Gündem

HDP vekillerinden Silopi raporu: Katliamların, yargısız infazların ve işkencelerin tek sorumlusu AKP'dir!

"'Cumhurbaşkanı koalisyonu engelliyor' suçlamasını yanlış buluyoruz"

13 Ağustos 2015 00:00

HDP Şırnak milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Aycan İrmez, Ferhat Encü ve Leyla Birlik, Şırnak'ın Silopi ilçesinde, hendek kapatma çalışmaları sırasında güvenlik güçleriyle hendeğin kapatılmasına engel olmak isteyenler arasında çıkan çatışmada biri polis 4 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili incelemeleri sonrasında sundukları raporda, 1990'lı yıllarda devlet yetkililerinin söylediği "Burası başka yere benzemez, burası herhangi bir yer değil, burası Şırnak Cumhuriyeti’dir" sözünü hatırlatarak, "Bu sözün hükmü 2015 tarihinde de sürdürülmektedir” dedi.

Köy boşaltma ve koruculuğun ilk uygulama alanının Şırnak olduğu hatırlatılan raporda, "Şırnak'ta sadece son 8 yılda 1'i bebek, 26'sı çocuk toplam 53 sivil yurttaş kolluk güçlerinin attığı gerçek mermi, gaz fişeği, uçak saldırısı ve gördüğü işkence ile yaşamını yitirmiştir” ifadelerine yer verilerek şöyle devam edildi:

"HDP’nin 2015 seçimlerinde Şırnak’tan % 85 oy alması ile buradan vekil çıkaramayan AKP için Şırnak, mücadele edilmesi ve bastırılması gereken bir bölge olarak hedef haline getirildi. İl barajının altında kalan “düşürülmüş iktidar”, Milli Güvenlik Kurulu düzeyinde özellikle Şırnak ve Hakkâri’ye dönük özel savaş politikaları geliştirmektedir. Bu bağlamda ilan edilen ‘Geçici Güvenlikli Bölgeleri’ masa başından hazırlanmış olan Şırnak’a karşı özel politikanın açık bir tezahürüdür."

 

'İç Güvenlik Yasası ve TMK'yı hayata geçiren AKP, katliamların yegane müsebbibidir'

 

Güvenlik güçlerinin insan hakları ihlallerinde bulunmasının ana sebebinin "cezasızlık politikası" olduğuna dikkat çekilen raporda, "Güvenlik bürokrasisini aşırı yetkilendiren, hukuk dışına çıkmalarının önünü açan, yasal düzenlemeleri (Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, İç Güvenlik Yasası, Terörle Mücadele Kanunu, TCK vs) hayata geçiren AKP hükümeti sivil katliamların, yargısız infazların ve işkencelerin yegâne müsebbibidir" dendi ve şu çağrıda bulunuldu:

"Şahsi menfaatler, iktidar hırsı, çatışma ve gerilim siyasetinin terk edilmemesi durumunda Türkiye’yi saran ateş çemberi daha da genişleyecektir. Bu tehlikeli gidişat göz önüne alınarak, parlamentonun bir an evvel tatilden çıkıp, Kürt sorunu gibi yüz yıllık tarihsel bir sorun karşısında daha ciddi, daha samimi ve daha kararlı bir irade ortaya koyması gerekmektedir. Bu nedenle derhal, zaman kaybetmeksizin çözüm ve müzakere sürecinin temel siyasal aktörlerinden biri olan Sayın Öcalan'ın bütün cezaevi koşulları, müzakereleri yürütecek şekilde iyileştirilmeli, Dolmabahçe mutabakatı ilkeleri etrafında bir araya gelinmeli, siyasi ve askeri operasyonlar durdurulmalı ve sivil insanlara dönük infaz ve saldırılara son verilmelidir."

 

‘Her ne kadar biz vatandaşız dediysek de
onlar bize bağırıp çağırdılar'

 

"Silopi’de sivil yurttaşlara dönük yapılan infaz ve hak ihlalleri raporu"nda, Silopi’de yaşananlar şu şekilde sıralandı:

- Polis baskınında 58 yaşındaki itfaiye çalışanı Hamdin Olaş, ateşe verilen evini söndürmek isterken keskin nişancılar tarafından kolundan vuruldu. Yaralanan Olaş, araçla götürüldüğü Silopi Devlet Hastanesi'nin kapısında polis tarafından taranarak katledilmiştir. Celal Kanat (50) da Olaş'ı hastaneye götürürken aracın taranması sonucu yaralandı. Celal Kanat daha sonra Silopi Devlet Hastanesi’nden Şırnak Devlet Hastanesi’ne sevk edilmiştir. Kanat, olay anını şöyle anlatmıştır: "Mahalleye ateş açıldığı sırada kadınların ağlaması üzerine çıktım. Yaklaşık 65-70 yaşlarında bir komşumuzun vurulduğunu gördüm. Vurulduğu anda bende onu hastaneye götürmek için bir araca attım. Ölmesin diye direkt Silopi Devlet Hastanesi'nin acil servisine götürdük. O sırada bir zırhlı polis aracı üzerimize gelerek burnuyla arabamıza çarptı. Polisler araçtan inip arabamızın kapısını açtı ve biz araç içindeyken tekmelemeye başladılar. Ondan sonra arabanın kapısını üzerimize kapatıp araç içinde bizi taradılar. Getirdiğim yaralı hafif bir şekilde yaralanmıştı ama araç içinde kendisine üç kurşun daha sıkarak orada öldürdüler". Yanında vurulan kişinin adının Hamdin Olaş olduğunu sonradan öğrendiğini belirten Kanat, ‘Her ne kadar biz vatandaşız dediysek de onlar bize bağırıp çağırdılar. Hamdin Olaş'a orada üç kurşun sıkarak öldürdüler’

