Gündem

(Görüntülü Haber)KANSER HASTASI EŞİNİN İHMAL YÜZÜNDEN ÖLECEĞİNİ SÖYLEDİ

Haber: Yaşar ANTER- Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla), (DHA)MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde yaşayan 51 yaşındaki Şenol Bektaş, Romanya uyruklu eşinin rahim kanseri tedavisi görürken iyileştiği söylenerek taburcu edildiğini, ancak hastalığın tüm vücudu sar

26 Kasım 2017 14:20

Haber: Yaşar ANTER- Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla), (DHA)MUĞLA\'nın Bodrum ilçesinde yaşayan 51 yaşındaki Şenol Bektaş, Romanya uyruklu eşinin rahim kanseri tedavisi görürken iyileştiği söylenerek taburcu edildiğini, ancak hastalığın tüm vücudu sarmasıyla ölümü bekler hale geldiğini öne sürdü. Hastanenin ihmali olduğunu iddia eden Bektaş, hukuk mücadelesi başlatacağını söyledi. Bodrumlu marangoz Şenol Bektaş, 25 yıl önce tatil için gittiği Romanya\'da 40 yaşındaki Elena Nicoleta Mainea Bektaş\'la tanıştı. Arkadaşlıkları aşka dönüşen çift daha sonra evlendi, iki çocukları oldu. Bodrum\'da yaşayan çift, mobilya üretimi yapan bir fabrika açtı. Patron koltuğuna karısı geçerken, marangoz Şenol Bektaş, üretimden sorumlu oldu. Elena geçen ocak ayında rahatsızlanarak özel hastaneye gittiğinde, rahim kanseri hastası olduğunu öğrendi. Birkaç hastanede kontrol edilen ve kentteki özel bir hastanede mart ayında tedaviye alınan Elena Nicoleta Mainea Bektaş, iddiaya göre, haziran ayında iyileştiği söylenerek taburcu edildi, eylül ayında tetkikler için gelmesi istendi. Kontrole gelen Elena\'nın kanserinin vücuda yayıldığı ortaya çıktı, bir ay sonra ise vücudu tamamen felç oldu. Hastanede eşinin baş ucundan ayrılmayan ve \"Ben sensiz yaşayamam, diren canım aşkım\" diyerek destek olan Şenol Bektaş, yaşadıklarını gözyaşlarıyla şöyle anlattı: \"Eşimin rahim kanseri olduktan sonra birkaç hastanede gerekli testleri yaptırdık. Sonra tedavi için çok iyi denilen bu hastaneye mart ayının başında tedavisine başlandı. Üç ay ilaç tedavisi yapıldı. Haziran ayında kanseri atlattı, durumu iyi denilerek taburcu edildi. Eylül ayında tetkik için gelmemiz istendi. Ne dedilerse bu süreçte yaptık. Ancak eylül ayında birden fenalaştı yeni tetkiklerde kanserin rahimden mideye oradan vücuda yayıldığını öğrendik. Şu anda eşim ölmek üzere. İki-üç haftalık ömrü kaldı. Bu arada mide ameliyatını yaparsak ömrü uzar dediler. Mide ameliyatı oldu en fazla bir ay ömrü kaldı. Ancak ben tedavi süresince büyük ihmali olduğuna inandığım ve radyoterapiye ancak benim uyarımdan sonra başlayan hastane yetkililerinin peşini bırakmayacağım. Bana ve bunya yıllık eşime bu azabı çektirenlerin, eşimin göz göre ölümüne neden olduklarına inanıyorum. Sağlık Bakanlığı\'na şikayette bulundum ve soruşturma başlatıldı. Hastane yönetimi şimdi benimle gelin anlaşalım, ne isterseniz yapalım diyor. Ne yapacaklar eşimin hayatını geri getirebilecekler mi? Eşimin rahatsızlığından itibaren tüm tıbbi raporlar belgeler elimde. Eşimin 3-4 haftalık ömrü kaldı. Avukatım Cem Yalçın\'a talimat verdim. En az 2.5 milyon euro\'luk tazminat davası açacağım. Eşimin tedavisi başından beri düzgün şekilde yapılıyor olsaydı şimdi ölümün eşiğinde olmayacaktı.\" \"PARAYA İHTİYACIM YOK, İBRETİ ALEM İÇİN DAVA AÇIYORUM\" Eşinin yaşamının artık mucizelere bağlı olduğunu söyleyen Beştaş, \"Tabii ki Allah\'tan umut kesilmez. Ancak yaşasa bile artık felçli biri olarak nefes alıp verebilecek. Benim açtığım 2.5 milyon euroluk tazminat davasından kazanacağım paraya ihtiyacım yok. İbreti alem için, bu davanın örnek olabilmesi, başkalarının canının yanmaması için yapacağım. Burada bir insanı değil, iki insanı birden öldürüyorlar şu anda\" dedi Hastanede ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir