16 Şubat 2010 02:00
T24 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütü PKK ile pazarlık yapıldığı iddialarına ilişkin ''Habur'da yaşanan alçaklıklarla ilgili suçlamalardan kurtulmalarının yolu, üstünkörü ve kurnazca yapılacak kaçamak ve açıklamalar değildir'' dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Trakya yöresinde ve Antalya'da meydana gelen sel felaketi nedeniyle zarar gören vatandaşların, kayıplarının acilen telafi edilmesi gerektiğini söyledi.
Ülkenin çözüm bekleyen sorunlarına çare üretmek yerine, kısır çekişmeler, inatlaşma ve ağır bir istismara dayanan ilkel siyaset anlayışının; devletin saygınlığına, milletin vakarına, vatandaşların ise hayrına olmadığını ifade eden Bahçeli, ''Yedi yıl gibi çok uzun bir süredir devam eden iktidar siyasetindeki üslup kirliliği ve seviye kaybı nedeniyle aşağılanmayan, hakarete uğramayan, hor görülmeyen, taviz verilmeyen hiçbir milli ve manevi değer kalmamıştır. Giderek daha derinden hissedilen buhran ve kargaşa nedeniyle devlete nizam veren bütün ölçü ve ayarlar kaçmış, siyasetin, güvenliğin, ekonominin, yönetimin bütün çivileri yerinden çıkmıştır. Bunların sonucunda milletimiz yorulmuş, devletimiz hırpalanmış, kurumlarımız yıpranmış, kardeşliğimiz tartışılmış, inançlarımız istismara uğrayarak siyasete kurban edilmiştir'' diye konuştu.
''Sanal başarıların, sahte zaferlerin, şişirilmiş kahramanlık gösterilerinin, mutlu ülke ve huzurlu insan iddialarının sonu gelmiştir'' diyen Bahçeli, Hükümetin aciz, çaresiz ve tahripkar, kurumların yıpranmış ve endişeli, siyasetin yorgun, tıkanmış ve inatçı, hukukun zedelenmiş ve öfkeli, milletin ise gergin, yoksul ve ümitsiz olduğunu ifade etti.
AK Parti'nin, TBMM'deki sayısal çoğunluğunun demokratik güç ve imkan olmaktan çıktığını, sivil siyasetin otokrat arayışlarının zemini haline gelmekte olduğunu ileri süren Bahçeli, şunları söyledi:
''Başbakanın hırçın, öfkeli, itici, kavgacı ve dışlayıcı müflis politikalarından, Başbakanlığı seçilmiş hükümdarlık zanneden sakat demokrasi anlayışından, milletin yarısına düşman, oy vermemişleri hasım gören sorumlu milli irade zihniyetinden ve hazımsızlıktan beslenerek muhaliflerin sindirilmek, basının susturulmak istendiği tek parti diktası veya AKP'ye mahsus bir Baas rejimi arayışının işaretleri alınmaya başlamıştır. Bilinmelidir ki bizim için ağır bedeller ödenerek bugünlere gelmiş demokrasimiz Orta Doğu sultanlığına özenen ilkel zihniyetlere teslim edilemeyecek kadar önemlidir. MHP, en az milli meselelerde gösterdiği hassasiyet ve duruş kadar, demokrasimizin üzerindeki her türlü tehdit karşısında mutlaka duracak ve tehlikeli arayışları def edecektir.''
'Milletten, özür dilemeli'
Bahçeli, hiçbir konunun gizli ve karanlıkta kalmayacağını er ya da geç gerçeklerin ortaya çıkacağını vurgulayarak, ''Ne var ki AKP zihniyetinin İmralı canisi ile müşterek geliştirdiği yıkım projelerinin foyası birkaç ayda ortaya çıkmaya başlamış, milletimize karşı nasıl kirli tezgahların hazırlandığı tarafların itirafları ile netleşmiştir'' dedi.
Projenin en önemli ayağının, eli kanlı PKK'lıların serbest kalmaları için sinsi arayışlar olduğunu ileri süren Bahçeli, Habur'daki karşılama olayında İmralı Canisi ile AK Parti hükümetinin proje ve eylem ittifakının açığa çıktığını söyledi.
Bölücülükle yargılanan eski Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin ''dağdan dönüş için pazarlık yapıldığı'' iddiasını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:
''Yaşanan rezaletlerle, yaşananların sorumlusu ve yetkilisi arasında ilk andan itibaren zaten kurulmuş bulunan bu illiyet bağının şimdi ortaya çıkması asla şaşırtıcı değildir. Beklenen bir durumdur ve hatta eksiktir. Yıkım sürecinde ve terörist kabul töreninde İçişleri Bakanının gerisindeki hükümetin başının rolünün de belgeleriyle yakında açıklanması beklenmelidir.
Kendisine isnat edilen iddialarla ilgili olarak konu hakkında yapılan açıklamanın, İçişleri Bakanını, PKK işbirlikçisi olarak damgalanmaktan kurtarmaya yetmeyeceği ortadadır. Habur'da yaşanan alçaklıklarla ilgili suçlamalardan kurtulmalarının yolu, üstünkörü ve kurnazca yapılacak kaçamak ve açıklamalar değildir. Başta Başbakan olmak üzere İçişleri Bakanı ile olaya müdahil idari, adli, güvenlik makamlarının ve memurlarının bu zan ve töhmetten bir nebze olsun kurtulmalarının ve haklarında verilecek hükmü belki hafifletmelerinin yolu, yaptıkları yanlışları itiraf etmekten, pişman olduklarını söylemekten ve milletimizden özür dilemekten geçmektedir.''
