Grup Yorum’dan 2015'te ayrılan Cihan Keşkek, 3 Ekim 2017 tarihinde evi basılarak gözaltına alındı ve ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Keşkek'in eşi Ceren Çetinel Keşkek, yazdığı açık mektupta, "Daha davanın ne zaman açılacağı bile belli değil. Neden yattığını ve ne zaman çıkacağını bilmediğimiz bir kara delikte. Sabır taşı yaptılar bizden. Peki bu taş ya çatlarsa..." dedi.
17 yıl Grup Yorum’da çalan Cihan Keşkek, 2015 yılında gruptan ayrılmış ve İzmir’e yerleşmişti. İzmir’de bir pastane açan Cihan Keşkek, 30 Eylül 2017 tarihinde de Ceren Çetinel Keşkek’le hayatını birleştirdi. Çiftin evliliklerinin 3’üncü gününde evleri polis tarafından basıldı. Cihan Keşkek gözaltına alınarak, 9 gün gözaltında tutuldu. Keşkek, 12 Ekim’de tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Daha sonra ise Keşkek, İzmir 4 Nolu T Tipi Cezaevi’ne sevk edildi.
Cihan Keşkek'e "terör örgütü yönetmek" suçlaması yöneltildi. Yaklaşık 5 aydır tutuklu bulunan Cihan Keşkek’in iddianamesi henüz hazırlanmadığı belirtilirken, Keşkek’in eşi hazırladığı açık mektupla neler yaşadıklarını anlattı.
Ceren Çetinel Keşkek’in yazdığı açık mektup şöyle:
“Şu dünyada ne için olduğumuza inanıyorsak hepimiz onun için yaşarız, çabalarız, ona tutunuruz. Dünyadaki diğer insanlardan farklı olmayan bir hikayemiz var bizim de…
Doğayı insanları sevmenin, onlar için iyi bir şeyler yapmaya çalışmanın zor olduğu bir dönemden geçiyoruz. Artık ülkelerin değil dünyanın başı dertte. Her insan bir hayat, her hayatta bir sürü dert... Geçim sıkıntısı, topluma kendini kabul ettirme çabası, tacize uğramadan bir gün geçirebilme stresi, 'Bugün de kovulmam umarım' beklentisi, 'Yarın inşaatın bilmem kaçıncı katından düşmem inşallah' ya da 'Tepeme bir vinç devrilmez' duaları...
Herkesin bir derdi var bu dünyada. Benim sevdiğim insan bunların hepsini birden yüklendi sırtına, çıktı bir yolculuğa... En iyi nasıl anlatırım, dedi aldı bağlamasını eline, vurdu sazın teline. 17 sene durmadan çaldı, anlatmaya çalıştı susanların, korkutulanların, yalnız bırakılanların derdini. Herkesin payına sözü kadar bir karşılık düşer, onu öğretti hayat bize. Şimdi isterdim ki bu kadar insanın sesine ses olan eşim kendi derdini kendisi anlatsın. Ne yazık ki mümkün değil şu ara. Bu yüzden ben onun sesine söz olup gönlümden gönlüne kurduğum yolda yürümeye dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım.
Canımın içi eşim Cihan Keşkek 17 sene boyunca Grup Yorum’da çaldı söyledi. Son iki senedir ise kendimize küçük bir dünya kurmaya çalıştık, müzik çalışmalarına öyle devam ediyoruz. Anlatacak şey çok olunca sözler de notalar da dökülüveriyor insanın önüne. Aynı zamanda küçük bir kafemiz var onu işletiyoruz. Hikayemizin trajik tarafına gelme vakti sanırım. 30 Eylül’de dostlarımız ve ailemizle birlikte bir kutlama yaptık ve evlendik. 1. gün...2. gün...3. gün... Saat 02.20’de kapı çaldı. Cihan’ı aldılar. Ne olduğunu, nasıl olduğunu son zamanlarda birçok insan yaşadığı için pas geçeceğim. 9 gün gözaltında kaldı Cihan. 12 Ekim günü de tutuklandı. Sebep yok. Sorunca muhatap yok ama yafta var. Bizim için yeni bir dönem başladı böylece. Neden tutuklandığını anlamaya çalıştık önce. Elimiz boş kaldı, bir sebep sunamadılar bize. Sadece kötü bir dönem olduğunu ve beklememizi söylediler. İnsanın 'Bekle' demesi kolaydır ama bekleyen, neden beklediğini de bilmiyorsa eğer tam bir zulme dönüşür o dakikadan itibaren. Tutukluluğuna itiraz ettik. Cevap yok hala. Tutuklanınca önce Silivri’ye yolladılar. Bir hafta kadar orada kaldı. Hemen bir gitar, bağlama yollamaya çalıştık. Almadılar. Sebep yine yok. 'Hayır' ı bir sürü prosedüre sıkıştırıyorlar. Ama yerine getirsen de durum değişmiyor. Sonra bir haber geldi. Cihan apar topar İzmir’e yollanmış. Pijama, terlik o an üzerinde ne varsa onlarla birlikte. Kendine ait eşyaları alamadan geldi İzmir’e.
Her hapishanenin uygulamaları farklı oluyor. Bu sefer de burayla tanıştık. İstanbul’dan apar topar getirirlerken arkalarından kıyafetlerini yollamışlar ama herkesinkini bir diğerine… Aylarca kendi kıyafetleri gelsin diye bekledik. Yine bağlama yolladık almadılar. Üstelik idareyle birçok kez görüşme yapılmasına rağmen almadılar. 4 sefer postalaştık böyle. En sonunda geçen hafta aldılar bağlamayı. Eminim Cihan’a anlatacağı çok şey vardır. Bu yolculuklardan bürokrasiyi öğrendi bağlama. Cihan bestelerini kaydedip-edemeyeceğini sormuş. OHAL’den kaynaklı kayıt yasak demişler. Türküler neden OHAL’in dikenli tellerine takılır ki? Ben bunları düşünürken Cihan’a sayısını hatırlayamayacağım kadar çok yasak geldi. İletişimin tavan yaptığı, ulaşılamayacak kimsenin kalmadığı şu çağda telefon ve mektupla iletişim kurması yasaklandı Cihan’ın. Hapishane bu yasakları koyuyor sonra hakimliğe yolluyor kendini anlatsın diye ama yine bir ses çıkmıyor. Bu yasaklar neden geliyor, bir cevabı yok. Olmadığı gibi infaz hakimliğine götürülürken ağzının içini aramaya çalışıyorlar, sabahları ayakta sayım istiyorlar. Bunların da bir sebebi yok. Suçunun kanıtlanmasına gerek yok. Her şeyi hak edersin. Daha davanın ne zaman açılacağı bile belli değil. Neden yattığını ve ne zaman çıkacağını bilmediğimiz bir kara delikte. Sabır taşı yaptılar bizden. Peki bu taş ya çatlarsa...
Ceren Çetinel Keşkek”