Kültür-Sanat

Gore Vidal Amerika'nın en iyilerindendi...

Ünlü yazar ve siyaset yorumcusu Gore Vidal, hayatının son demlerinde, klasik bir figürdü, ki kendi de "bir neslin son temsilcisi" olduğuna inanıyordu

02 Ağustos 2012 17:12

Ünlü yazar ve siyaset yorumcusu Gore Vidal 86 yaşında hayatını kaybetti. Yeğeni Burr Steers, Vidal’in zatürreeye bağlı komplikasyonlar sonucu Hollywood’daki evinde öldüğünü açıkladı. Uzun yıllar İtalya’nın Ravello kasabasında yaşayan Vidal, 2003 yılında Los Angeles’a taşınmıştı.

Gore Vidal, hayatının son demlerinde, klasik bir figürdü, ki kendi de “bir neslin son temsilcisi” olduğuna inanıyordu. Çok az Amerikalı yazar vardı onun kadar çok yönlü ve yetenekli. 25 roman, iki anı kitabı ve kendi sesini taşıyan deneme kitapları yayımladı. Oyunlar, televizyon dizileri ve senaryolar yazdı.

Belki de Norman Mailer ya da Truman Capote dışında, hiçbir Amerikalı yazar Vidal kadar halk figürü olmanın keyfini çıkarmadı. 1960’ta Demokrat Parti Kongre adaylığı, daha sonra 1982’de de California’da Senato’da yer almak için yarıştı. Fakat ikisinde de kaybetti, sık sık seçilmemiş gölge başkan gibi davrandı; bir keresinde “İnsanlar salık verdiğim gibi davranırsa insanlığın çözüme kavuşmayacak tek bir sorunu olamaz” demişti.

 

Biraz da aktördü aslında

 

Vidal yalnızca siyasetçi ve yazar da değildi; tadımlık olsa da aktörlük mesleğine bulaştı. The Simpsons’ın animasyon versiyonunda, Family Guy ’da, kendi oyunu The Best Man’in film versiyonunda ve Tim Robbins’in filmi Bob Roberts’ta rol aldı. Soğukkanlılığı, nüktesi, görünüşü ve cazibesiyle talk şovların vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi. İtalyan yazar Italo Calvino dostu Vidal için “Gore bilinçdışı olmayan bir adam” demişti. Kendini ise şu sözlerle tanımlamıştı Vidal bir keresinde: “Tam olarak göründüğüm gibiyim. İçimde sıcak, cana yakın biri yok. Soğuk görünüşümün altında, biri buzu kırıp da içeri girerse soğuk su bulacak” demişti.

İki açıklamadan basit olanını tercih eden bir adam değildi Vidal. Her türlü komplo teorisini sevdi; bilhassa merkezinde kendini hayal ettiği komplo teorilerini. Ünlü bir kavgacıydı da. Mailer, Capote ve Willliam F. Buckley Jr’la yaptığı meşhur televizyon tartışmalarında da başrolde hep Vidal vardı.

 

Hiçbir zaman birlikte uyumuyoruz

 

Palimpsest adlı anı kitabında gururla bahsetti 25 yaşına kadar 1000’den fazla adam ve kadınla birlikte olduğundan. Sık sık insanların doğuştan biseksüel olduklarını söyledi. Vidal, alkole olan düşkünlüğü ile tanınıyordu. Dünyadaki tüm içkilerin en az bir kez tadına baktığını ifade eden Vidal, hiç evlenmemiş, uzun süre Howard Austen ile birlikte yaşamıştı. İlişkilerinin sırrını ise şu sözlerle veriyordu Vidal sık sık: “Hiçbir zaman birlikte uyumuyoruz.”

Çağdaşları Norman Mailer ve Truman Capote gibi söyleşi programlarına katılan, gazetelerde köşe yazıları yazan ve eserlerini okumayanların bile tanıdığı son yazarlar kuşağının en ünlü temsilcilerinden biri olan Vidal, siyasî ve edebi kuramlara muhalefeti ile tanındı ve Ulusal Kitap Ödülü dâhil olmak üzere çok sayıda ödüle layık görüldü.

Tüm siyasetçileri acımasız bir dille eleştiren; erdem, fazilet gibi kavramlarla dalga geçen; Vietnam’dan Irak’a ABD’nin katıldığı tüm savaşlara muhalefet eden Vidal, bağımsız bir düşünür olarak çok sayıda kişinin saygısını kazandı.

