Politika

GÜL: HİÇBİR TOPLUM BU DÖNÜŞÜME KARŞI DURAMAZ OXFORD (A.A)

09 Kasım 2010 09:16

-GÜL: HİÇBİR TOPLUM BU DÖNÜŞÜME KARŞI DURAMAZ OXFORD (A.A) - 09.11.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokrasi, insan hakları, iyi yönetim ve sorumluluğun artık ne bir lüks ne de bir seçenek olduğunu belirterek, ''Hiçbir toplum bu dönüşüme karşı duramaz'' dedi.  Cumhurbaşkanı Gül, Oxford Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi'nde ''İslam Dünyası, Demokrasi ve Kalkınma'' konulu bir konferans verdi. Konferansı, Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, oğlu Mehmet Emre Gül, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz de izledi. Gül'ün konferans verdiği salon, akademisyenler ve öğrenciler tarafından dolduruldu.  İngilizce yaptığı konuşmada, Oxford Üniversitesinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, İslam Araştırmaları Merkezi'nin gösterdiği gelişimi yakından izlediğini söyledi.  Konuşmasında Avrupa'daki İslam izleri ve Rönesans dönemine kısaca değinen Gül, daha sonra İslam ile demokrasi ve kalkınma konuları arasındaki ilişkiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.  Birçok ebedi İslami değerin günümüzde de geçerli olduğunu dile getiren Gül, insanlığa barış, gelişim, adalet, cömertlik ve empati öğütleyen bu değerlerin daha iyi bir dünyanın yolunu aydınlattığını söyledi. Bilgelik, adalet, eşitlik, dayanışma, dostluk ve saygı gibi değerlerin İslam kültürünü oluşturduğunu ve İslam'ı evrensel bir medeniyet haline getirdiğini anlatan Gül, demokrasi ve kalkınma kavramlarının ise İslam dünyasına yabancı olduğunu söyledi.  Sömürgecilik dönemine kadar İslam dünyasının günlük hayatta demokrasi ve kalkınma kavramlarıyla bir sorun yaşamadığının öne sürülebileceğini ifade eden Gül, İslam devletlerinin geri kaldığı ve sömürgeciliğin yaşandığı dönemde demokrasi kavramının Müslümanların gözünde ''işgalcilerin aracı'' olarak görüldüğünü belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, sömürgeciliğin İslam ülkelerinde politika, felsefe ve entelektüel verimliliği yok ettiğini kaydetti. Bu durumun sadece yönetenleri ve demokratik işleyişi ilgilendirmediğinin altını çizen Gül, demokratik anlayışın da kaybolduğunu vurguladı.  Sömürgeci etkisi altındaki geçmişlerinin İslam ülkelerini kendi kaderini yazma yetisinden mahrum bıraktığını da dile getiren Gül, batı tarafından İslam ülkelerine sunulan tek seçeneğin ''demokrasi ve kalkınma reçetelerinin hazır tüketimi'' olduğunu belirtti. Gül, bu durumun da demokrasi ve kalkınma kavramlarına yabancılığı derinleştirdiğini ve kökleştirdiğini ifade etti.  -İSLAM DÜNYASININ YAPISAL SORUNLARI- Cumhurbaşkanı Gül, İslam dünyasındaki yabancılığın aşılması gerektiğinin altını çizerek, İslam dünyasının, bugünkü koşulların sömürgecilik ve aydınlanma çağından farklı olduğuna inandırılması gerektiğini ifade etti.  İslam dünyasında demokrasi ve insani gelişimin yerleşebileceğine dair politik ve ekonomik şartlar oluşturulmasının zorunluluğuna işaret eden Gül, bu ülkelerde İslam kültürünün demokrasi ve kalkınmayla ilişkili özelliklerinin sistematik olarak öğretilmesi gerektiğini söyledi.  İslam dünyasının bazı yapısal sorunlarına da değinen Gül, İslam ülkelerindeki ekonomik ve sosyal gelişmenin potansiyellerinin çok altında olduğunu, doğal kaynakların çoğuna sahip olan bu ülkelerin hak ettikleri payları almadıklarını, dünya nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan İslam nüfusuna dünya ekonomisinin yüzde 7'sinin geri döndüğünü, açlık ve fakirliğin en fazla İslam ülkelerinde görüldüğünü, çatışma, şiddet ve doğal afet gibi etkenlerin de bu olumsuzlukları derinleştirdiğini söyledi.  İslam ülkelerinin eğitim ve sağlık gibi konularda da diğer ülkelerin gerisinde kaldığını dile getiren Gül, okur yazar oranının dünya ortalamasının altında olduğunu kaydetti.  Sürdürülebilir kalkınmanın ancak tutarlı, şeffaf ve sorumlu ülkelerle mümkün olabileceğine işaret eden Gül, politik ve sosyal katılımcılığa önem veren bir yönetimin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu ifade etti.  Cumhurbaşkanı Gül, başkalarını suçlamanın kolay ancak boş bir yol olduğunu belirterek, İslam dünyasının en büyük erdemlerden biri olan öz eleştiriye yönelmesi gerektiğini söyledi. İslam dünyasının vizyon sahibi, cesur ve özgüvenli olmasını isteyen Gül, şöyle konuştu:  ''Yeni fikirler, geniş ufuklar manevi zenginliğimizi ve bu çağda yaşamamıza değecek sinerji yaratmamızı tamamlamalı. Bunun için başlangıç noktası da barışçıl ve hoşgörülü mirasımızı daha özgür, demokratik ve gelişmiş dünyaya açılmamızı sağlayacak etkin mekanizmalara uyarlamak olmalı. Demokrasi, insan hakları, iyi yönetim ve sorumluluk artık ne bir lükstür ne de bir seçenektir. Hiçbir toplum bu dönüşüme karşı duramaz.''  Anlaşmazlık, kışkırtıcılık ve savaşın insan ve kaynak kaybından başka işe yaramadığını vurgulayan Gül, ekonomik ve sosyal yollarla desteklenmeyen güvenlik önlemlerinin sonuç vermediğini dile getirdi. Gül, ekonomik refah ve siyasi istikrarın birbirine paralel gittiğinin gözden kaçırılmaması ve bu nedenle her zaman yüksek standartların hedeflenmesi gerektiğini söyledi.