Politika

“Güneydoğu’da köy meydanında abdest yedirmeye zorlayan, bu devlete yönelik en büyük terörist değil de nedir?”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın sözleri TBMM Genel Kurulu'na damga vurdu

09 Haziran 2017 02:40

TBMM Genel Kurulu’nun bugünkü oturumunda HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp’ın Diyarbakır’ın tarihi Sur bölgesinde yapılan yıkımlara dikkat çektiği konuşmasında, iktidar kanadına “Filistin çocukları için ağlıyorsunuz, Kürt çocuklarını "terörist" ilan ediyorsunuz? Filistin çocukları için eylemler yapıyorsunuz” sözleriyle başlayan tartışmaya CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın sözleri damga vurdu. MHP’lilerle uzun bir tartışmanın da yolunu açan konuşmasında CHP’li Engin Altay, Güneydoğuda bastıkları köyde topladıkları köylülere zorla ‘dışkı’ yedirmeye çalışılan olayları hatırlattı ve “Bunu yapan şerefsiz değil de nedir? Bunu yapan bu devlete yönelik en büyük terörist değil de nedir? Bunu yapan Türk'ü Kürt'e düşman ettirmek için her şeyi yapan bir hain, bir ajan, bir provokatör, Bunu söylüyorum, ne var bunda? Ne var bunda? Bir sürü var” dedi.

 TBMM tutanaklarına yansıyan tartışma şöyle:

ENGİN ALTAY (Devamla) - Biz diyoruz ki… Ya, bir dur Hocam, bir dur ya! "Portakalın içindeki dilimler halklardır, portakalın dışındaki kabuğun adı da Türk milletidir." diyoruz. Ne var bunda? (CHP sıralarından alkışlar) Ne var bunda?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - "Ben biliyorum o hainleri" dedin. Söyle o zaman!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Biliyorum tabii.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Söyleyin lütfen.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Devlet görevlisi bir sürü terörist var bu ülkede.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Söyleyin isimlerini.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Söylüyorum ben.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - İşlem yapılsın.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Söylüyorum.

BAŞKAN - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Bakan Bey burada, işlem yapılsın.

ENGİN ALTAY(Devamla) - Kürt sorununu bahane eden, istismar eden…

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Bakanım işlem yapsın, söyleyin!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Biriniz bir taraftan, biriniz bir taraftan. Ayıptır ya!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) - Olan insana oluyor insana, insana oluyor. Daha geçen hafta 13 tane subayımızı toprağa verdik.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Kemiklerini sızlatmayın onların.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Suikast mı olduğu, sabotaj mı olduğu belli değil.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Onların kemiklerini sızlatmayın.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Siz sızlatıyorsunuz.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Siz sızlatıyorsunuz.

ENGİN ALTAY (Devamla) -Sizin bu mantığınız sızlatıyor.

BAŞKAN - Lütfen Sayın Altay…

Buyurun.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu kafaları bırakacaksınız.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sana mı soracağız kafayı?

ENGİN ALTAY (Devamla) - Irkçı kafa bu çağda kabul edilebilen bir kafa değil.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Altay.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Aynen iade ediyorum, ırkçı sensin.

ENGİN ALTAY(Devamla) - Biz ırkçı değiliz. (CHP sıralarından alkışlar)

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Irkçı sensin! Sen Gürcü olduğunu söyledin o kürsüden.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Biz ırkçı değiliz, çok şükür.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Irkçı sensin. Biz Türk milletinin neferiyiz.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Biz "Önce insan." diyoruz sadece. Irkı ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun, etnik kökeni ne olursa olsun, yaşam şartı ne olursa olsun önce insan diyoruz; bunu demeye de devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay, teşekkür ediyoruz.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu memlekette, Erhan Bey dedi ki "Kürt sorunuyla terörü ayıralım." ama sonra dedi ki "Bizce Kürt sorunu yoktur." dedi.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Niye sorun yapıyorsunuz Kürt'ü?

ENGİN ALTAY (Devamla) - Kürt sorunu yıllarca halının altına süpürüldüğü için…

KAMİL AYDIN (Erzurum) - O temiz insanları niye sorun yapıyorsunuz?

ENGİN ALTAY (Devamla) - …Türkiye'de her gün insanlar ölüyor, şehitlerimiz toprağa giriyor.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sorun sizsiniz.

BAŞKAN - Müdahale etmeyelim arkadaşlar.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Usta…

ERHAN USTA (Samsun) - Açık sataşmada bulundu; 69'a göre söz istiyoruz.

BAŞKAN - Buyurun, iki dakika süre vereyim ama lütfen bu polemiği sürdürmeyelim.

Buyurun Sayın Aydın.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii böyle bir tartışmaya keşke bu Meclis tanıklık etmeseydi.

Şimdi, bakın ne olur, bir süreç yaşadık. Yani mübarek gün, burada arkadaşlarımın ben vücut dilini okuyabilecek durumdayım. Bir önceki konuşmacı Arap üzerinden vurdu, vurdu, vurdu; buradan da rahatsız olduk biz. Yani, geçmişte, efendim, Araplara tahakküm etmişiz, Osmanlı onları kolonize etmiş, böyle bir baskıcı mantıkla bugün de aynı şeyi yapmaya çalışıyormuşuz deyip bir kaşıntı, bir fit atma -tabiri caizse- oradan bir Arapları provoke etme mantığı. Daha sonra, efendim, sürekli… Ya, ne güzel işte, portakal olmuşuz, nar olmuşuz. Millet tanımlarında bunların hepsi teşbih olarak vardır. Bu halklar, gerçekten, kabileler ile halklar toplanır, bir milleti oluşturur.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Tamam, aynı şeyi söyledik, neye itiraz ediyorsunuz?

