Karne günü eğitim sistemindeki bozuklukları protesto etmek için Kadıköy Süreyya Operası önünde gözaltına alınan ve işkenceye uğradığı belirtilen 22 öğrenciden 7’si Çağlayan Adliyesi’nde ifade verdi. 18 yaşından küçük olan 7 liseli öğrenci kendilerine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyusunda bulundu.
Birgün'den Zeynep Kuray'ın haberine göre, örencilerin adliye önünde yaptığı açıklamaya, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilli adayları Musa Piroğlu, Sema Uçar, OHAL KHK’lerle ihraç edilen KESK’li kamu emekçileri, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, ESP İstanbul il başkanı Pınar Türk, SKM Genel Sözcüsü Beyza Taşkıran, Kaldıraç, Sosyalist Gençlik Federasyonu, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Devrimci Genç Birliği, Gençliğin Devrimci Güçleri gibi çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü katıldı.
Öğrencilere yönelik polis şiddetini belgeleyen, gözaltı günü çekilen fotoğrafların taşındığı eylemde “İşkenceler liselileri yıldıramaz" yazılı pankart ile “Liseliler değil işkenceciler yargılansın” dövizleri taşındı. Hep bir ağızdan, “Baskılar bizi yıldıramaz”, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek”, “ İşkenceci polis hesap verecek”, “ İşkenceler sökmedi, sökmeyecek”, “Karneler sizin gelecek bizim” sloganları atan öğrenciler adına okunan açıklamada, 8 Haziran günü yaşananlar anlatıldı.
5 ayrı lise örgütlenmesi olarak 8 Haziran günü toplandıkları Süreyya Operası önünde pankartları açar açmaz çevik kuvvet polislerinin saldırısına uğradıklarını belirten öğrenciler, yüzüstü yerlere yatırılarak, ters kelepçeyle gözaltına alındıklarını, götürdükleri otobüste de ise demir kelepçelerle darp edilerek yoğun hakaretlere uğradıklarını anlattılar. Gözaltıları protesto eden çevredeki halktan ve saldırı anını görüntüleyen bir muhabirin de darp edilerek gözaltına alındığının belirtildiği açıklamada, Kadıköy İskele Karakolu önünde saatlerce otobüsün içinde bekletildiklerini aktaran öğrenciler, işkencenin burada da sürdüğünü, kendileriyle gözaltına alınan iki kişinin karakola götürülüp çıplak aramaya maruz kaldığına dikkat çektiler.
Bıçak varsa delili nerede?
Polisin aynı gün Ankara’da yapılan karne eylemine de saldırdığını belirten öğrenciler, üst üste yaşanan bu işkencelerin sadece öğrencilere değil, mücadele eden herkese yönelik olduğunu, direnenlerden ne kadar korkulduğunun bir kez daha gösterdiğini vurguladılar.
Yandaş medyanın haklarında yaptığı karalama kampanyasına da cevap veren öğrenciler, açıklamalarında şu hususlara dikkat çektiler:
“Bize “terörist” diyerek eylemimizden korkusunu saklamaya çalışanlar, bizim polise bıçakla saldırdığımızı söylüyorlar. Soruyoruz: Ellerimiz ters kelepçeliyken nasıl oluyor da bıçakla polise saldırıyoruz? Hangi kamera görüntüsüne, hangi tutanağa dayanarak bu yalanı ortaya atıyorlar? Üstümüzü aradıklarında hangimizden bıçak çıktı? Çıktıysa neden bunun hiçbir kaydı yapılmadı.” Liseli öğrenciler olarak karne karşıtı eylem düzenlemeye devam edeceklerini vurgulayan öğrenciler, liseliler olarak baskılara, şiddete ve işkencelere karşı sözlerini söylemeye devam edeceklerinin mesajını verdiler.
Yeşil: İşkence insanlığa karşı bir suçtur
Açıklamanın ardından ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil söz aldı.
8 Haziran günü çok çıplak bir şekilde sokaklara taştığına dikkat çeken Yeşil, işkence artık karakollarda insanları konuşturmanın, sokakta ise toplumu susturmanın bir araç olarak kullanıldığına işaret etti.
Liselilere maruz kaldığı işkencelere, KHK’lerle ihraç edilen emekçileri ve işçilerin bu işkencelerin muhatabı olduğunu vurgulayan Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşkence Avrupa Sözleşmesi’nin 3. Maddesi’ne göre kesinlikle bir yasak olarak düzenlenmiştir. İşkenceye yol açan eylem Avrupa Sözleşmesi’nin 9,10, 11. Maddelerinde düzenlenen düşünce ve ifade özgürlüğünün, toplanma özgürlüğünün kullanılmasıyla ilgilidir. Türk Ceza Kanunu’nun 94. Maddesi’nde işkenceyi kesinlikle yasaklamış, ağır yaptırımlara bağlamıştır. Ancak tüm bunlardan daha önemlisi şudur; işkence şikayete bağlı olmayan ve zamanaşımı olmayan insanlığa karşı suçtur. O yüzden kolluk güçlerine buradan şu çağrıyı yapmak zorundayız: Toplumun, bireylerin, öğrencilerin, öğretmenlerin, kamu emekçilerin düşünce ve ifade özgürlüğünü kullandı diye işkenceye başvurmak, bunu bir yöntem olarak uygulamak ve bu yönde yasadışı emirlere uymak zorunda değilsiniz. Kanunsuz emre uymayın çünkü bu baskıcı iktidar eninde sonunda gider, hükümetler değişir fakat zamanaşımı olmayan işkence suçunu işleyenler mutlaka yargı önüne çıkarlar; işkencenin hesabını verirler.”
Piroğlu: Bu saldırı cezasızlığın sonucu
Öğrencilere destek verdiği için yandaş medya tarafından hedef tahtasına oturtulan HDP milletvekili Musa Piroğlu, 8 Haziran yaşanan görüntünün bu ülkede ötekileştirilmiş, siyasi iktidara muhalif olan herkese neler yapılabileceğinin açık göstergesi olduğunu vurguladı.
8 Haziran’daki görüntünün aslında cezasızlığın nasıl bir sonuç ürettiğinin de göstergesi olduğunun altını çizen Piroğlu, “Liselilere yönelik yapılan saldırı topluma yapılmıştır. Bu saldırı aslında bir kuralsızlığının da göstergesidir. Savaşın, esaretin bile bir hukuku vardır. Ama Kadıköy’de yapılan saldırı açıkça düşman hukukunun devreye konulduğunu, her türlü kuralın güçlü ve egemenden tarafından yok edildiğinin göstermiştir” dedi.