Politika

GÜL'DEN SİVİL ANAYASA VURGUSU TBMM (A.A)

01 Ekim 2010 19:18

-GÜL'DEN SİVİL ANAYASA VURGUSU TBMM (A.A) - 01.10.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugünün Türkiye'sinin, sivil, demokratik ve çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu, bunun zamanlamasına siyaset kurumunun karar vereceğini belirterek, ''Cumhurbaşkanı olarak, bu ihtiyacı tekrar hatırlatmak, yapılacak yeni anayasanın, toplumun bütününün beklentilerine yer verecek bir katılım ve ortak anlayışla çıkarılması gerektiğini belirtmek istiyorum. Yeni yasama yılının, yeni anayasa tartışmasına yer vermesini, sivil toplum kuruluşlarından siyasi partilere, geniş bir tartışma imkanı ve alanı oluşturması gerektiğini düşünüyorum'' dedi. Gül, TBMM'nin yeni yasama yılının açılış konuşmasında, dış politikadaki gelişmelere ve AB ile ilişkilere yer verdi. Türkiye'nin, Batıya yöneliminin, nesiller üstü bir politika olduğunu, köklü bir tarihi geçmişi ve esaslı bir stratejik gerekçesi bulunduğunu belirten Gül, ''Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefi, işte bu tarihi temel üzerine bina edilen stratejik bir tercihtir'' diye konuştu. Gül, AB ile ilişkilerde yaşanan sıkıntılar konusunda, AB'nin tutumundan kaynaklanan eleştirilerini açık sözlülükle çeşitli Avrupa başkentlerinde dile getirdiği için yinelemeyeceğini kaydetti. -''KARAMSARLIK VE YILGINLIĞA DÜŞMEDEN''- ''Burada, kendi yapacaklarımıza odaklanmak istiyorum. Bu süreçte karamsarlık ve yılgınlığa düşmeden yolumuza devam etmeli, ülkemiz ve milletimizin hayrına olan tüm reformları gerçekleştirmeliyiz'' diyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sizlere tavsiyem, AB katılım süreci çerçevesinde öncelikli çıkarılması gereken yasaları, diğer yasa çalışmalarından ayrılarak daha süratli bir şekilde elbirliği ile Meclisten geçirilmesinin yollarının bulunmasıdır. Bugüne kadar yaptığımız pek çok reformun ülkemize nasıl bir dinamizm ve avantaj sağladığını en iyi sizler bilmektesiniz. Elbette bu tek taraflı bir süreç değildir. Birliğin de ahdi yükümlülüklerini ivedilikle ve eksiksiz yerine getirmesine yönelik haklı beklentimiz ısrarla takip edilmeli ve muhataplarımıza hatırlatılmalıdır. Diğer yandan, yakın bölgemizde cereyan eden önemli gelişmelere kayıtsız kalamayız. Ulusal güvenlik ve çıkarlarımızı doğrudan ilgilendiren ve halklarıyla yakın soydaşlık, akrabalık, kardeşlik ve dostluk bağlarımız bulunan bu bölgelere sırtımızı dönemeyiz. Bilakis, milletimizin samimi beklentisi ve tarihi sorumluluğumuz, bu geniş coğrafyada aktif ve yapıcı politikalar izlememizi zorunlu kılmaktadır.'' -''ORTADOĞU'DA KALICI BARIŞIN TESİSİ''- Cumhurbaşkanı Gül, kendilerini üzen bölgesel meselelerin başında Ortadoğu'da barışın hala tesis edilememesinin geldiğini dile getirdi. Ortadoğu'da kalıcı barışın tesisinin, dünyada barış içinde istikrarlı bir geleceğin sağlanmasının anahtarı olduğunu vurgulayan Gül, bölgenin barışa kavuşamamış olmasının, dünyanın diğer bölgelerinde de vahim ve olumsuz stratejik sonuçlara kaynak oluşturduğunu belirtti. Gül, Ortadoğu'da kapsamlı barışa ulaşılması için her türlü çabayı desteklediklerini vurgulayarak, Filistin ile İsrail arasında