Ayak bilekleri kalın olanların kimisi inceltmek, büyük olanların kimisi ise parmaklarını kısaltmak ya da aldırmak istiyor. Uzmanlar, güzellik kaygısıyla yapılan bu işlemlerin uzun vadede ayakların işlevini bozduğunu söylüyor.
Cemal Türkkantos, 35 yılık ayakkabı tamircisi. Son yıllarda kendisine tuhaf isteklerle gelen müşterilerine hayret ediyor. “Küçük ayak güzel olur” algısı yüzünden özellikle kadın müşterilerin küçük ayakkabı aldığını daha sonra da açtırmaya geldiğini söylüyor.
Ayaklarıyla barışık olmayanların hem parasından hem sağlığından olduğunu belirten Türkkantos, bazı müşterilerinin ayaklarının boyuna ve vücut yapısına uygun olduğu halde rahatsızlık duyduğunu dile getiriyor.
'Başparmağının yanındaki çıkıntıyı törpülüyoruz'
Ayağının büyük olmasını kompleks haline getirmiş birçok insan ayaklarını küçültmek için cerrahi operasyonlara başvuruyor. Ayak estetiğinin son yıllarda oldukça rağbet gören bir ameliyat türü olduğunu belirten Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ayaz Aslan, ayağının ince olmasını arzu eden kadınların, istedikleri ayakkabıyı giyemedikleri için ayaklarının daraltılmasını istediklerini söylüyor.
Estetik için başvuranların genel problemlerini şöyle sıralıyor: Ayak başparmağının dışarı doğru açılanması, ayak başparmağında aşırı büyüklük (çekiç parmak), tırnaklarda oluşan şekil bozuklukları, ayak ikinci parmak boyunun aşırı uzun olması ve ayak bileğinin kalın olması.
Aslan, yaptıkları operasyonları şöyle anlatıyor: “Başparmağın yanında çıkıntı olması durumunda bunu törpülüyoruz. Daraltılması istendiğinde ise ayak orta parmağını alarak hem ayağın tarak kısmını hem de parmak kısmını daraltmış oluyoruz. Ancak kemik iyileşmesi en az 6 hafta sürüyor.
Ayağın üst kısmında ve alt kısmında ince bir çizgi izi kalıyor. Biraz keyfi bir ameliyat ve ileride ağrı şeklinde sıkıntılar yaşanabileceği için önermiyoruz.”
'Mecbur kalmadıkça ameliyat yapmamak gerekir'
Ayak estetiği için yurtdışından ve sanat dünyasından da hastaları olduğunu dile getiren Aslan, ayağı, ‘bir sürü sinirin ve damarın bulunduğu riskli bir bölge’ diye tanımlıyor ve uyarıyor: “Ayak kalbimizden en uzak uzuvlarımızdan biri olduğu için buraya kan daha az gidiyor. Bu nedenle geç iyileşen ayakta uzun zaman süren ağrılar ve eklemlerde bazı hasarlar meydana gelebiliyor. Doğru olan mecbur kalmadıkça bu ameliyatı yapmamaktır.”
'Ayak biter burun başlar’
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Can ise ayak estetiğinin ciddi deformite ve fonksiyon bozukluklarında yapılması gerektiğinin altını çiziyor: “Ayak gibi günlük hayatımızda her an kullandığımız ve yük taşımak üzere dizayn edilmiş bir organ, küçük değişiklikler amacıyla riske edilmemelidir.”
Psikolog Elif Sultan Demirhan da, sağlık durumunu etkileyecek derecede rahatsız eden uzuvlara yapılan değişimlerin olumlu etkileri olabileceğini belirtiyor. Fakat yaptırılan operasyonların ardı arkası kesilmiyorsa kişideki bu isteğin altında çeşitli nedenlerin olabileceğine işaret ediyor: “Operasyonların sebebi takıntı ve saplantılarsa kişi estetik yaptırdıktan sonra da memnun olmaz yahut burnunu yaptırdıktan sonra bu sefer başka bir uzvu onu rahatsız etmeye başlar.”