Gündem

Gül ve Recai Kutan, Kavakçı'nın yemin etmesine karşı mı çıktı?

Merve Kavakçı, 'İçinden çıktığım dindar-Müslüman toplum tarafından da yalnızlaştırıldım' dedi

19 Ekim 2012 21:13

Hülya Karabağlı

 

ANKARA

 

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda dava arkadaşlarını kendisini yalnız bırakmakla  eleştiren  Merve  Kavakçı,  yemin krizinin perde arkasını ayrıntılarıyla anlattı.  Yemin krizi öncesine not düşen Kavakçı, “Bana açıkça yemin gününe ait bir plan olduğuna dair ulaşan tek bilgi 1 Mayıs 1999 günü Abdullah Gül, Salih Kapusuz ve Lütfü Esengün beylerin evimize yaptıkları kısa ziyarette "yarın sabah gidip TBMM Başkanı Septioğlu'nun elini öpeceksin eğer müsaade ederse yemin edeceksin, etmezse yemin etmeyeceksin" talebi oldu. Sayın Gül'e bunun makul bir teklif olmadığını söyledim” dedi.

Kavakçı, Recai Kutan ile arasında geçen konuşmayı ise “ O gece ikinci kez yemin etmek istediğimde de Recai Kutan Bey Genel Kurul'a inmeden önce odasına gelmemi istedi ve odaya girdiğimde "yemin etmeyeceksiniz, parti böyle karar verdi." sözleriyle aktardı.

 

‘Hüsamettin Özkan vasıtasıyla genel kurala girmemem istendi'

 

18 Nisanda milletvekili seçildim. İstanbul’daki YSK yetkililerinden mazbatamı aldım. TBMM’ye gelerek kaydımı yaptırdım, rozetimi taktım, fotoğrafımı çektirdim. Çalışmak istediğim komisyonları belirledim. Ant içip görevimi yapmaya hazırdım. O arada Ecevit'ten Hüsamettin Özkan vasıtasıyla partinin ileri gelenlerine (bu konuda Sayın Abdullah Gül’ün bilgisine başvurulabilir) bir teklif getirilerek Genel Kurul'a girmemem istendi. Bana TBMM’de gelip gideceğim bir oda verileceği söylendi. Bu teklifi kabul etmedim. Seçilmiş bir vekil olarak görevim beni seçenleri TBMM Genel Kurulunda ve komisyon çalışmalarında temsil etmekti.

 

'Gül: Septioğlu’nun elini öpeceksin'

 

Parti içerisinde benim yemin etmemle ilgili farklı görüşler oluşmuş. Anayasa ve İç Tüzük başı örtülü bir vekilin hakları konusunda herhangi bir kısıtlama getirmezken bariz bir baskı atmosferi parti üzerinde etkisini göstermişti. Ben parti içi fikir ayrılıklarına daha sonra vakıf oldum. Bana açıkça yemin gününe ait bir plan olduğuna dair ulaşan tek bilgi 1 Mayıs 1999 günü Abdullah Gül, Salih Kapusuz ve Lütfü Esengün beylerin evimize yaptıkları kısa ziyarette "yarın sabah gidip TBMM Başkanı Septioğlu'nun elini öpeceksin eğer müsaade ederse yemin edeceksin, etmezse yemin etmeyeceksin" talebi oldu. Sayın Gül'e bunun makul bir teklif olmadığını söyledim. Bu kararı ne zaman aldıklarını sordum. O gün yani 1 Mayıs 1999 günü toplanan başkanlık divanında bu kararı aldıklarını söyledi. Ben de cevaben "keşke beni de çağırsaydınız bu toplantıya" dedim. Sayın Gül "ama sen başkanlık divanı üyesi değilsin ki" diye yanıtladı.

 

Askerden  Demirel aracılığıyla  darbe uyarısı  

 

“Aynı akşam şahsi gayretlerim sonucunda uzun müddettir konu ile alakalı olarak görüşmek istediğim ancak hiç bir karşılık alamadığım Recai Kutan beyle, milletvekillerine verdiği tanışma yemeği sonrasında Ankara ASKİ tesislerinde bir toplantı yaptık. Bu toplantıda Cemil Çiçek, Temel Karamollaoğlu, Zeki Ünal, Salih Kapusuz beyler de hazır bulundu. Zeki Ünal Bey "Merve hanım diğer milletvekilleriyle beraber saat 15:00’te genel kurula gelmeli" teklifinde bulunduğunda Cemil Çiçek karşı çıktı ve şu cevabı verdi: "bilmediğiniz şeyler var." Daha sonra edineceğim bir bilgi Sayın Çiçek'in bu sözlerine ışık tutar nitelikteydi: Mart 2001 tarihinde Küba'nın başkenti Havana’da yapılan (İPU) Parlamentolararası Birlik Toplantısı’nda milletvekilliği haklarımın ihlal edildiği konusu görüşülecekti. Bu sebeple İPU Başkanı tarafından davet edilmiştim. Orada karşılaştığım Turhan Alçelik ve Bahri Zengin Beyler bana yemin törenimle alakalı olarak şu bilgiyi verdiler: “Askeriyeden Cumhurbaşkanı Demirel aracılığı ile parti başkanlığına Kavakçı yemin ederse müdahale ederiz, uyarısı yapıldı. Parti de onun için arkanızda duramadı."

