Semih İdiz - Milliyet
Gözler Gül ve Sarkisyan’da
Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkiye-Ermenistan maçı için Erivan’a gitmesi, tahmin edileceği gibi, her iki ülkedeki milliyetçiler tarafından tepkiyle karşılanıyor. Taşnaklar, “soykırımı inkâr eden” ve “Ermenistan’a ambargo uygulayan” bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nı Erivan’da ağırlamanın “alçaltıcı olacağını” savunuyorlar.
CHP ve MHP’den oluşan “milliyetçi cephe” ise, Cumhurbaşkanı'nın, “Türkiye’nin sınırlarını tanımayan, soykırım dayatmasında bulunan ve Azeri topraklarını işgal eden” bir ülkeyi ziyaret etmesinin “gaflet” olacağını ve ülke için “ciddi sorunlar yaratacağını” savunuyor.
Tabii, Taşnaklarla MHP sonuçta geleneksel dünya görüşlerine göre davranıyorlar. Ancak, CHP’yi burada da anlamak mümkün değil.
“Sosyal demokrat” olduğunu iddia eden bir partinin barıştan yana her fırsatın değerlendirilmesini istemesi gerekirdi. Deniz Baykal’ın buradaki olumsuz tutumunun diplomatik çevrelerde “siyasi fırsatçılık” olarak değerlendirilmesi, bu nedenle, kaçınılmaz görünüyor.
Gül’ün ziyareti ve gerçeklik
Güney Kafkaslar'da istikrar için kolektif çabaya duyulan ihtiyaç, azalmıyor, aksine, gittikçe artıyor. Mevcut karmaşada bölgenin gelişmesi mümkün değil. Bu da, Türkiye ile Ermenistan arasındaki buzların eritilmeye çalışılmasını her zamankinden daha önemli kılıyor.
Cumhurbaşkanı Gül’ün de bu nedenle Erivan’a gitmekten yana olduğunu düşünüyoruz. Sonuçta, bu ziyaret, şubat ayında Cumhurbaşkanı seçilen Serj Sarkisyan’a gönderdiği tebrik mektubuyla ortaya çıkan ve kendisinin Erivan’a davet edilmesiyle devam eden sürecin bir halkası olacak.
Bunun, var olan sorunlara rağmen, iki ülkenin makul bir zeminde buluşmalarını sağlayan bir ilk adım olma potansiyeli göz ardı edilemez. Ancak bakıyoruz, daha şimdiden büyük beklentiler çıkmış ortaya.
Gül’ün ziyareti sırasında tüm sorunların ele alınması ve bunlarda ilerleme sağlanması bekleniyor. Oysa, bu gerçekçi değil. Bu ziyaret, iki millet arasındaki güvensizliğin, bir nebze de olsa, giderilmesine katkıda bulunacaktır. Zor konuların ele alınması ancak bundan sonra olabilir.
Bu arada, Erivan’ın Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti sırasında Taşnakların taşkınlıklarına fırsat vereceğini de sanmıyoruz. Unutmamak lazım ki iyi ilişkiler bugün, Ankara’dan çok, izolasyondan kaynaklanan sorunlarla boğuşan Erivan’a lazım.
Erivan’da konu Gül’ün ziyareti
Önceki gün, Ankara’daki Avrasya Araştırmalar Merkezi’nin (ASAM) genç ve başarılı araştırmacılarından Oya Eren aradı. Ağustos ayını Erivan ve Gümrü’de geçirmiş. Oradayken her kesimden insanla konuşmuş.
Halk arasında günün konusu, Cumhurbaşkanı Gül’ün yapacağı ziyaret ve bununla bağlantılı olarak Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi ve sınırın açılmasıymış. Eren, “Birçok kişi için soykırım akıllarda olan son şeydi. Sınırın açılması ve Türkiye’ye gidip gelebilmek ise hem hemen herkesin arzusuydu” diye anlattı.
Ciddi ekonomik sıkıntı yaşanan Gümrü’de, “Sınır açılırsa buraları boşalır” diye espri yapanlar bile çıkmış. Eren’in anlattıkları, bizim şubat ayında Erivan’a yaptığımız ziyarette karşılaştıklarımızla hemen hemen aynı şeylerdi.
Türkiye’de de Ermenistan ile barış isteyenlerin sayısı az değil. Ancak, bunun yolunu açacak olan, cesur politikacılardır. Çünkü mevcut sorunlar azımsanamayacak düzeydedir. Bu yüzden gözler Gül ve Sarkisyan üzerindedir.
4 Eylül 2008