Politika

GÜL: FIRSAT VERİLMELİ ANKARA (A.A)

25 Şubat 2011 20:14

-GÜL: FIRSAT VERİLMELİ ANKARA (A.A) - 25.02.2011 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecine ilişkin ''Beklentimiz ahde vefa ilişkisi çerçevesi içerisinde bütün Avrupa Birliği'nin bize verdiği sözlerin arkasında durması ve müzakere sürecini başarı ile tamamlamamıza fırsat verilmesidir'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri başbaşa görüşmenin ardından, Konuk Cumhurbaşkanı onuruna çalışma yemeği verdi. Gül ve Sarkozy, daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Gül, buradaki konuşmasında,  Fransa'nın Türkiye'nin müttefiki olduğunu ve iki ülke arasında tarihi ilişkilerin bulunduğunu kaydetti. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin ziyaretini G-20 Dönem Başkanı sıfatıyla yaptığını hatırlatan Gül, ''Kendisiyle de konuştuk, 1992 yılından beri bir Fransız Cumhurbaşkanı Türkiye'yi ziyaret etmediği için kendisini o şekilde de beklediğimizi paylaştık. Kendisi de gelme arzusu içerisinde olduğunu söylediler. Tabii ki gelirlerse memnun oluruz'' diye konuştu. ''Türkiye ve Fransa hem Avrupalı hem Akdeniz ülkesiyiz ikimizde. Dolayısıyla bir çok ortak çıkarlarımız vardır, bir çok ortak konularımız vardır'' diyen Gül, bu görüşmede ilgi alanlarına giren konuları geniş bir şekilde, açık yüreklilikle konuşma fırsatı bulduklarını, farklı düşüncelerini ve farklılıklarını açıklıkla konuştuklarını söyledi. Görüşmede, iki ülke ilişkilerinin ne kadar eski olduğunu belirttiğini anlatan Gül, Birinci Fransuva ile Kanuni Sultan Sultan Süleyman arasındaki ittifakın bugünlere kadar devam ettiğini, bundan sonra da devam edeceğine inandığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''NATO içerisinde hep beraberiz ve ekonomik ilişkilerimiz 12 milyar avroya ulaşmış vaziyettedir. Potansiyelin çok daha büyük olduğunu biliyoruz. Türkiye'de 2 bine yakın Fransız şirketi faaliyet göstermektedir. Ekonomik ilişkilerimizin daha da gelişeceğine inanıyoruz. Cannes'da yapılacak G-20 zirvesine de destek veriyoruz. Bu konudaki çalışmalara da tabii ki önem veriyoruz.'' Cumhurbaşkanı Gül, görüşmenin çok önemli boyutlarından birisinin Avrupa Birliği'ne yönelik düşünceleri olduğunu belirterek, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine 2004-2005 yıllarında başladığını ve bu konuda bir devlet stratejisinin bulunduğunu kaydetti. Gül, şunları kaydetti: ''Müzakere süreci bittikten sonra şüphesiz ki Birliğin bazı üyeleri, Fransa, Avusturya gibi referandum kararı zaten almışlardır, o zaman verecekleri karar ne olursa onu saygıyla karşılayacağımızı ama bu sürecin de işlemesine herkesin yardımcı olması gerektiğini açıkçası bu beklentimizi paylaştım. Bu konunun bütün Türk halkı tarafından en hassasiyet gösterilen bir konu olduğunu ve beklentimizin de dediğim gibi, müzakere sürecinin herhangi bir şekilde suni, bir şekilde engellenmemesi olduğunu bunları konuştum. Bütün Birlik için söylüyorum tabii bunları.'' Gül, görüşmede ele aldıkları Ortadoğu'daki son gelişmelerin gerçekten önemli olduğunu ifade etti. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizler aynı zamanda Akdeniz ülkeleriyiz. Akdeniz'in diğer kıyısında olup bitenler bizleri hep yakından ilgilendirmektedir. Buraların bir an önce huzura kavuşması, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, insan hakları, temel hak ve özgürlüklerin bütün bu bölgelerde hakim olmasını ve herhangi bir kaosa yol açmadan bu değişim sürecinin başarıyla bitmesini arzu ettiğimizi, bunları da paylaştık. Bütün bu konularda da Türkiye-Fransa arasında yapılabilecek çok şey olduğunu da yine paylaştık.'' Sarkozy'e fikirlerini paylaştığı için teşekkür eden Gül, kendilerinin de bütün fikirlerini açık yüreklilikle söylediklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, Libya'da yaşananlar karşısında Fransa'nın cezai yaptırım isterken Türkiye'nin bu konuya biraz daha çekinceli baktığını belirten bir gazetecinin, ''Kaddafi'nin katliamını önlemek için askeri müdahale düşünülebilir mi'' sorusuna karşılık, bütün bölgede çok köklü bir değişiklik yaşandığını söyledi. Gül, şöyle konuştu:  ''Liderlerin yapamadığını halk yapıyor aslında. Temel hak ve özgürlüklerin çok bastırıldığı yerlerde neticede halk öne geçiyor. Eğer liderler reformu gerçekleştiremiyorsa, ülkelerinin demokratik, hukuki, ekonomik standartlarını yükseltemiyorsa sonunda bu tepkiler kaçınılmaz hale geliyor. Biz gerek Mısır da gerek Tunus da olsun gerek şimdi Libya'da olsun bunları çok yakinen takip ediyoruz. Önceden doğrusu takip ediyoruz ne olabilir, ne bitebilir diye.  Maalesef Libya'da çok can kaybının olması hepimizi derinden üzmektedir ve buna karşı çok duyarlıyız. Kesinlikle bugünkü dünyada insanların kabul edemeyeceği can kayıplarına müsaade etmemek gerekir şüphesiz ki. Bu konuyla ilgili gerekli temaslarımızı yapıyoruz. Şu anki Libya yöneticileriyle sürekli konuşuluyor ve bu konuyla ilgili Türkiye olarak bütün duyarlılığımızı gösteriyoruz. Ümit ederiz ki can kaybı burada kesilir ve neticede halkların arzu ettiği şekilde gayet açık, şeffaf yeni düzenler ortaya çıkar.''