-17 yaşındaki Mehmet Hıdır Tanboğa isimli genç de polisin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yaralı halde hastaneye getirilen Tanboğa, hastaneye yakın bir sokakta, eczane önünde getirildiği aracın içinde polisin açtığı ateş sonucu infaz edildi. Aracın içinde bulunanlar ise gözaltına alındı.

 

'Tank ve zırhlı araçlar yurttaşlara ait evleri ve elektrik direklerini yıkıldı'

 

- Öğlen saatlerine doğru daha da şiddetlenen olaylarda polis 5 kişiyi daha yaralarken göğsünden vurulan 27 yaşındaki 3 çocuk babası Kamuran Bilin de yaşamını yitirmiştir. Kamuran Bilin’in babası Cemal Bilin oğlunun evinin kapısının önünde açılan ateşle öldürüldüğünü ifade etmiştir.

-Tank ve zırhlı araçlar yurttaşlara ait evleri ve elektrik direklerini yıkıp Zap Meydanı yakınlarındaki Aytaç Sokak ve çevresindeki evleri rastgele taramıştır. 1 ev zırhlı araçların elektrik trafosunu devirmesi sonucu çıkan alev ile yanarken, 2 ev de polisin attığı ateşli mermiler ile yandı. Yangın çıkan evlerin bazılarında çocuklar mahsur kalırken, yardımlarına gitmek isteyen mahalle sakinlerinin üzerine damlarda konumlanan keskin nişancılar tarafından kurşun yağdırılmıştır. İtfaiye araçlarının mahalleye girememesi üzerine yurttaşlar, kurşun yağmuru altında yanan evlerini kendi imkânlarıyla söndürmeye çalışmıştır.

-Polisin çatışmanın olduğu mahalleye giriş çıkışlara izin vermemesi nedeni ile yaralılar uzun bir süre hastaneye kaldırılamamıştır. Yaralılar HDP Şırnak Milletvekilleri Faysal Sarıyılıdız, Leyla Birlik ve Aycan İrmez HDP ve DBP'li yöneticilerin girişimleri sonucu Silopi Devlet Hastanesi'ne taşınmıştır. Yaralılar daha sonra Cizre, Şırnak ve Batman’daki hastanelere sevk edilmiştir.

 

'Her taraftan yağmur gibi kurşunlar yağıyordu'

 

-Polis kurşununun koluna isabet etmesi sonucu kolundan yaralanan Silopi Belediyesi temizlik işlerinde çalışan Osman Tankan (48) adlı yurttaş da yaşadığı dehşet anını şöyle anlatmıştır: "Her tarafta polis araçları vardı. Her taraftan yağmur gibi kurşunlar yağıyordu. Tam bir kızılca kıyamet durumuydu. Atılan her kurşunda insanlar yerlere yığılıyordu. Polis araçlarından kurşunlar sıkılıyordu, evler yanıyordu. Hastane önünde sokaklarda halkımız vuruluyor, öldürülüyordu." Silopi'de kıyameti yaşadıklarını ifade eden Tankan, "Havuz medyası bizim için eylemci demiş. Yalan söylüyorlar. Ben Silopi Belediyesi'nde temizlik işçisiyim ve işe gitmek için evden çıktığım sırada üzerime ateş açıp öldürmek istediler"

-Silopi Devlet Hastanesi'nde çalışan Hasan Aşula'nın ise kardeşiyle birlikte evine gittiği sırada polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Halka yönelik gerçekleştirilen saldırılarda yaralanan Celal Kanat (50), Engin Armağan (36), Hasan Aşula (23), Osman Tankan (48) ile 12 yaşındaki N. A. isimli yurttaşlar kaldırıldıkları Silopi Devlet Hastanesi'nde var olan doktor sıkıntısı nedeniyle Şırnak Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.  Yaralıları ziyaret eden İHD Şırnak Şube üyeleri, hastaneye getirildikleri sırada yaralıların polisler tarafından darp edildiğini aktarmıştır. Yaralılardan, Hasan Aşula'yı hastanede darp eden polisler, “'Sizler teröristsiniz, kökünüzü kazıyacağız' şeklindeki sözler ile hakaret etmiştir.