 

Okulu hiç sevmedi

 

Amerikan militarizminin en büyük eleştirmenlerinden biri olan Vidal, kaderin bir cilvesi olarak 1925’te babasının mezun olduğu New York’taki ABD Askeri Akademisi’nde dünyaya geldi. Dedesi Oklahoma senatörü Thomas Pryor Gore olan Vidal’in babası Gene Vidal, Başkan Franklin Roosevelt’in çalışma arkadaşlarından biriydi. Babası Eugene Amerikan futbolu oynuyordu. Daha sonra uçuş öğretmeni ve futbol antrenörlüğü yapan baba Vidal, Trans World Airlines’ın da aralarında bulunduğu üç havayolu şirketi kurdu. Oklahoma’nın Demokrat Parti Senatörü Thomas Pryor Gore’un kızı olan annesi Nina ise sosyetik bir oyuncuydu.

Okul hayatından haz etmemesine karşın Phillips Exeter Academy’den mezun olan Vidal, daha sonra orduya yazıldı. Vidal, bir savaş romanı olan Williwaw adlı ilk kitabını 20 yaşındayken ve orduda çalışırken yayımladı. Dağlardan gelen ani rüzgâr için kullanılan meteorolojik terimden adını alan Williwaw Hemingway’in tarzına benzer biçimde yazılmıştı. Kitap olumlu yorumlar alsa da Vidal’in yazarlığına pek bir şey katmadı. Bir komisyoncu ve İtalyan metresi hakkındaki 1947 tarihli ikinci kitabı In a Yellow Wood da pek başarılı olamadı, fakat Anais Nin’in takip ettiği, Christopher Isherwood ve Tennessee Williams’ın desteklediği genç edebiyatçılar arasında yer aldı. 1948’de Vidal, The City and the Pillar kitabını yayımladı. Sonradan eşcinsel olduğunu keşfeden Virginialı yakışıklı ve atletik bir adamın hikâyesini anlatan roman, bugünün standartlarına göre usturuplu olsa da yayımlandığı dönemde epey tartışma kopardı ve “ahlakdışı ve pornografik” yaftası yedi. Vidal sonraki yıllarda edebiyat ve eleştiri kurumlarının, bilhassa New York Times, kitap yüzünden kendisini kara listeye aldığını iddia etti. Bu kitap yüzünden zor günler geçiren Vidal, takma isimlerle yazmaya başladı, en sonunda da bir süre için roman yazmayı bıraktı.

“Ben sana demiştim”i çok sevdi

1950’li yıllarda ekonomik açıdan rahat bir duruma gelen yazar, Hollywood’dan bezip politikaya girdi. 60’lı yıllarda tekrar edebiyata döndü ve 1964’te Julian, 1967’de Washington, D.C. ve 1968’de Myra Breckenridge’i yazdı. Bazı eleştirmenlerce Vidal’in en iyi kitabı olarak değerlendirilen Julian, Hıristiyanları paganizme döndürmeye çalışan 4’üncü yüzyıl Roma İmparatoru’nun hikâyesini anlatıyor. Washington D.C. ise 40’lı yıllarda geçen siyasi bir roman. Vidal’in favorisi ise ameliyat olup kadın olan bir eşcinselin hikâyesini anlatan Myra Breckenridge.

Belki de bilmeden bir tür yaratmıştı Vidal. Gelecek yıllarda özellikle Amerikan Kronikleri altılısı olarak bilinen Washington D.C, Burr (1973), 1876 (1976), Lincoln (1984), Hollywood (1990) ve The Golden Age (2000) tarihi romanlarıyla büyük başarılar yakaladı.

Diğer yazarlara hakaret derecesine varan eleştiriler yönelten Vidal, İngilizcedeki en talihsiz üç sözcüğü “Joyce Carol Oates” ve en yerinde üç sözcüğü ise “Ben, sana demiştim” olarak sıralamıştı.

Montaigne’nin bilgeliğine, Italo Calvino’nun imgelemine, Henry James ile Edith Wharton’un iç görüsüne duyduğu hayranlığı her fırsatta dile getiren Vidal’in eserleri birçok dile çevrildi. İmparatorluk, Kent ve Tuz, Düello Gayri Resmi Amerikan Tarihi 1, Lincoln Gayri Resmi Amerikan Tarihi 2, 1876 Gayri Resmi Amerikan Tarihi 3, Golgota’dan Canlı Yayın Yeniden Yazılan İncil, Yaratılış, İmparator Julian, Myra ve Ben Cyrus, Zerdüşt’ün Torunu, Vidal’in Türkçeye çevrilen eserlerinden birkaçı.

 

Gore Vidal’e göre...

 

» Amerika’nın halleri

“Birleşik Devletler ülkedeki en parlak insanlar tarafından kurulmuştu –o zamandan beri o insanları görmedik.”

