Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin asistan hekimleri, iki günlük iş bırakma eylemine başladı.
Asistan hekimler, “Bir ay süren yoğun kamuoyu yaratma çabalarımız sonucu, bu sabah YÖK kapsamındaki üniversitelere de ek ödeme yönetmeliği çıktığını öğrenmiş bulunuyoruz. Çıkan bu yönetmelik, 1 Ağustos 2022 tarihinden itibaren kapsayıcı olup, bir aylık hak kaybı oluşturmuştur. YÖK için yayınlanan yönetmelikte, hak kaybına uğradığımızı, ayrıştırmalara devam edildiğini görmekteyiz. Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde, belirli aralıklarla iş bırakma dahil tüm hak arayışlarımıza devam edeceğimizi ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bildiririz” açıklamasını yaptı.
Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’nde kapsam dışı bırakılan üniversite hastanelerinde görevli asistan hekimlerin tepkisi sürüyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin asistan hekimleri, bugün iki gün sürecek iş bırakma eylemi başlattı. Asistan hekimler, hastane bahçesindeki heykel önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıklama öncesinde, dün İstanbul’daki Esenyurt Devlet Hastanesi’nde bir hasta yakını tarafından öldürülen güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan ve mesleğini yaparken hayatını kaybeden tüm sağlık emekçileri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Hacettepeli asistan hekimler, "Sağlıkta şiddet sona ersin", "Eşit işe eşit ücret", "Sağlıkta performans ölüm getirir" sloganları attı.
Meslektaşları adına açıklama yapan asistan hekim Volkan Tümer, şunları söyledi:
“Birçok şehirde meslektaşlarımız, branşının tek doktoru olduğu için 30 gün, 24 saat icap nöbeti adı altında zorla çalıştırılmakta”
“Ağır çalışma şartları, can güvenliğimizin olmaması, 5 dakikada bir hasta bakma dayatmasıyla kalitesiz sağlık hizmeti verilmesi, malpraktis davalarında haksız ve orantısız rücular ve emekliliğe yansıyan tek kalemde maaş verilmemesi gibi birçok özlük hakkımız ısrarla görmezden gelinmekte ve emeğimiz sömürülmektedir. Nöbet mesaisi ücretleri, tüm meslek gruplarında normal mesainin üzerindeyken bizde hâlâ yarı ücrete devam ettirilmektedir. Birçok şehirde meslektaşlarımız, branşının tek doktoru olduğu için 30 gün, 24 saat ‘icap nöbeti’ adı altında zorla çalıştırılmakta ve emekleri sömürülerek karşılığında 5 günlük çeyrek mesai ücreti verilmekte, 25 gün ücretsiz çalıştırılmaktadır.
“Güvende hissetmiyoruz, her geçen gün artan şiddet karşısında çaresiz hissediyoruz"
Birçok sağlık çalışanı şiddet görmüş, birçok meslektaşımız canice ve onursuzca katledilmiştir. Dün canice öldürülen güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan’ın ölüm haberini acı bir şekilde almış bulunmaktayız. Güvende hissetmiyoruz, her geçen gün artan şiddet karşısında çaresiz hissediyoruz. Ağır çalışma yükünden dolayı nöbet sonrası yorgun, bitap düşüp trafik kazası geçirerek yaşamdan kopan Dr. Rümeysa Berrin Şen’i, işini yaparken katledilen Dr. Ekrem Karakaya’yı, Dr. Ersin Arslan’ı ve şiddete uğrayan hiçbir meslektaşımızı ve sağlık çalışanı arkadaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız. Yaklaşık bir yıl önce hekimler ve sağlık çalışanları olarak, artarak devam eden can kayıplarımız sonucunda sabrımız taşmış, ülke çapında ayaklanmış ve bu şartlar altında devam edemeyeceğimizi gür bir sesle dile getirmiştik. Bu süreçte, özlük haklarımızda iyileştirmeler yapılacağı sözleri verilmişti. Yayınlanan yönetmeliklerle sağlıkta şiddet katalog suçlar arasına alınmıştı fakat önlemlerin çok yetersiz olduğu gerçeği, şiddetin hız kesmeden devam ediyor oluşu ile tekrar gözler önüne serildi.
“Maaşımız tek kalemde verilmediği için yapılan iyileştirme emekliliğe yansımayacak geçici bir düzenlemeden ibaret kalmıştır”
Nöbet ertesi izin konusunda yönetmelikte yapılan son değişiklikle birlikte nöbet ertesi izin hakkı garanti altına alınmıştır. Bu izni kullandığı için nöbet ücretleri kesilecek arkadaşlarımızın birçok yerde kayıt dışı mesailerine devam ettirileceği ve bunun karşılığı ücret verilmeyeceği bilgisine sahip bulunmaktayız. Bu konuda hastane ayrımı göz etmeden tüm meslektaşlarımızın hak mücadelesinin takipçisi olacağımızı ve tüm haklarımızı kullanacağımızı buradan bildiriyoruz. 12 Ağustos’ta emeğimizin karşılığı olarak, ‘Beyaz Reform’ olarak lanse edilen yönetmelik yayınlanmış, ekonomik haklarımızda kısmen iyileştirme yapılmıştır. Fakat hekimler, ‘gelir getiren ve getirmeyen’ olarak sınıflandırılmış, birçok gruba bölünmüştür. Maaşımız tek kalemde verilmediği için, yapılan iyileştirme emekliliğe yansımayacak geçici bir düzenlemeden ibaret kalmıştır. Nitekim halihazırda üniversitelerde görev yapan hekimler olarak, bulunduğumuz iller hatta bölgelerde en zor vakalarla baş etmeye, en ağır hastaları tedavi etmeye çalışmamıza rağmen de Yüksek Öğretim Kurumu’na bağlı olduğumuz gerekçesiyle kapsam dışı bırakılmıştı.