-Yaşanan olaylarda polis kurşunu ile yaralanan ve hastaneye giden 15 kişi olmasına rağmen bu sayı çok daha fazladır. Gözaltına alınma endişesi ile çok sayıda kişi, yaralı oldukları halde, hastaneye gitmemiştir. Hastaneye gitmeyen yaralıların tedavileri gönüllü doktorlar tarafından yapılmıştır.

 

'Polis doktorların ve sağlık emekçilerinin yaralılara müdahale edilmesine engel olmuştur'

 

-Olaylar esnasında yaralanan polisler Silopi Devlet Hastanesi’ne getirildiğinde, kolluk güçleri hastanenin acil bölümünde normal tedavilerini gören bütün hastaları silah zoruyla, hakaret ederek dışarı çıkarmıştır. Polis doktorlara ve sağlık emekçilerine baskı uygulayıp yaralılara müdahale edilmesine engel olmuştur. Aynı zamanda hastanede sağlık emekçileri de silahla tehdit edilmiştir.  O gün acil bölümde nöbetçi olan Doktor Serdar Acar’ın başına silah dayayan polisler, yaralı polislerin tedavileri için Acar’ı  çatışma alanına götürmek istemiştir. Çatışma alanına zorla götürülmek istenen Acar’ın direnmesi üzerine yaralı polisler daha sonra hastaneye getirilmiştir.

- Yaşanan olaylar ile hiçbir ilgisi olmadığı halde 9 kişiyi gözaltına alan polis, gözaltı esnasında yurttaşlara ağır işkence ve hakaretlerde bulunmuştur.  Çıkan olaylar sonrası gözaltına alınan bir gencin makatına silah sokan polisler, gence ağır işkenceler uygulamıştır. Gördüğü ağır işkence sonucu baygınlık geçiren genç, öldü sanılıp yol kenarına bırakılmıştır. Daha sonra yurttaşların yardımı ile hastaneye getirilmiştir. Gözaltında bulunan Halit Alkış isimli yurttaş, gördüğü işkenceler karşısında daha fazla dayanamayarak fenalaşmış ve Silopi Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştır.

-Yaralıları hastaneye taşırken gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemede serbest bırakılan yurttaşlardan F.A., gözaltında tutuldukları Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde yaşadığı vahşeti Dicle Haber Ajansı’na anlatarak, polislerin silahlarıyla kendilerine tacizde bulunduğunu belirtmiştir. F.A, “Polislerden biri ayağıyla yaralı akrabam Hasan Aşula'nın yarasına bastı, yaralıyı öldürmelerine az kalmıştı. Bazıları silahlarının namlusunu pantolonlarımızın içinde gezdirerek makatımıza soktu. Bize birçok şey yaptılar” sözleri ile yaşadığı dehşeti anlatmıştır.

 

Yaralanan 4 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı

 

-Çatışmada yaralanan 4 kişi hakkında Silopi Sulh Ceza Hakimliği tarafından yakalama kararı çıkarıldı. “Silahlı örgüte üye olmak” gerekçesiyle haklarında yakalama kararı çıkarılan yaralıların isimleri; Osman Tankan (48), Hasan Aşula (23), Engin Armağan (36) ve Celal Kanat (50)

-Şırnak Valiliği ise açıklamasında "Güvenlik kuvvetlerimizce vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik tedbirler alınmaya ve gerekli müdahale ve operasyonlara devam edilmektedir" dedi. 

-Polisin rastgele açtığı ateş nedeniyle evlerinde mahsur kalan yurttaşlar da yaralanırken, evlerinden dışarı çıkamadıkları için hastaneye gidememişlerdir. Sokaktaki elektrik direklerini deviren polislerin birçok evi kullanılamaz hale getirdiği görülmüştür. Sabah saatlerinde yakılan zırhlı iş makinesinin enkazı hala olay yerinde dururken, polisler tarafından ateşe verilen evler yurttaşlar tarafından söndürülmüştür. 

- 8 Ağustos günü Silopi’de hiçbir olay yaşanmamasına rağmen İpekyolu üzerinde seyir halinde bulunan zırhlı araç içerisinde bulunan polislerden biri belindeki tabancasını çıkarıp özel tıp merkezinin önünden geçen Mehmet Bulu isimli yurttaşa direk hedef alarak ateş açmıştır. Karnına isabet eden kurşunla ağır yaralanan Bulu, Silopi Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak ameliyata alındı. Hayati tehlikesi bulunmamaktadır. Bulu’ya isabet eden mermilerin MKE yapımı olmaması dikkat çekmiştir.

-10 Ağustos günü Silopi İlçesi'nde Başak Mahallesi'ndeki olayların ardından mahalleye giden polis zırhlı aracına, mayınla saldırı düzenledi. Saldırıda araçta bulunan 4 polis memuru yaşamını yitirdi. Patlamanın ardından polisin çevredeki evleri rastgele taraması sonucu Temer Şeflek (17) isimli genç de kurşunların hedefi olarak yaralandı. Şeflek (16), kaldırıldığı Cizre Devlet Hastanesi'nde yapılan ilk müdahalenin ardından Diyarbakır'a sevkedildi. Sağlık durumu ciddiyetini korumaktadır.

 

İlgili Haberler