 

‘Recai Kutan yemin etmeyeceksin’

 

2 Mayıs 1999 günü diğer milletvekilleri gibi adım okunduğu zaman andımı içebilmek için Genel Kurul'a girdim. Türkiye'nin ve dünyanın gözleri önünde DSP’nin protestosuyla karşılaştım. O gece ikinci kez yemin etmek istediğimde de Recai Kutan Bey Genel Kurul'a inmeden önce odasına gelmemi istedi ve odaya girdiğimde "yemin etmeyeceksiniz, parti böyle karar verdi." dedi. O arada kız kardeşim Ravza beni cep telefonumdan aramış ve "abla Nermin Erbakan hanım aradı, hocanız Merve nerede diye soruyor, dedi, yemine inmiyor musun, adın okunacak birazdan" dediğinde "Ravza yemin ettirmiyorlar bana" demiştim. Daha sonra edindiğim bilgiye göre ayrıca Aydın Menderes de yemin etmemi istemeyenler arasındaymış. Zaten 2 Mayıs 1999 yemin töreninin akabinde de partiden istifa etti. Onun da bildikleri konusunda eşi Ümran Menderes'in bilgisine başvurulabilir.

 

Milletvekillerinden sorular

 

Feyzullah Kıyıklık (AKP): Genel Başkanın odasında yemin etmemek için tutuldunuz mu?

Merve Kavakçı: Ben Zeki Ünal’ın odasındaydım. Oradayken Genel Başkanın odasına gitmem (telefonla) bildirildi. Ben odadan Nazlı Ilıcak ile beraber çıktım. Ilıcak bana ‘korkarım yemin ettirmeyecekler’ dedi. Genel Başkan odada kararını söyledi. Ben de yüksek sesle fikrimi beyan ettim. Sanki bir suçluşmuşum gibi yemin etmemek zorunda bırakıldım. Bunda (yemin ettirilmemem kararında) 28 şubat sürecini ortaya koyanlar vardı partimin de üzerine düşeni bundan alması lazım.

 

'İçinden çıktığım  toplum tarafından yalnızlaştırıldım?'

 

Kıyıklık(AKP): Siz bir yalnızlaştırmanın içine düştünüz mü?

Merve Kavakçı: Tamamiyle yüzde yüz düştüm. Elbette yalnız kaldım. Kalmaya da devam ediyorum. Sadece 28 Şubat medyası değil, içinden çıktığım dindar-Müslüman toplum tarafından da yalnızlaştırıldım, yalnız bırakıldım, halen de yalnızım.

Kıyıklık: Ecevit’in ‘Bu kadına haddini bildirim’ söylemi için bazı konuklar eğer Ecevit öyle davranmasaydı darbe olacaktı görüşünü dile getirdi. Siz ne düşünüyor sunuz?

 

'Yeminin engellenmesi adı konulmamış  bir darbedir'

 

Merve Kavakçı: Seçilmiş bir milletvekilinin yemin etmesinin engellenmesi, adı konmamış bir darbedir. Ben bu ifadenin (Ecevit’in sözlerinin) içinde bulunduğu toplumun iç sıkıntısından olduğunu düşünüyorum. Darbenin asıl kendisi benim Meclis’te engellenmem oldu.

Ayrıca bunu Ecevit’e ve diğer DSP’lilere sormak lazım.

Neden 40 gün önce ABD vatandaşı oldu?

Ahmet Toptaş (CHP)Siz milletvekili adayı oldunuz. Niye 40 gün önce Amerikan vatandaşı olmaya ihtiyaç duydunuz?

Merve Kavakçı: Ben ABD’ye ailemle gittim, eğitimimi tamamlayınca Türkiye’ye döndüm, kızlarım küçüktü. Bu süre zarfında ABD vatandaşlığına hak kazandım. Vatandaşlık prosedürü başladığında 18 Nisan’da  erken genel seçime gidildi.

Çifte vatandaşlık konusu TC tarafından desteklenen, teşvik edilen bir ülkeyiz. Meclis’te çifte vatandaş olan tek milletvekili ben değilim. Vatandaşlık için bildirimim bir formaliteydi. Ama 28 Şubat medyasına baktığınızda ABD’den son anda getirilen ajan provakatör olduğum söylendi. Oysa 7 sene RP’de aktif olarak görev yaptım.

 

 

İlgili Haberler