Medya

"Gül'ün Darbe Komisyonu'na verdiği yanıtlar inandırıcı gelmiyor"

Mehmet Yakup Yılmaz: Gül, elbette Fetullahçı değildi ama...

12 Ocak 2017 11:44

Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün darbe girişimini tüm yönleriyle araştırmak ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'na gönderdiği yanıtlarla ilgili olarak "İnandırıcı gelmiyor" yorumunu yaptı.

Gül'den TBMM'ye yanıt, Erdoğan'a mesaj: Önemli olan darbenin akla hayale gelmeyeceği iklimi oluşturmak, hukuk, demokrasi ve kuvvetler ayrılığı

Yılmaz, "Gül, elbette Fetullahçı değildi ama onun bulunduğu mevkilere gelmiş bir siyasetçinin “Ben böyle olduklarını bilmiyordum” demesi de kusura bakmasınlar ama hiç inandırıcı gelmiyor bana" ifadesini kullandı.

Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Bana hiç inandırıcı gelmiyor" başlığıyla yayımlanan (12 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Darbe girişimini araştıran TBMM komisyonunun AKP’li üyeleri, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de bir dizi yazılı soru yöneltmişti.

Sürekli okuyucular hatırlayacaklardır bu sorular ile ilgili düşüncemi “Abdullah Gül’e imalı sorular” başlığı ile bu köşede yazmıştım. (20 Aralık 2016)

Nitekim, Abdullah Gül, komisyonun bu sorularını yanıtlarken bir yerde şöyle diyor:

“Komisyonunuzca hazırlanan bazı soruların kaleme alınış şeklinden, çeşitli vesilelerle tekzip ettiğim yanlış ve çarpıtılmış haberlerden yola çıkıldığını üzülerek görüyorum.”

11. Cumhurbaşkanı’nın yazılı yanıtlarının özünü, 17 Aralık süreci başlayana kadar Abdullah Gül’ün bu “yapının” bir gizli örgüt olduğunu fark etmemiş olmasıoluşturuyor.

Gül, bu grubun dini motivasyonlu bir akım olduğunu ve sadece basın ve eğitim alanlarında faaliyetlerde bulunduğunu düşünüyormuş.

“Bu akımın şimdilerde tüm açıklığıyla deşifre edilen çok karmaşık örgüt yapısının, hiyerarşisinin ve işleyişinin neticede bir darbe teşebbüsünde bulunacak güç ve cüretkârlığa ulaşmış olması, şahsım da dahil pek çok kimsenin öngöremediği bir durumdu” diyor.

İşte burada duralım diyorum.

Mesela ben 30 Mart 2011’de bu köşede şöyle yazmıştım:

“Ortada kendisine Fetullah Gülen’in izleyicileri sıfatını uygun görmüş bir grup var. Bu grubun gayriresmi bir yönetimi var. Bu grubun yönettiği, miktarı ve kaynağı belli olmayan bir bütçe de var.”
“Muazzam bir parasal kaynak bu ve bu kaynakla değişik işler yapılıyor, gazeteler basılıyor, televizyonlar idare ediliyor.”
“Bir adım ileri gidip bunun bu yönüyle bir ‘gizli örgüt’ olduğunu bile iddia edebilmek mümkün.”
“Üstelik kamuoyunda yaygın kanaat bu cemaatin devletin kurumları içinde kadrolaşma çabası içinde olduğu, bunu bazı kurumlarda büyük ölçüde başardığıdır.”

Bu çetenin, gizli planları olan bir örgüt olduğunu yazan bir tek ben değildim.

O tarihte, mesela gazeteci arkadaşımız Ahmet Şık, ‘İmamın Ordusu’ kitabının taslakları nedeniyle tutuklanmıştı. Hanefi Avcı da yine örgütün içyüzünü anlattığı kitabı nedeniyle tutukluydu.

Birçok kitap yayınlanmış ve bu çetenin tehlikeleri konusuna dikkat çekilmişti.

Cumhurbaşkanlığı makamında olup da böyle bir şeyin 17 Aralık’a kadar fark edilememiş olması mümkün olabilir mi?

Aynı zamanda, kendisine Çankaya Köşkü’nde Dışişleri Başdanışmanı sıfatını verdiği kişi, Büyükelçi Gürcan Balık, bugün FETÖ’den tutuklu. Hatırlarsınız, aynı kişi Ahmet Davutoğlu’nu Dışişleri Bakanı’yken Pensilvanya’ya götürmüştü.

11. Cumhurbaşkanı’nın yanıtlarının tümünü dikkatle okudum.

Şunu söylemeliyim ki Gül, soruları genel geçer ifadelerle geçiştirmiş.

Gül, elbette Fetullahçı değildi ama onun bulunduğu mevkilere gelmiş bir siyasetçinin “Ben böyle olduklarını bilmiyordum” demesi de kusura bakmasınlar ama hiç inandırıcı gelmiyor bana.