'Hazırlıklarımız tamamlanmıştır'
İçişleri Bakanı ve PKK aracılarından, 15 Ekim 2009 tarihinde yapılan görüşmenin kamuoyuna açıklanmasını beklediklerini belirten Bahçeli, ''Bu toplantıda neyin pazarlığı yapılmıştır? Hangi sözler verilmiş, taahhüt altına getirilmiştir? PKK talepleri karşısında nasıl boyun eğilmiştir? Teröristlerin affına dair hangi güvenceler verilmiştir?'' sorularına yapılacak dürüst ve samimi açıklamaların bile süreçteki kanaatlerini değiştirmeyeceğini söyledi.
Bahçeli, ''Milletimizin kendisine bu alçaklıkları reva görenlere haklı olarak yakıştırdığı 'İmralı ikizi', 'PKK işbirlikçisi' yaftaları, 'yıkım projesi' tanımı ve süreç için hükmünü verdiği 'ihanet' suçlaması' sahiplerinin alınlarına kazınan kirli bir leke olarak gelecek nesillerden bile çıkmayacaktır'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılım çalışmalarına devam edileceğine ilişkin sözleri bulunduğunu belirten Bahçeli, ''(Birinci yıkım seferi) diyebileceğimiz ilk aşamada ne mutlu ki toplum ikna edilememiş, milletimizin tertemiz yüreklerine ve bin yıllık kardeşliğine fazla zarar verilememiştir. Bunda elbette aziz milletimizin yüksek şuur ve sağduyusu yanında partimizin de önemli katkıları olmuştur. Bu itibarla daha dikkatle yıkıma yeltenecek aktörlerin çalışmalarına karşı gösterilecek duruş ve tavrın da daha özenle ve daha şuurla yapılması şart olacaktır. Bu konuda hazırlıklarımız tamamlanmıştır'' diye konuştu.
''İkinci yıkım seferi'' dedikleri açılımın ikinci aşamasında adına 'devlet politikaları' denilerek valilerin, kaymakamların, yandaş belediye başkanlarının desteği ve kullanılmasının beklendiğini ifade eden Bahçeli, toplumun sevdiği, saydığı, eserlerini paylaştığı sanatçıların, bilim ve düşünce adamlarının da yıkıma alet edilmesinin söz konusu olduğunu ileri sürdü.
Bahçeli, sanatçıların, milletten uzaklaşacakları bir sürece girmemeleri ve ülke tarihinde kötü hatıralar bırakmamaları temennisinde bulundu.
'Teslimiyet istasyonları...'
MHP Lideri Bahçeli, Hükümetin, küresel alanda hiçbir milli mesele karşısında direnme ve dayanma imkanı kalmadığını ileri sürerek, ''Başbakan Erdoğan ve kadroları, küresel bir dayatma kampanyasının kürek mahkumu haline gelmiştir'' dedi.
Devlet Bahçeli, şöyle devam etti: ''Kıbrıs'ta Rumların insafına ve iradesine terk edilen sonuçsuz görüşmelerde AKP hükümetinin elde ettiği sonuç, Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesine kadar küstahlaşan Avrupa dayatmasıdır. AKP'nin her zorlamayı peşinen kabul etmeye amade tutumu ve AB'nin Türkiye'yi eşit haklara sahip bir üye olarak kabul etmek istemeyişinin sürecin önünü ve kapıları kapattığı da ortadadır. Kimsenin sizi kabul etmediği bir ittifaka ısrarla gireceğini söyleyerek, 'biz açıp, biz kapatırız' diyerek, nafile fasılların peşine düşen AKP, konuyu tamamen yabancıların icazetine teslim etmiştir. Küresel güce eşbaşkan sıfatı ile Orta Doğu ve Avrasya'da geriden refakat etme arayışları, Irak ve Peşmerge ile boyun eğerek sürdürülen onursuz münasebetler, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması ve statüsü gibi temel meseleler, girilen çıkmaz sokağın başlıca teslimiyet istasyonlarıdır. Ve herkes tarafından bilinmektedir.
Ermenistan'la imzalanan protokoller üzerinden sürdürülen yanlış ilişkilerin çıkmaza girmesi ve Türk siyaseti için başladığı yerden daha geri bir noktaya çekilmesi tam bir diplomasi iflasıdır. Bugün gelinen bütün bu rezil sonuçlar tam bir hezimet olup, MHP'nin yıllardan beri ısrarla ve önemle uyardığı hususlardır. Ulaşılan netice, AKP zihniyetinin teslimiyetinin neden olduğu kaçınılmaz sonuçtan başka bir şey değildir. Geride kalan yıllardaki en utanç verici dayatma listelerini olumlu bulanlardan beklenen bir sondur, doğal bir akıbettir.''
'Gül'ün görev süresi 5 yıl'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin 7 yıl olduğunu açıklayan Meclis Anayasa Alt Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün'e "Cumhurbaşkanımızın görev süresi 5 yıldır" yanıtını verdi.
MHP grup toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, "Cumhurbaşkanımızın görev süresi 5 yıldır. 5 yıl üzerinde sürdürülebilecek herhangi bir tartışma, çok farklı anlaşılmalara sebebiyet verebilir. Özellikle demokrasinin üzerinde aşırı derecede vurgu yaparak sonradan demokrat olma heveslilerine karşı da çok büyük bir gölge düşürür" karşılığını verdi.
"5 yıl süresi YSK tarafından mı belirlenmeli? Yoksa ek bir yasal düzenleme mi yapılmalı?" sorusu üzerine de Bahçeli, "Okuma yazma bilen herkes belirleyebilir" dedi. Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verilecek gensoru önergesine destek verip vermeyeceklerine ilişkin soruyu ise cevaplandırmadı.
© Tüm hakları saklıdır.