-Gül: 2011'in gündemi yoğundu ANKARA (A.A) - 27.12.2011 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin dış politikada uzun yıllar sonra çok yoğun bir program ve gündemle karşı karşıya olduğunu ve bunun tamamen Dışişleri Bakanlığının işi olduğunu belirterek, ''Aynı anda, aynı yılda, aynı zaman periyodu içinde bu kadar çok önceliği olan ve bu kadar bizim için önem arz eden olayla karşılaşmadık. Birçok ülke birinci derecede bizim geleceğimizle ilgili. Dolayısıyla bu kadar çok faaliyeti, aktiviteyi ve olağanüstü durumu idare etmek Dışişleri için büyük bir onur olduğu gibi büyük bir sorumluluk da'' dedi. Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve 4. Büyükelçiler Konferansı için Türkiye'de bulunan büyükelçilerle öğle yemeğinde bir araya geldi. Yemeğe Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun yanı sıra bakanlık müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve müsteşar yardımcıları, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Kamu Güvenliği Müsteşarı Murat Özçelik, NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Hüseyin Diriöz ve diplomatlar da katıldı. Yemekten önce büyükelçilere hitaben bir konuşma yapan Gül, bu yılki toplantının dolu dolu geçtiğini belirterek, 2011'de çoğu kişinin öngörmediği tarihi olayların yaşandığına dikkati çekti. Gül, konferansta bu yıl yaşanan olayların analiz edildiğini, önemli konuşmacıların hitaplar yaptığını ve bu olaylar ışığında gelecekle ilgili dersler çıkarıldığını ifade etti. Arap dünyası ve Ortadoğu'da olup bitenlerin 2011'in en önemli olayları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, bunların beklenen olaylar olduğunu, ancak 2011'de meydana geleceğini kimsenin bilmediğini söyledi. Bölge ülkelerini ziyaretlerinde düşüncelerini paylaştığını anlatan Gül, ''Yapılması gerekenleri bir an önce yapmaları gerektiğini anlatırken, Türkiye'den özellikle misal veriyordum. Türkiye'de evimizin içini nasıl düzene koyuyoruz, nasıl köklü reformlar yapıyoruz, bunları anlatırken 'Sizlerin de bunları yapmanız gerekir. Yoksa bir gün ya içeriden büyük patlamalar olacak ya da dışarıdan müdahaleler kaçınılmaz hale gelecek' diye paylaşıyordum'' dedi. Olayların aniden ortaya çıktığını ve ülkelerin içinden liderlikler yapılmayınca halkın patladığını ifade eden Gül, şöyle konuştu: ''Bütün arzumuz şu; bütün bu olaylar çok uzun sürmeden doğru mecrasına oturur ve bunun neticesinde hem halklar, hem bu ülkeler güçlü bir şekilde çıkar. Türkiye olarak çok aktif bir şekilde bunlarla beraberliğimiz var, aktif bir şekilde olayların doğru istikamette gitmesi için büyük gayretler gösteriyorsunuz. Bu süreçte Libya'da çok büyük olaylarla karşı karşıya kalındı. Dışişleri Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetlerimiz, bütün devlet görevlilerimiz olağanüstü bir gayret içinde oldular, büyük tahliyeler yapıldı. Bütün bunlarda büyük kahramanlıklar gösterdiniz. Aynı şekilde diğer ülkelerde Libya'da, Suriye'de, şu anda içinde bulunulan şartlarda vazife gören arkadaşlarımız olağanüstü çalışmalar yapmaktalar. Diğer ülkelerde şartlar daha iyi de olsa durumu tahlil ediyorsunuz ve Türkiye'yi doğru şekilde yönlendirip doğru işlerin yapılması için uğraşıyoruz. Belki de uzun yıllardan sonra Türkiye, bu kadar yoğun program ve yoğun gündemle karşı karşıya ve bu tamamen Dışişleri'nin işi. Aynı anda, aynı yılda, aynı zaman periyodu içinde bu kadar çok önceliği olan ve bu kadar bizim için önem arz eden olayla karşılaşmadık. Birçok