Aytekin KALENDER/GÜNEYSU (Rize), (DHA) - YILLIK 2 bin 400 kilogram yağış oranıyla Türkiye\'nin en çok yağış alan ili olan Rize\'de, hidroelektrik santral (HES) projelerinin bulunduğu vadilerdeki dere yatakları yaz mevsimiyle birlikte yine susuz kalmaya başladı. Dere sularının tünele alındığı Güneysu ilçesindeki Gürgen Deresi, bu yıl bölgede ilk kuruyan dere oldu.
Rize’deki İkizdere, Senoz, Güneysu ve Salarha dereleri üzerine toplam 12 HES kuruldu. Bu dereler üzerine kurulan Cevizlik, Yokuşlu, Ayvasıl, Uzundere, Yeşilköy, İkizdere, Kale, İncirli, Saray, Adacami, Hamzabey ve Gürgen HES\'lerle yıllık ortalama 830 gigawatt saat elektrik üretimi yapılmaya başlandı. Yıllık 2 bin 400 kilogram yağış oranı ile Türkiye’nin en çok yağış alan ili Rize\'de, HES projelerinin bulunduğu vadilerdeki dere yataklarının su seviyeleri ise yaz aylarıyla birlikte azalıyor. HES projeleri nedeniyle suyun tünele alındığı dere yatakları susuz kalıyor. Dere sularının tünele alındığı Güneysu ilçesindeki Gürgen Deresi, bu yıl bölgede ilk kuruyan dere oldu. İlçe bulunan Gürgen Vadisi’ndeki Kale hidroelektrik santralinde suyun tünele alındığı yaklaşık 3 kilometre boyunca Gürgen Deresi\'nde su seviyesi iyice azaldı. 30 metre genişliğe sahip vadinin büyük bölümünde dere yatağında su kalmadı. Taşlarla kaplı dere yatağı ortaya çıktı.
\'SU, TİCARİ MAL DEĞİL\'
Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Sözcüsü Ömer Şan, yarın kutlanacak Dünya Çevre Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Ülkenin eşi benzeri olmayan doğasını, biyolojik zenginliğini, toprak ve su varlıkları ile doğal yaşam alanlarını korumaya ve bu uğurdaki mücadeleye destek isteyen Şan, \"DEKAP, tüm canlıların yaşam kaynağı olan suyun, enerji kaynağı ve para kazanma aracı olarak görülmesi ve ticarileştirilmesini reddediyor. Su, ticari bir mal değil; tüm canlıların yaşamını sürdürebilmek için ulaşma hakkının olduğu doğal bir varlık, ekolojik sistemin ayrılmaz parçasıdır. Tüm canlıların sudan yararlanma hakkı eşittir. Hiçbir canlı kendisinin su ihtiyacının diğerlerinden daha önemli ve suya ulaşma hakkının daha öncelikli olduğunu ileri süremez. Su, bulunduğu ortamın asli unsurudur. Hiçbir şekilde yatağı değiştirilemez, bulunduğu alandan başka bir alana taşınamaz. Doğal yaşam-su ilişkisini dikkate almayan hiçbir karar, uygulama, düzenleme kabul edilemez. Suyun kullanımı ekolojik, çevresel, kültürel ve sosyal yaşamdan uzaklaştırılarak ele alınamaz\" dedi.
FOTOĞRAFLI