Grup Yorum\'un bağlama sanatçısı Caner Bozkurt, gözaltı süreçlerini anlatarak, \"Herhangi bir arama kararı olmadığı gibi, arama usulüne uygun kişi, kurum, kuruluşlar da yoktu. Silahlı bir çete gibi girip bizi darp ederek, dışarıya attılar ve eşyalarımızı çaldılar. Grup Yorum\'un, yani bizim hazırladığımız albümün kayıtlarını, bütün bilgisayarlarımızı çaldılar. Cep telefonlarımızı çaldılar. Kişisel bilgisayarlarımızı, Grup Yorum\'un bilgisayarlarını çaldılar\" iddiasında bulundu.
7 ilde yapılan DHKP/C operasyonunda gözaltına alınan isimlerden Grup Yorum üyesi Bozkurt, ANKA Ajansa yaptığı açıklamada, cuma sabahı İdil Kültür Merkezi\'ne operasyon yapıldığını hatırlattı. Herhangi bir arama kararı ya da gerekçe gösterilmeden, herhangi bir polis amiri onlarla muhatap olmadan, özel harekat polislerinin direkt kapıyı kırarak içeri girdiklerini vurgulayan Bozkurt, şunları söyledi:
\"Bize herhangi bir uyarıda bulunmadan, direkt üzerimize biber gazı sıkarak, yerlerde sürüklediler. Hepimizi zorla yere yatırdılar, tekmelediler, üzerimize bastılar. Arkadan kelepçelediler ve bileklerimizi hiçbir boşluk kalmamacasına kelepçelediler ve ondan sonra 7 saat aralıksız ters kelepçeyle o şekilde kaldık. Bileklerimiz, ellerimiz şişti, uyuştu. Hala hissetmiyoruz baş ve işaret parmaklarımızı, büyük oranda hissizlik var. Bununla ilgili de raporlar da alıyoruz zaten.\"
Hiçbir gerekçe gösterilmedi
Savcının karşısına çıkana kadar neden gözaltına alındıklarına dair, kendilerine hiçbir gerekçe gösterilmediğine dikkat çeken Bozkurt, \"Gözaltındayken bize su vermediler, şeker vermediler. Kendi paramızla alalım dedik, ona da izin vermediler. Avukatlarımızın getirdiklerini vermediler. Yemek yemedik, yemek yemek istemedik. \"Sizden yemek istemiyoruz\' dedik. Ama kendimiz dışardan alışveriş yapmak istedik. \"Meyveli şeker ve su almak istiyoruz\' dedik. Buna müsaade etmediler ve iki gün boyunca susuz kaldık. Avukatlarımızla görüşmeye başlayınca, su içmeye başladık, şeker alabildik\" diye konuştu.
Gözaltında, parmak izi veya tükürük örneği gibi uygulamaların da işkenceye çevrildiğini dile getiren Bozkurt, şunları ifade etti:
\"7-8 tane çevik kuvvet polisi herhangi bir uyarıda bulunmadan, üzerimize çullanarak sırtımıza, bacaklarımıza basarak yaptılar bu uygulamaların hepsini. İdil Kültür Merkezi\'ni serbest kaldıktan sonra gördük, tamamen talan etmişler. Zaten herhangi bir arama kararı olmadığı gibi, arama usulüne uygun kişi, kurum, kuruluşlar da yoktu. Örneğin, savcı, avukatımız, o kuruma ait herhangi bir kişi veya kurumun olduğu mahalleye ait muhtar Bunların hiçbiri olmadan silahlı bir çete gibi, girip bizi darp ederek dışarıya attılar ve eşyalarımızı çaldılar. Grup Yorum\'un, yani bizim hazırladığımız albümün kayıtlarını çaldılar, bütün bilgisayarlarımızı çaldılar. Cep telefonlarımızı çaldılar. Tablet bilgisayarlarımızı çaldılar. Kişisel bilgisayarlarımızı çaldılar, Grup Yorum\'un bilgisayarlarını çaldılar. Anadolu\'nun Sesi radyosunun yayın yapan bilgisayarlarını çaldılar. Tavır dergisinin mizanpajının hazırlandığı iki tane mizanpaj bilgisayarını çaldılar. Ve bunlarla ilgili bir tutanak yok. Herhangi bir şey ispat edebilecek durumda değiliz şu an. Tek görgü tanığı biziz. Bizi de zorla gözaltına aldılar. Tamamen eşkıyalık yapıp dağıtmak için girdikleri apaçık belli. Sadece dağıtmak amaçlı girmişler. Suç unsuru olacak bir malzeme arama gibi değil de tamamen öfkeyle kırıp dökme üzerine bir arama gerçekleşmiş ve bunun 6-7 saat sürdüğünü söylediler görenler. Bunu da gözaltından çıktıktan sonra öğrendik. Bu arama sürerken avukatlarımız da orda olmadı; çünkü avukatlarımız da gözaltındaydı. Oraya gitmek isteyenler de engellendi.\"
Tamamen hukuksuz bir uygulamayla karşı karşıya kaldıklarını belirten Bozkurt, \"Basında da İdil Kültür Merkezi\'nde 11 tane çelik kapının olduğu, bu kapılar arkasında bilgisayarların, hard disklerin yakıldığına yönelik yalan haberler polis kurgusuyla verildi. Basının çoğunu biz burada teşhir ettik. Onlara da söyledik, bunları yayınlayan gazetelere ve televizyonlara, kaynağını öğrenmeden hemen haberi yayınladıkları için. Basını, bugün İdil Kültür Merkezi\'ne davet ettik. Saat 15.00-16.00 arası onları gezdirip İdil Kültür Merkezi\'nde, bu kapı meselesini onlara göstereceğiz, hem de paylaşacağız insanlarla, gerçek budur diyerek\" dedi.
Bozkurt, savcıyla görüşmeye gittiklerinde, kendilerine sadece \"Grup Yorum terör örgütüne destek mi sağlıyor?\" diye sorulduğunu söyledi. Sorunun, tamamen kaynaksız ve temelsiz olduğunu vurgulayan Bozkurt, şunları ekledi:
\"Yıllardır sorulan, dava konusu olmayı bırakın, gözaltına alınma nedeni bile olmayacak bir soru. Tekrar ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirildi. Bu, İdil Kültür Merkezi\'nin yağmalanmasına, talan edilmesine neden olan bir soru olarak geldi karşımıza. Biz de dedik ki, \"Bu, tamamen bir kompludur, başka bir şey olamaz bunun adı. Bu avukatlar üzerine kurulmuş komployu genişletme ve terörize etmek adına, İdil kültür Merkezi\'ne ve başka demokratik kurumlara yapılmış bir komplodur, baskındır.\'
İdil Kültür Merkezi\'ndeki çalışmalarımız, araştırmalarımız sürüyor. Bilirkişi raporları tutulacak. Bizim sağlık raporlarımızla ilgili gelişmeler sürecek, işkence izlerine dair. Bunların hepsini toparladıktan sonra yavaş yavaş basınla da paylaşacağız.\"
Bozkurt, el konulan albüm kayıtlarını da almak için mücadele edeceklerini belirterek, \"Bununla ilgili hem kamuoyu yaratacağız, hem de hukuki anlamda da isteyeceğiz albüm kayıtlarımızı ve çalınan malzemelerimizi. Gerekirse o gün orda görevlendirilen tek tek özel harekatçı polisler kimler, onları öğrenip haklarında tek tek suç duyurusunda bulunacağız. Kimler, neyi çaldılar, bunların hepsinin ortaya çıkarılmasını isteyeceğiz\" diye konuştu.