HaberTürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, Meclis'te grubu bulunan 5 partinin 5 konuda birleştiğini öne sürdü. Sarıkaya, "Bunlar siyasi partiler ve seçim yasaları, TBMM İçtüzüğü, siyasi etik yasası ve milletvekili dokunulmazlığı" düşüncesini dile getirdi.
Sarıkaya, "Bazı kelimeler vardır ki tam yerine oturur. 'Zımni' de onlardan biridir; 'doğrudan anlatıma kapalı - içinde saklı - kapsamında gizli' gibi cümlelerin tek kelimeyle anlatımını sağlar. Siyasette sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Son dönemki gelişmelerin önceden planlanarak atılmış bir adım olduğunu zannetmiyorum. Ama farkına varmadan gerçekleşen zımni görüş birliği uzun süre sonra sağlandı. Hem de CHP ve MHP liderlerinin son üç gündeki yazılı beyanlarıyla. AK Parti, İYİ Parti ve HDP de zaten aynı görüşü taşıdığını defalarca açıklamıştı. Sonunda Meclis’te grubu bulunan 5 parti, 5 konuda birleşti. Bunlar siyasi partiler ve seçim yasaları, TBMM İçtüzüğü, siyasi etik yasası ve milletvekili dokunulmazlığı" görüşünü savundu.
Sarıkaya, "Zamanlaması da önemli… Meclis’in 2 hafta sonra kaldığı yerden yasama dönemini devam ettirmeye hazırlandığı sırada bu öneriler geldi. TBMM’nin önündeki iş takviminin neler olması gerektiği konusunda ilk adımı atan da MHP lideri Bahçeli oldu. MHP lideri, hafta sonundaki açıklamasında diğer partilere yönelik eleştirilerinden sonra son bölümde 6 maddelik öneriler dizisini sıraladı. Bunları, siyasi partiler ve seçim kanunları, TBMM İç Tüzüğü, milletvekili dokunulmazlığı, siyasi etik kanunu, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla ilgili kanuni düzenleme olarak sıraladı." ifadesini kullandı.
Sarıkaya yazısında şunları kaydetti:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da dün bir anlamda “ilk hedefler beyannamesine” benzeyen ekonomik paket açıklamasında benzer düzenlemelere işaret etti.
CHP lideri 16 maddelik sıralamasında MHP liderinin de dile getirdiği siyasi ahlak (etik) yasası, seçim kanunu, siyasi partiler yasası, milletvekili dokunulmazlığı ve kamu kesin hesaplarının kontrolünün muhalefetin başkanlık edeceği komisyonda ele alınmasına yönelik düzenleme; bir diğer anlamda TBMM İçtüzük değişikliği istedi…
Kılıçdaroğlu bunun yanı sıra Koronavirüs salgını sonrası çok daha belirgin hale gelecek ekonomik sorunların çözümü konusunda da önemli önerilerde bulundu.
Merkezi hükümet ile yerel yönetimin işbirliğine de dikkat çekti, “yeni bir merkez-yerel dengesinin kurulmasını” talep etti. Şunu hemen belirteyim, CHP ve MHP’nin bu konulardaki bakışı birbirine yakın. Hatta yukarıda da belirttiğim gibi benzer yaklaşım TBMM’de bulunan diğer partilerde de mevcut. Liderleri tarafından son üç gün içinde açıklandığı için dün CHP ve MHP yöneticilerini arayıp, talep ettikleri düzenlemelerle ilgili beklentilerini sordum. Seçim Kanunu’nda %10 barajının kalkmasını her ikisi de istiyor; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ittifaklara olanak tanındığı için diğer partiler de istiyor.
Benzer şekilde milletvekili transferleri ile siyasi ahlak konularında da düzenleme yapılmasından yanalar. Bunun için siyasi etik yasası çıkarılması gerektiğini savunurken, Siyasi Partiler Kanunu’nun da buna göre düzenlenmesini ve lider sultasına dayalı parti örgütlenmesinden çıkılmasını öneriyorlar. Gizli veya dolaylı ittifaklara da kapalılar, her şeyin açıktan yapılmasını kolaylaştıran düzenlemeye gidilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
TBMM İç Tüzüğü’nde değişiklik yapılarak komisyonların çok daha etkili bir hale gelmesinden yanalar… Bir yandan “Cumhurbaşkanı yürütür” diye kanun çıkarıp, diğer yandan kanun hazırlığında hükümetin devre dışı bırakılmasını doğru bulmuyorlar. Nitekim Kılıçdaroğlu da bütçe görüşmesinde açıktan bunu dile getirmiş, “Kamu tarafı olmadan kanun yapamazsınız, teknokrattır kanunu hazırlayan” demişti. MHP de bu kapsamda hükümet ile TBMM arasında bir ilişkinin kurulması gerektiğini düşünüyor ve düzenlemenin buna göre yapılması gerektiğine vurgu yapıyor. Dokunulmazlık konusunda ise CHP ve MHP ayrışıyor; CHP eğer kaldırılacaksa herkesin dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyor, MHP ise karma komisyonda bekleyen dosyaların Genel Kurul’a indirilmesini talep ediyor.
MHP, “TBMM’nin son dönem başkanları Binali Yıldırım döneminde dokunulmazlığın kaldırıldığını, İsmail Kahraman döneminde dosyaların Genel Kurul’a indirildiğini, ancak bu dönem dokunulmazlıklara ilişkin bir adım atılmadığının” da altını çiziyor. Beklenti farklı olsa da her ikisi de dokunulmazlığa ilişkin yeni bir düzenlemeden yana tavır takınıyor.
Buradan bir sonuç çıkar mı? Aslında hepsi olması gerektiğini söylüyor. Eğer bir düzenleme yapılacak ise ancak bu dönemde yapılıyor. Neden de seçime bir yıl kala yapılacak tüm düzenlemeler uygulanamayacağı için hep vazgeçiliyor olması. Madem seçim 2023’te o zaman bir adım atılacaksa ancak bu dönemde atılır, yoksa siyasi partiler ve seçim yasaları yine duyuna kalır…
Yazının devamı için tıklayın