-GÜL: ÖZGÜRLÜKÇÜ ÜNİVERSİTE TARZI TAKDİR EDİLMELİ İSTANBUL (A.A) - 07.10.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Türk üniversitelerinin yeniden özgürlükçü, yeniden her türlü fikre açık bir tarza girmeleri çok takdir edilmesi gereken bir husustur. Bundan asla çekinmemek gerekir'' dedi. Gül, Türkiye Diyanet Vakfınca kurulan İstanbul 29 Mayıs Üniversitesinin akademik yılı açılışı dolayısıyla Üniversitenin Bağlarbaşı Yerleşkesinde düzenlenen törende konuştu. Üniversitenin kurulmasında Türkiye Diyanet Vakfı ve İslam Araştırmaları Merkezinin önemli rolü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bu üniversitenin kurulmasını çok istediğini ve teşvik ettiğini söyledi. Gül, İslam Araştırmaları Merkezinin, kendi başına bir üniversite, dünyanın en değerli bilim adamlarının çalıştığı ve değerli eserler ortaya çıkardığı bir kurum olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, Merkezin hazırladığı İslam Ansiklopedisinin olağanüstü bir eser olduğunu söyleyerek, bu ansiklopedinin ünü ve gündeminin Türkiye'yi aştığını belirtti. ''Bu üniversitenin, Türk eğitim, kültür, bilim hayatına yeni bir soluk, yeni bir nefes getireceğine eminim'' diyen Gül, bir üniversitenin üniversite olabilmesi için muhakkak güçlü bir kadro ve birikimi bulunması gerektiğini, onun da bu üniversitede gerçekleştiğini anlattı. Gül, bir süredir üniversitelerin akademik yıllarına başlamaları nedeniyle düzenlenen törenlere katıldığını anımsatarak, son 3 gün de üst üste üniversitelerin açılışlarında yer aldığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, ''Gerçekten çok ümit vaat edici, sevindirici gelişmeler var ortada. Bu bir gerçek; üniversiteler tekrar kendine geliyor, tekrar kendi önceliklerine odak oluyorlar, tekrar üniversiteler asli fonksiyonlarını kuşanmış vaziyetteler. Bu, Türkiye için çok sevindirici bir şey'' diye konuştu. -DİN BİLİMLERİ ALANI- Her üniversitenin kendine has bir özelliği olduğunu da belirten Gül, bu üniversitenin de muhakkak kendisine öncü bir alan seçmesi gerektiğini kaydetti. Aslında bu alanların belli olduğunu vurgulayan Gül, bu alanları tarih, kültür ve din bilimleri şeklinde sıraladı. Cumhurbaşkanı Gül, dünyada isimleri bilinen sayılı üniversitelerin hepsinin kuruluşunun teolojiyle başladığını hatırlatarak, bu üniversitelerin gelişe gelişe bugün başka alanlarda kendilerini gösterdiklerini, teolojiyle de ilişkilerini sürdürdüklerini anlattı. Bu üniversitenin de din bilimleri alanında ihtisaslaşması gerektiğini ve bunu yapacak bir başka üniversiteyi de şu anda göremediğini ifade eden Gül, ''Bu, sadece Türkiye'de değil, bütün Türk Cumhuriyetlerine, Kafkaslara, Rusya'ya, tüm Balkanlara, Avrupa'ya büyük bir hizmet olacaktır'' dedi. -TİKA- Konuşmasında, bu coğrafyaların Türkiye'den talepleri konusuna da değinen Gül, insani yardımlar açısından TİKA'nın faaliyetleri ve Diyanet Vakfı'nın yaptığı hizmetlere talep olduğunu söyledi. Gül, ''Bu, çok ciddi bir konu. Din konusu dünyanın en önemli meselelerinden biri. Müslümanlığın en iyi şekilde, bütün çağlara hitap edecek şekilde anlaşılması, taşınabilmesi ve yanlış sokaklara girmemesi çok önemli. Bu, kulaktan duyma laflarla olacak bir şey değil, bu gerçek bilim adamlarının yapacağı bir şey. Böyle bir merkez, böyle bir bilim yuvası, böyle bir üniversiteye ihtiyaç var. Ümit ederim ki bu alanı ileride ihmal etmezsiniz'' diye konuştu. -''HİÇ KİMSE FİKRİNDEN DOLAYI ÇEKİNMEMELİ''- Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin meselelerinin her alanda olduğu gibi üniversitelerde de tartışılacağını ifade ederek şöyle devam etti: ''En aykırı fikirler üniversitelerde rahatlıkla konuşulabilmeli, rahatlıkla tartışılabilmeli. Hiç kimse fikrinden dolayı, düşüncesinden dolayı çekinmemeli. Bunu rahatlıkla ifade edebilmeli. Üniversite zaten tolerans, anlayış, fikirlerin tartışıldığı bir yerdir. Türk üniversitelerinin yeniden bu özgürlükçü, yeniden her türlü fikre açık bir tarza girmeleri çok takdir edilmesi gereken bir husustur. Bundan asla çekinmemek gerekir. Sokakta bilmeyen insanların tartışması mı önemli, yoksa bilen insanların, bilgiye dayalı bir şekilde değişik konuları tartışması mı önemli? Bu tabii ki çok önemli. Bundan faydalanabiliriz. Bundan ancak ders çıkartabiliriz. O açıdan bunlardan hiç çekinmiyorum. Hatta tam tersine teşvik de ediyorum. Özellikle tarih, kültür, sosyal alanlarda güçlü üniversitelerimiz var.''