KAMİL AYDIN (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti devleti artık bir millî devlet olmuş, o süreci geçmiş. Sürekli bu kürsüye çıkarak onların, kim olursa olsun… Bakın, biz Müslümanız; yani, Müslümanlar bir vücut gibi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bu ülkede Müslüman olmayan da var ya.

KAMİL AYDIN (Devamla) - …mezhebi bir sonuç çıkarma, ayrıştırıcı bir sonuç çıkarma bizi ayrıştırır, böler.

Şimdi, cümle aynen şöyle: "Efendim, biz o bölgede PKK'lılar kadar bölücülük yapan devlet görevlilerini de biliyoruz."

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Yani, bu ağır bir suçlama. Orada, işte, 13 şehidimizin kemikleri sızlar. Orada o çocuklar aç susuz mücadele ediyor. Buna rağmen bildikleriniz varsa gelin, şu kürsüden isimlerini verin, bunlar da izahatını yapsınlar. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir tane örnek vermem lazım, bir tane.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Suç duyurusudur bu aynı zamanda.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayır, ben "Buyurun." demeden gelmem.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Şimdi, ben anlamadım, sayın milletvekilim ben konuşurken bana sataştı, geldi, benim söylediklerimi söyledi. Bu, iyi bir şey yani bu iyi bir şey. (CHP sıralarından alkışlar)

KAMİL AYDIN (Erzurum) - İşte, bu goygoyculuk işte, bak, ne güzel!

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Harika goygoyculuk yapıyorsun!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Teşekkür ederim, goygoyculuk bir siyasi literatürdür, ben gocunmam, ben siyaseti biliyorum, o senin meselen.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Biliyorum sen gocunmazsın. Bana yakışmaz, ben gocunurum, "goygoycu" demeye ben gocunurum. Sana yakışır.

BAŞKAN - Peki, bir noktaya geldik, devam edelim.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Hocam, tekrar ediyorum: Yani AK PARTİ "Devleti FETÖ terör örgütüne teslim ettik, pişmanız." dedi, devlette şimdi terörist temizliği yapıyor mu? Yapıyor. Ben diyorum ki: Geçmişte de devlet içinde Kürt sorununu kaşımak için devletten maaş alan, devletin rütbesini sivil ya da asker taşıyan Türkiye'nin Kürt'ü ile Türk'ünü birbirinden ayrıştırmak için orada devlet adına iş ve eylem yapan görevliler vardı, bugün de var. Ne var bunda? Bir tane örnek istedi, veriyorum, bir tane örnek istedi veriyorum.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Yazık! Zan altında bırakıyorsunuz.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Hocam, merak etme o devletin başına bir şey gelirse senden önce biz koruruz. (CHP sıralarından alkışlar)

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Geç onları geç. Geç, gördük nasıl koruduğunuzu.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bir tane örnek veriyorum. Köy ismi vermeyeceğim, insan haklarına aykırı.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - O hâlde insan ismi de verme.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Veremez.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bundan yıllar önce Türkiye'nin güneydoğusunda bir ilimizin bir ilçesinin bir köyünde…

ERKAN AKÇAY (Manisa) - 1980'lerde…

ENGİN ALTAY (Devamla) - …devletin güvenlik kuvvetleri köyü basıp, köylüyü toplayıp…

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Onu mu söyleyecektin?

ENGİN ALTAY (Devamla) - …köylünün bir tanesine köy meydanında büyük abdest yaptırıp, sonra o büyük abdestini yedirmeye zorladı mı zorlamadı mı?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Onu mu söyleyecektin?

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bunu yapan şerefsiz değil de nedir? Bunu yapan bu devlete yönelik en büyük terörist değil de nedir? Bunu yapan Türk'ü Kürt'e düşman ettirmek için her şeyi yapan bir hain, bir ajan, bir provokatör, bir terörist değil de nedir? Bunu söylüyorum, ne var bunda? Ne var bunda? Bir sürü var. (CHP sıralarından alkışlar)

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Onu kastettin, 1980'leri kastettin, ne güzel, bravo!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ya, devletin namusu sizden sorumlu değil, biz de varız.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, kırk yıl önceki mevzuyu söyleyip burada…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kırk yıl mırk yıl, bu sorun böyle başladı. Allah Allah!

ERHAN USTA (Samsun) - …bunun üzerinden siyaset yapmanın, bunun üzerinden bağırmanın ne anlamı var? Yani bunun üzerinden devleti suçlamanın ne anlamı var?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Kimsenin kanına girmenin, günahına girmeyin.

ERHAN USTA (Samsun) - Kırk yıl önceki mesele.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ya bırakın şu işleri ya.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Kerestecioğlu, açıyorum sistemi, buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Öldürelim mi bu Kürtleri de?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Goygoyculuk yapma!

ERHAN USTA (Samsun) - Bütün malzeme bu işte, kırk yıl öncesi…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sen kafatasçısın ya! Hâlâ kafatasçısınız ya!

MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Olayı farklı yere siz getiriyorsunuz ya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kafatasçısın sen!

BAŞKAN - Sayın Altay, Sayın Altay…

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Biz milliyetçiyiz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Biz de milliyetçiyiz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Millet goygoyculuğu diyorsun ya!

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Cahil cahil konuşuyorsunuz, kırk yıl önceki mevzuyu buraya getiriyorsunuz.

ERHAN USTA (Samsun) - Kırk yıl önceki mevzuyu burada söyleyip devlete küfretmenin iyi niyetle alakası yok.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kırk yıl mırk yıl…

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Hani bugün vardı? Hani vardı? Söylesene.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Kırk yıldır kan akıyor bu ülkede, kırk yıldır.