Politika

GÜL YABANCI DİL EĞİTİMİNDEN YAKINDI İSTANBUL (A.A)

27 Mayıs 2011 16:36

-GÜL YABANCI DİL EĞİTİMİNDEN YAKINDI İSTANBUL (A.A) - 27.05.2011 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yabancı dil öğretimi konusunda Türkiye kadar başarısız ne kadar ülke olduğunu bilemediğini ifade ederek, ''Bu konuda Türkiye'nin kendisini çok iyi gözden geçirmesi gerekir. Bizim uluslararası platformda en büyük dezavantajımız bir Türk gencinin ikinci dili bilmemesidir. İkinci dil bilen aramızda çok azdır. Bu, bugünkü dünyada bizim başarısızlığımızdır. Bunun böyle devam etmesi mümkün değildir'' dedi.  Cumhurbaşkanı Gül, himayesinde YÖK tarafından düzenlenen ''Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar'' konulu kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerin, kurumsal etkinliği gözetmesi, gereksiz bürokratik külfeti hem öğretim üyeleri hem de öğrenciler açısından azaltması gerektiğini belirtti.  Gül, okullaşma oranlarının artmasıyla birlikte iki önemli konunun gündeme geldiğini, bunlardan birincisinin, bazı yükseköğretim programlarının kontenjanlarının boş kalması ve buna bağlı olarak kamu kaynaklarının israfının söz konusu olması olduğunu belirtti. Bu konuda iyi çalışılması gerektiğini ifade eden Gül, ikincisinin de mezun olanların istihdamının gözetilmesi olduğunu, bu konuda da üniversitelerin duyarlı olması gerektiğine inandığını kaydetti. -''TÜRKİYE İÇİN KAZANÇ''- Cumhurbaşkanı Gül, eskiden üniversitelerde daha çok yabancı öğrenci bulunduğunu belirterek, İstanbul Üniversitesinde okuduğu dönemde, Türkçe eğitim veren bir üniversitede, o gün bile çok sayıda yabancı öğrenci olduğunu anlattı.  Bugün yabancı öğrenci sayısının az olduğu kanaatinde olduğunu dile getiren Gül, şunları kaydetti:  ''Her ne kadar son 1-2 sene içinde alınan tedbirlerle genişleme söz konusu olduysa da çok gerideyiz. Bizler, yurt dışına seyahat ettiğimizde bir ülkenin bakanının, Türk üniversitesinden mezun olduğunu gördüğümüzde gururlanırız. O ülkedeki Türk iş adamlarının yatırımları, o ülke ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesinin altındaki sebep ne diye bakıldığında Türkiye'de burslu olarak okuyan birçok öğrencinin önemli bir etken olduğunu görürüz. Bu sadece sivil dünyada değil, askeri dünyada da böyledir. Kendi harp okullarımızda, harp akademilerimizde okuyan yabancı öğrencilerin gittikleri ülkelerde Türkiye ile kendi ülkeleri ve halkları, Türk Silahlı Kuvvetleri arasında en güçlü köprüyü oluşturduğunu okuyoruz. Onun için buna da çok önem veriyorum. Bunun Türkiye için çok büyük bir kazanç olduğuna inanıyorum.''  -'KENDİ DİLİNİ ÇOK İYİ BİLMESİ GEREKİR''- Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının sonunda dil konusuna değindi. Türkiye'nin bu konuda yeteri kadar başarılı olamadığını ifade eden Gül, şöyle konuştu:  ''Her şeyden önce herkesin kendi dilini çok iyi bilmesi gerekir. Bu anlamda dünyanın bazı iyi üniversitelerinde mühendislik talebesi ve tıp öğrencisinin bile kendi dili ile ilgili kompozisyonların yazılmasının ders olarak okutulduğunu biliyoruz. Kendi dilini çok iyi bilmeyenin, başkasının dilini iyi öğrenmesi mümkün değildir. Hepiniz öğrencilerin kağıtlarını okuyorsunuz. Yetiştirdiğiniz öğrencilerin Türkçeyi nasıl kullandıklarını, Türkçenin ne kadar zengin olup olmadığını, en iyi notu siz veriyorsunuz. Bu konuya özellikle özen gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Dalı ne olursa olsun, şunu unutmayalım ki çok iyi Türkçe bilen, Türkçeye hakim olan bir öğrenci, mühendislikte de tıpta da daha başarılı olacaktır.  Yabancı dil öğretimi konusunda bizim kadar başarısız olan ne kadar ülke var bilmiyorum. Bunu da açık söylüyorum. Hem orta öğretim hem de üniversite için söylüyorum bunu. Yabancı dil biliyor diye muaf saydığımız öğrencilerin dışarı gittiklerinde ya da yabancı ile karşılaştıklarında ne kadar şaşırdıklarını hepimiz biliriz. Bu konuda, Türkiye'nin kendisini çok iyi gözden geçirmesi gerekir. Bizim uluslararası platformda en büyük dezavantajımız bir Türk gencinin ikinci dili bilmemesidir. İkinci dil bilen aramızda çok azdır, bu bugünkü dünyada bizim başarısızlığımızdır. Bunun böyle devam etmesi mümkün değildir. Yetiştirdiğimiz, mezun ettiğimiz gençler sadece Türkiye'de çalışacak değil, dünyanın her yerinde çalışabilecek kabiliyette ve güçte olması gerekir. Bilimsel olarak ne kadar yeterli olursa olsun, eğer dil konusunda yetersizse bütün kapılar kendisine kapanacaktır. Uluslararası kuruluşlarda, şirketlerde veya kendi şirketini başka ülkelerde kurarak, faaliyet gösterecek kişiler, üniversite mezunları arasından çıkacaktır.''