4 Kasım 2015'te hayatını kaybeden Gülten Akın'ın ikinci şiir kitabı olan 'Kestim Kara Saçlarımı', Yapı Kredi Yayınları tarafından yeniden yayımlandı.
Radikal Kitap yazarı Selim İleri, "Gençlik çağında olanlara ne mutlu! ‘Kestim Kara Saçlarımı’yla başlayabilirler eşsiz Gülten Akın’ı okumaya!" ifadesini kullandı.
Selim İleri'nin, "Gülten Akın’la gençlik yıllarım" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
"Gülten Akın’ı 4 Kasım 2015 tarihinde yitirdik. Gülten Akın benim için yaşayan en önemli Türk şairiydi. Onu yitirmenin ne demek olduğunu gerçekten anlayabildik mi, bilmiyorum.
Birbirinden önemli, değerli şairlerimizi, yazarlarımızı veda edişlerde handiyse kayıtsızlıklarla ‘geçiştiriyoruz’. Türkçeye derin anlam katmış bu kişiler gazetelerin bir köşesinde birer küçük haber oluyor, ölümleriyle. Onca televizyon kanalında kimileyin çıt bile yok...
Gülten Akın da beş aşağı beş yukarı aynı sessizlikle yaşamını noktaladı, aynı sessizlikle ve aynı sessizlikte.
Behçet Necatigil onun için “Uzun süre, hayatla doğa arasında tedirgin bir iç dünyanın duyarlığını dile getiren, sonra objektifini bireysel inceliklerden kitle sorunlarına çeviren” demiş. Bence, bütün şiir yaşamı boyunca, Gülten Akın hem bireyselin, hem toplumsalın ardında iz sürmüştür.
‘Kestim Kara Saçlarımı’ (Yapı Kredi Yayınları) yeniden yayımlandı, Gülten Akın’ın ikinci şiir kitabı. Kitaba dalıp giderken, onun buradaki dört dizesi yankıyıp durdu:
“Kaçıp sevgilerin korkunç tuzaklarından / Kaçıp ana olmaklardan eş olmaklardan / Kentlerdeki yadırgı pabuçla yalnızlığa / Dağlardaki kırmızı ışığa varıldı.”
Zorunlulukla 1960’ların sonuna döndüm: Yazar olmaya çalışıyordum. Düzyazıyla boğuşuyordum ama beslenme kaynağım şiirdi. ‘Rüzgâr Saati’yle ‘Kestim Kara Saçlarımı’yı o günlerde ‘ele geçirmiştim’. Bir de ‘Sığda’. ‘Sığda’, sevgili arkadaşım Hulki Aktunç’un çok sevdiği Gülten Akın verimiydi. Hulki sık sık ‘Sığda’dan şiirler okurdu.
‘Rüzgâr Saati’nde kendi yolunu, sesini arayan Gülten Akın, ‘Kestim Kara Saçlarımı’yla birdenbire kendi yolunda ilerlemeye başlar. Onun şiirinde bu ikinci kitap bir dönüm noktası gibidir.Sonradan şiire açacağı kimi izlekler hep ‘Kestim Kara Saçlarımı’ndadır.
1971’de ‘Kırmızı Karanfil’ yayımlanmıştı. Asıl Gülten Akın için ‘Kırmızı Karanfil’e başvurmak gerekir. Birçok şiirsever için ‘Kırmızı Karanfil’ başucu kitabı olmuştu.
Toplumsal çalkantının, kıyımların en usta şairlerindendi Akın. ‘Ağıtlar ve Türküler’ (1976) bu soy şiirlerin çokça kaleme getirildiği o günlerde, slogancılığa gönül indirmeden, kendi kişisel söylemini yansıtıyordu. Sonra yine iç seslerde, iç çığlıklarda söyleyecekti şair şiirlerini, ‘Sonra İşte Yaşlandım’ı (1995), ‘Sessiz Arka Bahçeler’i (1998) anmamak imkânsız.
Fakat hepsinin çekirdeği, tohumu, bugün bütün bütün anlaşılıyor ki, ‘Kestim Kara Saçlarımı’da...
Gülten Akın yaşlılığında, ayrılışından önce, olağanüstü duyarlı şiirler, düzyazılar armağan etti. Önce dergide okumuştum, sonra ‘Beni Sorarsan’da (2013). Kişisel zamanın sona erişini söyleyen bu harikulâde ‘parça’lardan büyülenmiştim.
Bütün gençliğimin Gülten Akın’ını yine görüyordum, gelgelelim bir yaşlanış içinde. Hayır, yaşalan şairin söyleşişi, dizeleri, sözcükleri değildi, onlar yine taptazeydi, çok gençti.
Yaşlanan bendim herhalde. Toplumun ve bireyin acılarını yürekten duyumsamış, yaşamış, yorgunluğunu hep gizlemiş, onurlu bir şairin büyük emeği karşısında kalakalmıştım. Aramak istemiştim. Uzun konuşmuyormuş artık telefonda. Birkaç kez haberleşmiştik. Aramaktan her defasında, son anda vazgeçtim bu kez.
Ne söyleyecektim? Biz okurlarının sonsuz hayranlığını mı? Cılız kalacaktı...
Gençlik çağında olanlara ne mutlu! ‘Kestim Kara Saçlarımı’yla başlayabilirler eşsiz Gülten Akın’ı okumaya!"
