Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur’a 25 kilometre mesafedeki Bandar Baru Bangi’de kısa bir süre öncesine kadar terör yandaşlarına hitap eden bir hediyelik eşya dükkanı mevcuttu. Dükkan sahibinin verdiği bilgiye göre, burada satılan IŞİD flamaları, tişörtleri ya da El Kaide konulu hatıralık eşyalar Endonezya yapımıydı. Ancak Malezya basınında çıkan haberlerin ardından yetkililer 2015'in ocak ayında dükkanı kapama kararı aldı.
"Tehlike uzakta değil, yanıbaşımızda"
Mayıs sonunda düzenlenen Asya Güvenlik Zirvesi’nde ise evsahibi Singapur’un Başbakanı Lee Hsien Long, Güneydoğu Asya’nın IŞİD’e militan toplama konusunda anahtar rol oynadığını ve şu anda terör örgütünün saflarında örneğin 500 Endonezyalının çarpıştığını belirterek, tehlikenin uzakta değil, hemen yanıbaşlarında olduğunu vurgulamıştı.
Berlin’de bulunan Bilim ve Siyaset Vakfı’ndan Güneydoğu Asya uzmanı Felix Heiduk da aynı görüşte. "IŞİD’in progagandası başarılı oldu, zira Endonezya’da veya Filipinler’in güneyinde açıkça IŞİD’e destek veren silahlı İslamcı gruplar var.” diyen Heiduk, Cakarta hükümetinin sorunu tespit edip harekete geçtiğini belirtiyor ve IŞİD’e destek vermenin yasal suç haline getirildiğini kaydediyor. "Endonezya’da halkın çok büyük bir bölümü zaten İslam ve terörizmin karıştırılmasına şiddetle karşı çıkıyor.” diyen Heiduk ancak, bu durumun toplumun küçük bölümlerinin radikalleşmeye devam etmesinin önüne geçildiği anlamına gelmediğini söylüyor ve ekliyor: "Burada sorun yönetimi önem taşıyor. Radikal akımları tamamıyla toplumdan dışlamak mümkün değil. Terörizm konusunda araştırma yapanların verileri bu konuda gayet açık.”
Rehabilitasyon programlarının başarısı şüpheli
Endonezya hükümeti, Bali’deki bombalı saldırıların ardından radikal akımları kontrol altına alabilmek amacıyla bir çeşit rehabilitasyon programı başlatmıştı. Özellikle hapiste yatan İslamcılara yönelik olan bu program kapsamında, tutukluların endişeleri ciddiye alınıyor ve ailelerine destek veriliyor. Radikal kişilerin bu yolla şiddetten vazgeçeceğinin umulduğu program kapsamında ayrıca tefsir de tartışılıyor. Ancak Heiduk, bu programın başarısı konusunda şüpheli ve Endonezya’dan Suriye ve Irak’a gidenlere bakıldığında, aralarında daha önce bu tür rehabilitasyon programlarına katılmış çok sayıda kişinin olduğunun görüldüğüne dikkat çekiyor.
Siyasi alanda IŞİD'e destek yok
Bu programların sadece adalet mekanizmaları düzleminde uygulandığını söyleyen Bilim ve Siyaset Vakfı Güneydoğu Asya uzmanı, ancak Endonezya ve Malezya gibi ülkelerde radikal İslam konusunda toplumda kayda değer bir tartışmanın yürütülmemesi yüzünden, ne zaman alarm çanlarının çalması gerektiği konusunda da bir görüş birliği bulunmadığını kaydediyor.
Otoriter bir rejim ile yönetilen Malezya’da Başbakan Necip Rezak, 2014'ün haziranında yaptığı bir konuşmada IŞİD militanlarının cesaretini övmüş, ardından sözcüsü bu açıklamanın yankılarını yumuşatmak için epey çaba sarfetmişti. Frankfurt’ta bulunan Küresel İslam Araştırma Merkezi’nden Dominik Müller, bu olayın Malezya hükümetinin IŞİD’i uzun süre hafife aldığını gösterdiğini, ancak bugün durumun farklı olduğunu söylüyor ve siyasi alanda IŞİD’e destek bulunmadığını vurguluyor.
Toplumda tartışma ortamı eksik
Ancak Malezya’da yine de IŞİD’e karşı kararlı bir şekilde tavır alınması konusunda sorunlar yaşanıyor. Dominik Müller, Başbakan'ın çoğulculuk ve liberalizmi İslam dışı olarak nitelendirdiği bir ülkede rehabilitasyon programlarının da pek bir anlam taşımadığını kaydediyor. Müller ayrıca ülkede IŞİD’in ideolojisine, sınırlı da olsa yakın görüşlerin bulunduğuna dikkat çekiyor ve Şiiler'e yönelik olumsuz yaklaşımı buna örnek olarak gösteriyor: "Malezya’da Şiiler halk arasında canavar olarak algılanıyor ve sosyal medyada da sürekli iftiraya uğruyor.” Müller de Heiduk gibi, toplumda tartışma ortamının eksikliğinin önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Malezya hükümetinin 1980'li yıllarda radikal güçleri kontrol altına alabilmek hedefiyle İslamlaştırma kampanyaları yürüttüğünü hatırlatan Müller, şimdi İslamcı görüşlerin toplumun uçlarından ortasına geldiğini kaydediyor.