Gündem

(Görüntülü) Çömlek ustası, 82 yaşında mesleği gelecek nesillere taşımak için torna başında

Devrim DERİN/BALIKESİR, (DHA)- BALIKESİR’in Sındırgı ilçesinde, 1980 yılında plastik ve cam ürünlerin artması sonrası gelir elde edemediğini için toprak çömlekçilik tezgahını kapatan Yalçın Akkayalı (82), sosyal girişim projesiyle mesleğini gelecek nesill

15 Kasım 2018 18:29

Devrim DERİN/BALIKESİR, (DHA)- BALIKESİR’in Sındırgı ilçesinde, 1980 yılında plastik ve cam ürünlerin artması sonrası gelir elde edemediğini için toprak çömlekçilik tezgahını kapatan Yalçın Akkayalı (82), sosyal girişim projesiyle mesleğini gelecek nesillere aktarmak için yeniden tornasını döndürmeye başladı. Açılan meslek edindirme kursunda kadınlara eğitim veren Akkayalı, mesleğinin yaşamasını istiyor.

Sındırgı’da Bilge Nesil Gençlik Bilişim Sanat ve Turizm Derneği\'nin girişimi, Avrupa Birliği ve Avustralya Büyükelçiliği\'nin desteği ile oluşturulan proje kapsamında 1980 yılında toprak çömlekçilik mesleğini bırakarak işyerini kapatan Yalçın Akkayalı, 38 yıl sonra yeniden torna başına geçti. Akkayalı şimdi ilçede hayatta kalan son ustası olarak toprak çömlekçilik mesleğini kadınlara öğretiyor. 38 yıl önce plastik ve cam eşyaların artmasıyla toprak çömlek, bardak, testi, tabak gibi ürünlerin satışının azalması ile mesleği bıraktığını söyleyen Akkayalı, şimdi yeniden tornasını döndürmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Toprak çömlek sanatının şimdilerde hediyelik eşyalara artan ilgi nedeniyle yeniden rağbet görmeye başladığını belirten Akkayalı, mesleğini gelecek nesillere aktarmak istiyor.

‘NAYLONLAR ÇIKMAYA BAŞLAYINCA BİZİM MESLEK ÖLDÜ’

Toprak çömlekçiliği işini 5-6 yaşlarında dedesinin yanında öğrenmeye başladığını söyleyen Yalçın Akkayalı, babasının ve amcasının da bu işi yaptığını belirtti. Dede mesleği olan işini 38 yıl önce para kazandırmadığı için bırakmak zorunda kaldığını ifade eden Akkayalı, “Mesleğimi dedemden öğrendim. Dedem Konyalı benim. Bu meslek için buraya gelip yerleşmişler. 40 yıla yakın mesleğime ara verdim. Ara vermek zorunda kaldık. Naylonlar çıkmaya başlayınca bizim meslek öldü. Hiçbir itibar yoktu yaptığımız işe. Seramik işi filan hiç anılmıyordu. Daha sonradan seramik ve çömlek işi moda olmaya başladı. Bir aileyi geçindirmeyecek şekilde öldü işimiz. Bu genç arkadaşlarımız burayı açtılar. Beni buldular, ben de yardımcı oluyorum. Allah razı olsun bu gençlerden beni yeniden tornama kavuşturdular” dedi.

‘ÇAMURDA DOĞDUĞUMUZDAN YENİDEN İŞE BAŞLADIK’

Bilge Nesil Gençlik Bilişim Sanat ve Turizm Derneği\'nin başlattı proje ile mesleğe dönmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyen Akkayalı, “Biz çamurda doğduğumuzdan teklif gelince hemen geldim. Gençler beni yeniden tazeledi. Bir kız, bir erkek öğretmen çocuğum var. Onlar da çocukken yapıyorlardı bu işi ama artık kendi meslekleriyle uğraşıyorlar. Bu mesleği gençlere de tavsiye ediyorum. Çocuk oyuncağı gibi. Eğlenceli ve zevkli. Çamur ile oynuyorsun. Mühim olan tornada yapabilmek” diye konuştu.

İLK ÇIRAĞI BİR KADIN OLDU

Akkayalı’nın yetiştirdiği ilk çırağı olan Nefise Kadıoğlu (44) ise kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleği öğrenmenin kendisini mutlu ettiğini söyledi. Sındırgı’da atölyenin kurulmasıyla meslekle tanıştığını belirten Kadıoğlu, “Yalçın ustamın sayesinde ben de bu mesleği öğreniyorum. Bu mesleğin canlanmasını isterim. Gençlerin bu tür mesleklere çok da ilgi göstermediği bu dönemde onlara örnek olmak isterim. Çamur insanı dinlendiriyor ve stresini atmasını sağlıyor. İnsanın ortaya bir şey koyması çok güzel bir şey. Yaptığı ürünü görmesi, onu satışa sunulması mutluluk veriyor. Bir kadın olarak bu mesleği yapan ender kişilerden biriyim.  Bu da beni mutlu ediyor” dedi.

‘İNSANI TERAPİ EDEN BİR SANAT’

Proje Koordinatörü olan Muhammet Asil Çetin, projeyi Bilge Nesil Gençlik Bilişim Sanat ve Turizm Derneği olarak Avustralya Büyükelçiliği’nin desteği ile başlattıklarını söyledi. Toprak sanatının unutulmaya yüz tutmuş bir sanat olduğunu belirten Çetin, şunları söyledi:

“Aslında Yağcıbedir kültürü halısında da olduğu gibi tamamen doğadan beslenen bir kültürdür. Bu toprakların insanları halısında ipini koyun yününden, boyasını bitki kökünden üretiyorsa kabını, da doğal topraklardan üretiyormuş. Biz de gençler olarak bu sanat yaşatmak ve geleceğe daha sağlam aktarmak amacıyla bu projeyi kurduk. Toprak sanatı insanı üç boyutlu düşünmeye sevk eden, insanı terapi eden bir sanat. Birbirinden güzel kullanışlı ve dekoratif ürünler üretiyoruz. İnsanlar bu sanata çok ilgili. Sındırgı ilçe belediyemizin tahsis ettiği binada Balıkesir\'in turizm destinasyonunda önemli bir merkez olduk. Atölyemizde ürettiğimiz ürünleri marketimizde satışa sunarak bu kültürü ve projeyi sürdürüyoruz.” 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir