Çevre

Greenpeace: Kütahya’da hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü limitinin 3 katı

"Baca filtresi olmadan çalışan santraller her yıl 1100 erken ölüme sebep oluyor"

05 Şubat 2019 15:31

Greenpeace Akdeniz, kömürlü termik santrallerin bulunduğu Kütahya Seyitömer ve Tunçbilek’te hava ölçümü yaptı. 24 saatlik hava ölçümü sonucuna göre, bölgede hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü’nün limit değerinin üç katını gösteriyor. Greenpeace’in hava kirliliği ve sağlık etkisi modellemesine göre, baca filtresi olmadan çalışan santraller her yıl 1100 erken ölüme sebep oluyor.

Seyitömer ve Tunçbilek’te iki ayrı eve yerleştirilen hava ölçüm cihazıyla, 24 saat boyunca, kum tanesinden bile küçük parçacık madde (PM2,5) düzeyi ölçümü yapıldı. PM2,5’in bütün hava kirleticileri arasında en tehlikelisi olduğu belirtiliyor.

Seyitömer’de günde 29 μg/ m3, Tunçbilek’te ise günde 34 μg/ m3 PM2,5 düzeyi ölçümü yapıldı. Dünya Sağlık Örgütü PM2,5 kirleticisi limiti ise günde 10 μg/ m3. Seyitömer ve Tunçbilek’teki hava kirliliği bu limitin üç katına tekabül ediyor.

Meclis Genel Kurulu’nda yarın(6 Şubat 2019) görüşülecek torba yasa tasarısı, Kütahya gibi baca gazı filtresi olmadan çalışan Çanakkale, Kahramanmaraş, Karabük, Manisa, Sivas, Şırnak ve Zonguldak’ta bulunan 10 kömürlü termik santralin havayı iki yıl daha kirletmesine izin verecek. Baca gazı arıtma tesisleri olan Muğla Yeniköy, Kemerköy, Yatağan santralleri ile Afşin Elbistan termik santrali ise, 2019 yılı itibarıyla yasal hava kalitesi limit değerlerini sağlamayacak. Bu santraller de torba yasadan yararlanarak 2021 yılına kadar havayı kirletmeye devam edecek.

2013 yılında kömürlü termik santrallerin özelleştirilmesinin ardından, bu santrallerin çevre yatırımlarını tamamlamaları için 2019 yılının sonuna kadar süre tanınmıştı. Bu süre içerisinde santraller, filtre ve baca gazı arıtma sistemleri gibi çevre yatırımlarını yapmadan zehirli gazları altı yıl boyunca doğrudan havaya saldı.

Her yıl 1100 erken ölüm

Greenpeace’in hava kirliliği ve sağlık etkisi modellemesine göre*, söz konusu santrallerin baca filtresi olmadan çalışması her yıl 1100 erken ölüme neden oluyor. Bu aynı zamanda her gün 170 çocukta astım atağı, yılda 800 kronik bronşit vakası ve yılda 1500 hastaneye yatış demek.

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül, bu santrallerin iki yıl daha zehir saçmasına engel olunması gerektiğini belirtti.

“2014 yılında Anayasa Mahkemesi, bu santrallerin havayı kirletmesine ‘dur’ dedi ve derhal çevre yatırımlarının yapılmasına karar verdi. 2016 yılında yeni bir yasa ile bu santrallere 2019 yılına kadar son kez olmak üzere süre tanındı. Bu santrallerin 2021 yılına kadar daha zehir saçmasına engel olunmalı. Aksi takdirde, hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem de bu santralleri işleten şirketler, bu bölgelerde hava kirletici limit aşımları ve bunun neden olduğu sağlık etkisinden hukuken sorumlu olacak.”

Torba yasa tasarısı hakkında

2013 yılında, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ilk yürürlüğe girdiğinde, yasanın Geçici 8. Maddesi ile kömürlü termik santrallerin özelleştirilmesinin ardından, bu santrallerin çevre yatırımlarını tamamlamaları için 2018’e kadar süre tanındı. 2014 yılında Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 56. maddesi gereğince, çevre yatırımlarının bu kadar ertelenmesinin anayasaya aykırı olduğuna karar vererek Geçici 8. Madde’yi iptal etti. 2016 yılında kanunda tekrar düzenleme yapıldı ve çevre yatırımlarının tamamlanması için verilen süre Aralık 2019’a kadar uzatıldı. Yeni torba yasaya göre, Aralık 2021’e kadar bu süre yeniden uzatılacak.


*Greenpeace’in hava kirliliği ve sağlık etkisi modelleme çalışmasına, baca gazı emisyon değerlerine ulaşılamadığı için Çan Termik Santrali, Soma Termik Santrali A Ünitesi, Karabük ve Şırnak Silopi termik santralleri dahil edilmemiştir.