başlayan doğrudan görüşmelerin, ihtiyatlı bir iyimserlik oluşturduğunu kaydetti. Gül, müzakerelerin selametini, İsrail'in yerleşim faaliyetlerini durdurup durdurmayacağının belirleyeceğine dikkati çekti. -''BARIŞÇIL AMAÇLARLA KULLANIM HAKKINA SAYGI''- Uluslararası gündemi meşgul eden önemli konulardan birinin de İran'ın nükleer programına ilişkin gelişmeler olduğunu ifade eden Gül, sorunun, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması yükümlülüklerine uygun bir şekilde çözülmesini arzu ettiklerini söyledi. Gül, bununla birlikte İran'ın nükleer enerjisinin barışçıl amaçlarla kullanım hakkına saygı gösterilmesini beklediklerini belirtti. Gül, ''İran'ın nükleer programı etrafındaki sorunun çözülmesi yönünde sergilediğimiz çabalarda, 1990'dan beri Irak'ta yaşanan olayların ülkemiz için getirdiği maliyetleri hep hatırda tutuyoruz. Benzer bir kötü tecrübeyi, bir kez daha doğu sınırlarımızda yaşamak istemiyoruz. Müttefiklerimizin ve uluslararası camianın bu hassasiyetimizi anlayışla karşılaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, müttefikleri arasında bu sorunun çözümüne katkı sağlama kapasitesine sahip tek ülkedir. Çabalarımız diplomatik çözüme şans tanımaktadır. Bunun takdir edilmesini de bekliyoruz'' diye konuştu. -''SİVİL BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ''-  Yeni yasama yılının, son derece anlamlı ve önemli bir döneme denk geldiğine yönelik sözlerine işaret eden Gül, ''Bu anlama ve öneme binaen, yüce Meclisin seçim atmosferinden etkilenmeden, gündemindeki reform çalışmalarını tüm kararlılığıyla sürdürmesi önemlidir. Önümüzde ticaret yasalarından AB uyum yasalarına, adalet reformlarından usul yasalarına kadar pek çok önemli gündem maddesi bulunmaktadır'' diye konuştu. Anayasaların, yazıldıkları dönemin ruhundan ve koşullarından etkilendiklerine dikkati çeken Gül, 1982 Anayasası'nın, o yılların Türkiye'sinin anayasası olduğunu söyledi. Millet iradesine kısıtlama getiren bir müdahalenin ardından, o dönemin şartlarının oluşturduğu kadrolar tarafından hazırlandığına işaret eden Gül, o günden beri hem iç hem de dış siyasette muazzam gelişmeler olduğunu belirtti.  Yaşanan gelişmelere Türkiye'nin ayak uydurabilmesi için, bugüne dek yapılan değişikliklerin, Türkiye'nin ihtiyacı olan yeni anayasa talebini tam olarak karşılamadığını vurgulayan Gül, sözlerini şöyle tamamladı:  ''Bugünün Türkiye'si, sivil, demokratik ve çoğulcu bir anayasaya ihtiyaç duymaktadır. Kuşkusuz, bunun zamanlamasına siyaset kurumu karar verecektir. Fakat Cumhurbaşkanı olarak, bu ihtiyacı tekrar hatırlatmak, yapılacak yeni anayasanın, toplumun bütününün beklentilerine yer verecek bir katılım ve ortak anlayışla çıkarılması gerektiğini belirtmek istiyorum. Bu çerçevede yeni yasama yılının, yeni anayasa tartışmalarına yer vermesini, sivil toplum kuruluşlarından siyasi partilere, geniş bir tartışma imkanı ve alanı oluşturması gerektiğini düşünüyorum.  Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, yüce Meclisin milletimize hizmet etmiş tüm üyelerini rahmetle anıyorum. Önümüzdeki dönemin milletimiz ve devletimiz için hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan diliyorum.''