ülke birinci derecede bizim geleceğimizle ilgili. Dolayısıyla bu kadar çok faaliyeti, aktiviteyi ve olağanüstü durumu idare etmek Dışişleri için büyük bir onur olduğu gibi büyük bir sorumluluk da. Hiçbir dönemde bu kadar meşgul olmadınız. Belki bu kadar gece gündüz çalışıp, işleri kontrol etmek, müdahil olup işlerin doğru istikamette gelişmesi için gayretli olunmadı. İşte böyle önemli, olağanüstü bir dönemin neticeleri ortaya çıktığında bütün bunlardan milli çıkarlarımız düşünüldüğünde bizi menfi etkilemeyecek şekilde çıkması için gece gündüz hep beraber çalışıyoruz. Bu çalışmalar tabii ki devam edecektir.'' -''Ekonomimiz sizi ayrıcalıklı yapıyor''- Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın büyük ekonomik buhrandan sonraki en büyük ekonomik bunalımla karşı karşıya olduğuna da işaret ederek, böyle bir dönemde Türkiye'nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında daha iyi durumda olduğunu söyledi. ''Vaktiyle dersini alan ve bu dalgalı okyanuslara çıkacağını bilen ve gemisini ona göre sağlamlaştıran bir ülkeyiz'' diyen Gül, bu durumun bulundukları ülkelerde büyükelçilerin başını dik tuttuğunu ifade etti. Gül, ''Bir de düşünün ki Türkiye de büyük ekonomik krizlerle uğraşan bir ülke olsaydı, siz de oralarda büyük sıkıntı çekerdiniz'' dedi. Türkiye'nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında başarılarını anlattıkça veya dinledikçe, büyükelçilerin daha ayrıcalıklı bir noktaya geldiğinden ve bundan da gurur duyduğundan emin olduğunun altını çizen Gül, ''Ama bütün bunlara rağmen bugünkü kırılgan ekonomik dünyada kendimize güvenmemiz ayrı mesele, aşırı bir güven gösterip yapılması gerekenleri ihmal etmek ayrı bir konudur. Bu konuda Türkiye'yi yönetenler, hükümet, ekonomiyle ilgili birimlerin gayet uyanık olduğunu ve gerçekten çok tedbirli olduklarını görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum'' diye konuştu. Dışişleri Bakanı olduğu dönemde, atanan büyükelçilere klasik diplomasinin çok değiştiğini, ekonomiye daha çok zaman ayrılması gerektiğini anlattığını dile getiren Gül, Türk şirketlerinin sahiplenilmesi yönünde o dönemdeki tavsiyelerinin bugün de layıkıyla yapıldığını görmekten memnun olduğunu söyledi. Yurt dışında iş yapan ya da yatırımı olan iş adamlarının büyükelçilerden büyük bir teveccühle bahsettiğini anlatan Gül, ilgilileri kutladı. -''İyi tahlil ve yerinde müdahale''- ''Bizleri yine birinci derecede ilgilendiren terör başta olmak üzere birçok önemli konularımız var'' diyen Gül, bunları iyi tahlil edip yerinde müdahaleler yapmanın, Türkiye'nin hak ve hukukunu koruyabilmek için çalışmalar yapmanın Dışişleri'nin ve diplomasinin görevi olduğunu vurguladı. Gül, ''Bunu yaptığımız sürede Türkiye içindeki başarılar da artacaktır'' dedi. Teknoloji geliştikçe diplomasinin, büyükelçilerin görevlerinin değiştiğini dile getiren Gül, ''Ama yine de değişmeyen, Nizam-ül Mülk'ün siyasetnamesinde söylediği gibi elçiler ne kadar dikkatli olur, tahlilleri ne kadar iyi yaparsa ne kadar çok bulundukları yerde temsil görevini iyi yaparsa ülkelerinin gücü o kadar artar. Dolayısıyla teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, birey olarak her büyükelçinin vazifesini en iyi şekilde yapması, ülkesinin bütün yükü ve sorumluluğunu hisseder bir aşk ve şevk içinde gece gündüz görevine devam etmesi aslında başarının esasıdır'' diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının sonunda büyükelçilere görevlerinde başarılar diledi.