“Performansa dayalı teşvik sistemini reddediyoruz”
Bir ay süren yoğun kamuoyu yaratma çabalarımız sonucu, bu sabah YÖK kapsamındaki üniversitelere de ek ödeme yönetmeliği çıktığını öğrenmiş bulunuyoruz. Çıkan bu yönetmelik, 1 Ağustos 2022 tarihinden itibaren kapsayıcı olup, bir aylık hak kaybı oluşturmuştur. Israrla karşı çıktığımız ve hekimlik mesleğine asla yakışık bulmadığımız ‘gelir getirmeyen’ tanımı burada da kullanılmış, ayrımcılığa devam edildiği görülmüştür. Katsayı farkı azaltılmış ancak kaldırılmamış, mahsuplaşmanın kalktığı söylense de çıkan yönetmelikte mahsuplaşma kaldırılmamıştır. Bu sebeple YÖK ile Sağlık Bakanlığı kadrosu arasında gelir farkı oluşacağı öngörülmektedir. Teşvik adı altında sağlık emekçilerini yarışa sokan, aldığımız eğitim ve sunduğumuz sağlık hizmetini niteliksizleştiren bu yönetmelik, eğitimin ve nitelikli sağlık hizmetinin önemsendiği üniversitelerde gelir haksızlıklarına sebep olacak ya da niteliksizliğe yol açacaktır. Performansa dayalı teşvik sistemini reddediyoruz.
“İntörn hekimlerin emekleri hastaneler tarafından sürdürülmeye devam etmektedir”
Yabancı uyruklu asistan hekim kadrosu altında bizimle birlikte eşit koşullarda çalışan meslektaşlarımızın aylık gelirleri asgari ücretin altında kalmış, emekleri sömürülmüştür. Sayıları bin 500 civarında olan yabancı uyruklu asistan hekimler, özlük haklarıyla ilgili yapılan hiçbir iyileştirmelerden faydalanamamış, görmezden gelinmişlerdir. Yeni yönetmelik kapsamına alınıp alınmadıklarını takip edecek, daha fazla görmezden gelinmelerine sessiz kalmayacağız. Ayrıca intörn hekim arkadaşlarımız, intörn eğitiminin hekimlik meslek onuruna, mesleğimizin usta çırak ilişkisi ilkesine yakışmadığını düşünmekteler. İntörn eğitiminin kendilerini tıp doktoru olmaya hazırlamaktansa hastanenin tamamlayıcı ucuz iş gücü olarak görüldüklerini ve meslek hayatına dair çok ciddi kaygılar taşıdıklarını ifade ediyorlar. İntörn hekimlik eğitiminde yaşanan birçok eğitim sıkıntısının yanında, bundan yaklaşık iki ay önce verilen asgari ücret sözü de tutulmamış ve intörn hekimlerin emekleri hastaneler tarafından sürdürülmeye devam etmektedir. 1 Eylül 2022 tarihinde tüm bu özlük haklarımız için tüm ülkedeki meslektaşlarımız basın açıklaması yapmış, haklarımızı istediğimizi belirtmiştik.
“Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde belirli aralıklarla iş bırakma dahil tüm hak arayışlarımıza devam edeceğiz”
Özlük haklarımızın verilmesine ilk somut adım olarak 15 Eylül 2022 tarihine kadar diğer sağlık kurumlarında çalışan meslektaşlarımızla ayrıştırma yapmadan eşit miktarda ücret talebimizin karşılanmasıyla başlanmasını, aksi halde 15 ve 16 Eylül tarihlerinde iş bırakacağımızı bildirmiştik. 15 Eylül 2022 tarihinde YÖK için yayınlanan yönetmelikte, hak kaybına uğradığımızı, ayrıştırmalara devam edildiğini görmekteyiz. Tüm bu nedenlerle tüm ülkede bugün ve yarın iş bırakılması kararı alınmıştır. İş bırakma kapsamına acil servis ve poliklinikleri, doğum salonu, elektif hariç ameliyatlar; Covid, onkoloji, hematoloji poliklinikleri ve tüm yatan hasta servis çalışanları dahil edilmemiştir. Bundan sonraki süreçlerde de hak arayan ve talepleri yeteri kadar karşılanmayan tüm sağlık emekçisi arkadaşlarımızın mücadelesini destekliyoruz ve dayanışma içinde olacağımızı, iş barışımıza sahip çıkacağımızı belirtiyoruz. Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde, belirli aralıklarla iş bırakma dahil tüm hak arayışlarımıza devam edeceğimizi ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bildiririz.”