadının giysisi siyasete malzeme yapılıyor, eğitim sistemimiz geriliyor, kadın bakanlığı kapatılıyor, kadınlar haklarını sistematik bir şekilde kaybediyor diye rahatsızlıklarımızı dile getirdiğimizde 'Köprülere, yollara bak ne kadar iyi çalışılıyor' cevabını aldık. Basında, sanatta sansüre isyan ettiğimizde 'yüzümüzü hep Batı'ya döndük şimdi birazcık da Doğu'ya bakalım' denildi. O günlerde harekete geçebilecek pek çok kişi göz yumduğu için bugün ülkemizin en değerli üniversiteleri saygınlığını yitiriyor" dedi.
Kanal D ekranlarında program sunan Hakan Ural ise Beren Saat'in sözlerine tepki gösterdi. "Beren’in konuşması çöp" diyen Ural "Sana bunu kim verdi, siyaset yapıyorsun. Oysa iklim. Devletin hizmetlerini küçümsemek için neden bilmiyorum. Sen gerçekten Türkiye tarihini biliyor musun? Senin Teknofest'ten haberin var mı? Bu olacak iş değil. Bu çok ucuz be! Vallahi çok ucuz. Hiç bu toplara girmenizi tavsiye etmiyorum, çok altında kalırsınız. Çünkü içinden geçtiğimiz süreçlerin ciddiyeti ve hassasiyeti var. Herkes kendi çapınca bunu alır ve cümle kurar o cümleler de size çok ağır gelir söyleyeyim. Altında kalınır"" ifadelerini kullandı.
Ural'ın açıklamaları şöyle:
"Çoğu çöp, içi bomboş. Elçi seçmişler, şimdi şuna inanamıyorum. Davranış bozukluğuna itiyor bunlar beni. İnanamayacaksınız söylediği şeyler… Ben yıllardır konuşuyorum hiç benim önümden bir şey okuduğumu gördünüz mü? Allah çarpsın bütün ekip burada asla akış çalışması yapmam. Çünkü samimi olarak niyetim iyi ya kendime göre bilgime dayalı da görevim var. İyi niyetle bismillah deyip bildiğim kadarını yorumlama niyetim var. O yüzden de haberi yayında öğreneyim istiyorum. Zaten bunun da bir cazibesi oluyor çünkü yapan yok. Hele hele canlıda. Diyelim ki bakın söylediklerinin, not almaya çalıştım öyle olağanüstü anormallikler var ki. 'Yüzümüzü batıya dönmüştük bundan sonra da doğuya dönelim deniyor" diyor. Bu bir çıkarım ve bir tespit bu fikir senin mi bir başkasının mı? Sana bunu kim verdi? Çünkü tamamen bilmiyorum farkında mısın itham ediyorsun ve siyaset yapıyorsun. Oysa iklim, konu o değil. Diyorsun ki 'Eğitimde geriye gidiyoruz, kadınlar haklarını kaybediyor, bunları da ama bak köprü yaptık yol yaptık.' Yani devletin yaptığı hizmetleri küçümsemek için neden bilmiyorum durduk yerde dünyanın her yerinde herkesin ortak kabul edilebilir daha iyi olmasını düşündüğü evrensel sorunları bunlarla kendi kendine tarif edip birileri sanki o sorunları evet diyor ama bunları boşverin köprü ve yol yaptık ya diyor gibi bir çıkarım çıkartıyorsun.
Mesela şunu dedin inanamadım, ''Bilişimde teknolojide geri gidiyoruz' dedin. Sen gerçekten Türkiye tarihin biliyor musun ya! Hani ben bunu nereden nerelere gelindiği konusunda bunları söylemeyi zül addederim kendime. Senin Teknofest’ten haberin var mı? Senin Teknofest’teki o gençlikten haberin var mı? Şuna çok üzülüyorum biliyor musunuz, her türlü fikre dayanağa kendinde tarif edilebilirliği olan, mesela birisi bana dedi ki ben şu konuda böyle düşünüyorum. Hay hay. Neden? Anlatabiliyorsa saygım var. Sorarım ama. Burada söylediği şeylerin mesnetsizliğini, bana göre geçtim, bilgisizlik var. Çünkü iddia ettiği şeylerin hiçbirinde bir tutarlılık yok. Şimdi devletin hizmetlerini küçümsüyorsun. Olanları küçümsemek, hor görmek için de bizim hepimizin dünyanın, her yerdeki insanların şikâyetçi olduğu temel, kadına şiddet, her yer yıkılıyor, oraya da bağlıyor. Öyle oldu böyle oldu. Evvelden de yoktu ya!
Bir, o kağıdı kim yazdı? Benim net sorum merağım bu. Ben hiçbir zaman düşüncelerimi kağıda yazma gereği hissetmedim. Kaldı ki oradan anladığım kadarıyla iklim elçisi de seçilmiş, bundan mütevellit ödül alıyor, oraya konuşma bile hazırlamazsın aslında dimi. Güzel, onun keyfini çıkartmak adına, bu arada düşüncelerin de olabilir farklı, yazmazsın. Ha, sana bunu kim yazdı? Sen dönüp dersen ki bunlar benim kendi düşünce ve kanaatlerimdi. Yav ezberleyemez mi, insan düşüncesini yazma ihtiyacı hisseder mi kardeşim. Zaten sana ait olmadığı vücut probosiyonundan da belli.
Sibel'le evliliğimden mütevellit ses sahne şarkıcı müzisyen arkadaşların çoğuyla istişarem var. gezen de bir adam olduğum için sosyal bir hayatım da var. Filimi de 17 yaşından beri çektiğim için oradan da bir birikimim donanımım var. Dolayısıyla pek de mukayese edilemeyecek deneyimlere sahip bir adamım. Bizde bizim camiada bilmediklerimi tenzih ediyorum istisnalarını da tenzih ediyorum zaten ülkesini yakın tarihi, geçmiş, cumhuriyet öncesi, Osmanlı falan pek de bizim camiada ilgilisi bilgilisi yok ki.
Bundan bir 8 ay bir sene öncesine kadar kendi geçirmiş olduğu ve itiraf ettiği çok bunalımlı bir süreç yaşadı. Allah yardım etsin hatta evliliğinin bile sarsıntıya girdiği ve Kenan tarafından çok sabırla idare edildiği o süreçten sonra Allah korusun yuva kurtuldu, şimdi iyi gözüküyorlar falan. Ben tarz olarak da bir defa ben Beren'in ülkenin meseleleriyle ilgili bir yerde konuşurken ne kanaat getirirken ne duydum ne gördüm. Bir laf vardır ya bayram değil eniştem beni niye öptü dersin.
Susmak da bir tercihtir muhakkak. Ben artık bir sene önce karar aldım. Doğruya doğru yanlışa yanlış. Edebiyle adabıyla söyleyeceğim. Sen kendi kendine bir tercihte bulunup bu cümleleri etmişsin, buna mükabil de bu iddialarından rahatsızlık duyulması veya eleştirilmesine tahammül edeceksin. Bunu da göze almışsındır herhalde o kağıdı eline alana kadar da. Bu olacak iş değil. Trajikomikti Oscar. Bu çok ucuz be! Vallahi çok ucuz. Hiç bu toplara girmenizi tavsiye etmiyorum, çok altında kalırsınız. Çünkü içinden geçtiğimiz süreçlerin ciddiyeti ve hassasiyeti var. Herkes kendi çapınca bunu alır ve cümle kurar o cümleler de size çok ağır gelir söyleyeyim. Altında kalınır."