Cumhurbaşkanı'ndan Kürt sorunu yorumu: Kendi sorunlarımızı kendimiz konuşacağız, kendimiz tartışacağız ve kendimiz kendi inisiyatifimizle nihayete eriştireceğiz
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın resmi davetlisi olarak bu ülkeye gitmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu.
Gül, bir gazetecinin, "Kürt sorunuyla ilgili ’fırsat bu fırsat, kaçırılmamalı’ demiştiniz. Hükümetin de bu konuda adım attığına ilişkin değerlendirmeler yansıyor. Kürtçe köylerin adının geri verilmesi gibi bazı adımları siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Siz de özetlediniz, demek ki çok geniş şekilde, iyi niyetli çalışmalar var Türkiye’de. Ümit ediyorum ki bunların hepsi iyi bir şekilde neticelenir. Çünkü bunlar kendi ülkemizin, kendi sorunlarımızdır. Kendi sorunlarımızı kendimiz konuşacağız, kendimiz tartışacağız ve kendimiz kendi inisiyatifimizle nihayete eriştireceğiz. O açıdan Türkiye açık toplum, bu açık toplum içerisinde gayet canlı tartışmalar söz konusu. Bunlar gayet medeni tartışmalar. İktidar, muhalefet, düşünürler, devletin organları bu konularda ilgili muhakkak ki iyi çalışmalar yapıyorlar."
Gül, heyetinde yer alan bir iş adamının, "Ben hem Türk hem Suriye vatandaşıyım. Şimdiye kadar küskünlük, dargınlık, bunlara son verdik. Şimdi bu sloganımızı aş ve iş olarak değiştirebilir miyiz?" sözleri üzerine, Gül, "Değişiyor işte bak" dedi.
Türkiye’nin hedefinin bütün komşularıyla karşılıklı problemleri çözmek olduğunu belirten Gül, "Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı politikalar da gördüğünüz gibi hep karşılık bulmuştur, netice bulmuştur" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti: "İstisnasız bütün komşularımızla ilişkilerimiz en iyi, güzel şekilde cereyan etmektedir. Noksanlar varsa bunlar da tamamlanacaktır muhakkak ki. Bunun neticesinde güven ortaya çıkıyor. Güven söz konusu olunca istikrar söz konusu oluyor. İstikrar, güvenin olduğu yerde de demin söylediğin ’bu olsun’ dediğin şey olmaya başlar. Sevgi söz konusu oluyor karşılıklı. Zaten kültürel bağlar, aile bağları, hep bunlar var. Ve ekonomik işbirliği yükseliyor bunun üzerinde. Eğer ticaret hacmimiz komşularımızla son bir kaç yıl içerisinde 3 misli arttıysa, bu, bunun neticesidir. Bunlar daha da iyi olacaktır."