Guardian gazetesinin Orta Doğu muhabiri Martin Chulov İstanbul'dan yazdığı görüş yazısında, "Yeni yasalara verilen sınırdaki destek Türkiye ve AKP içindeki bölünmeyi derinleştirebilir" ifadesi yer alıyor.
"Vatandaşlarının bugün uyanacağı Türkiye - Başkanlık için yeni yetkiler verme üzerine yapılan referandumdan bir gün sonra - daha fazla gücü elinde toplamak kariyeri boyunca itici güç olan bir lider tarafından yönetilen, daha farklı bir yer olacakmış gibi duruyor" sözlerinin yer aldığı yazı şöyle devam ediyor:
"Erdoğan'ın zaferinin kesinleştiğini varsayarak, Türkiye'nin hastallıklı demokrasiden artan bir şekilde otokrasiye geçmesi kararının halkın arzusuyla verilmesi, 1996'da 'Demokrasi bir amaç değil, bir araçtır' diyen bir adam için hediye olacak."
Görüş yazısında, referandumda "Evet" ile "Hayır" oyları arasındaki farkın Erdoğan'ın beklediğinden daha az olduğu belirtiliyor ve muhalefetin de itirazları göz önüne alındığında bunun, referandum sonucunun ülkede gerçekten kabul gördüğüne ilişkin sorular doğurduğu belirtiliyor.
Modern Türkiye'nin yüz yıllık ömründe geçen yılın belki de "en çarpıcı ve baş döndürücü" yıl olduğu belirtilen yazıda, bu süreçte ülkede yaşananların "Sivil özgürlükleri ufalayan bir kişi için fırsat yarattığı" belirtiliyor.
Yazıda, "Geçen Temmuz'daki başarısız darbe girişimi özellikle Erdoğan'ı kendini, kuşatılmış bir ülke ve onun korunmasız halkının tek uygun koruyucusu olarak ilan etmesine izin verdi" deniyor.
Yazıda ayrıca, "Eğer yeni kanunlar kabul edilirse, denetim ve denge zayıflatılacak, güçler ayrılığı neredeyse hiçe indirgenecek" ifadeleri yer alıyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Meclis denetimi yerine bir kişinin isteği geçecek, bu kişi de mevcut dönemi haricinde 5 yıllık iki dönem için başkan olarak seçilebilecek. Eğer Meclis ikinci döneminde erken seçim çağrısı yaparsa, başkan üçüncü bir dönem için tekrar aday olabilecek. Bu onu, 14 yıllık görev süresinin üstüne, 2034'e kadar görevde tutabilir."
Yazıda ülkenin giderek daha fazla bir şekilde yakında ve uzakta düşmanlarının olduğuna inandığı, Avrupa'ya şüpheyle baktığı ve ABD'yi de Fethullah Gülen'i iade etmemesi nedeniyle iç huzuru bozan bir ülke şeklinde gördüğü belirtiliyor.
Yazıda aynı zamanda Erdoğan'ın çevresinde yeni rolü için ezici bir zaferin kazanılmamasının endişe yarattığı da belirtiliyor. "Evet" kampanyasının İstanbul ve Ankara'da kaybedildiği belirtilen yazıda "Ülke genelindeki kentli muhafazakarlar da yeni kanunlar için istenilenden daha az heyecanlıydı" deniyor.
Yazıda "AKP kademelerinde dün gece coşku yoktu" ifadesi yer alıyor.