“Amerikalıların yarısı hayatı boyunca hiç gazete okumamış, yarısı da başkanlık seçimlerinde hiç oy kullanmamış. İkisinin aynı yarı olduğunu ümit ediyor insan.”

“George Bush ve Dick Cheney tabii ki görevden azledilmelerini gerektiren işler yaptılar. Doğru dürüst bir ülkede, hain olarak yargılanırlardı. Bir ülkeye yalan söyleyemezsin; sırf kendi kibrin, petrole duyduğun şehvet ve iş ortaklarına olan hayranlığın uğruna savaşa girip, trilyonlarca doları heba edip, birçok insan öldüremezsin. Bunun adı ihanet değilse; ben de ihanetin ne olduğunu bilmiyorum.”

“Biz Amnezi Birleşik Devletleri’yiz; hiçbir şey öğrenmiyoruz, çünkü hiçbir şey hatırlamıyoruz.”

» Üslup sahibi olmak

“Üslup, kim olduğunu, ne söylemek istediğini bilmek ve kimin ne diyeceğini hiç kafaya takmamaktadır.”

“Biliyor musunuz, ben herkes gibi değildim; herkesin yaptığı bir şey varsa, ben onu katiyen yapmazdım.”

» Yazarlık ve yazarlar

“Bir şey yaz da, isterse bu bir intihar notu olsun.”

“Bir yazar için hafıza her şeydir. Sonra onu teste tabi tutman gerekir; hakikatte ne kadar güçlüdür hafızan? (Yazdıklarım) doğru mu yanlış mı, artık aldırmıyorum. Neyse o. Norman Mailer olsa “varoluşsal” derdi bu duruma; o kelimenin anlamını öğrenemeden mezara gitti.”

“Roman yazarken anlatıyı nasıl şekillendireceğin sorunu vardır. Ve yeni yollar arayışı sürse de, yeni keşifler olacağını hiç sanmıyorum. Bir kere, edebiyat bir bilim değildir. Yeni bir formül yok. Bazılarımız diğerlerinden daha iyiyiz ve asla zorla deha olmaz.”

“Gençliğimde bazı eski ünlü yazarlarla tanışmak istemiştim. Böylece Gide’le, Forster’la, Cocteau ve Santayana ile tanıştım. Thomas Mann’a bir kitap gönderdim. Bana adımı yanlış yazdığı nazik bir mektup yolladı. Bu yazarlara bakarak bir şey ‘öğrenmeyi’ hiç beklemedim. Daha ziyade (onlara) dokunmak isteme meselesiydi bu. Geçmişle bir bağlantı. Belki de ben çoğu Amerikan yazarından daha fazla geçmişin farkındayım ve huzur bulmak için ölülere ihtiyacım var.”

“(Yazmak) içsel bir süreçtir. Nasıl roman yazılacağını, paradoksal biçimde, televizyon, tiyatro ve sinema için yazdığım on yıl zarfında öğrendim. Bir yılda üç polisiye roman yazmak da, anlatıda işlev taşımayan hiçbir şeyin olmaması gerektiğini öğretti bana. Flaubert’in içselleştirdiğimi sandığım dersini, kendim kazan kaynatmaya başlayana kadar gerçekte kavramamış olmam ironik.”

“Bazı yazarlar içkiye düşkündür, bazıları seyirciye.”

» Kıskanmak

“Başarılı olmak yetmez. Ötekiler başarısız olmalıdır.”

“Ne zaman bir arkadaşım başarılı olsa, ben biraz ölürüm.”

“Kıskançlığın, uygulayıcılar arasındaki temel duygu olduğu bir işe girdim ben. Kendim, bu duyguya kapıldığımı sanmıyorum, çünkü hiç gerek olmadı.”

» Seks

 

Gore Vidal Amerika'nın en iyilerindendi...

 

Gore Vidal... Sözünü hiçbir zaman sakınmayan, siyasi ve edebî kuramlara muhalefetiyle tanınan ve aforoz edilen büyük yazar 86 yaşında veda etti.

“Seks, neyse odur. Onun için yapılacak daha fazla bir şey yoktur. Seks yol yapmaz, roman yazmaz ve seks, kuşkusuz ki, hayatta kendinden başka hiçbir şeye anlam kazandırmaz.”

“Homoseksüelisti (bazen eşcinsel, gay, queer olarak da bilinen) tarif etmek için henüz iyi bir kelime bulunamamasının nedeni, böyle birinin mevcut olmamasıdır. İnsan topluluğu erkek ve dişi olarak ikiye ayrılır. Birçok insan kendi cinsiyle cinsel ilişkiden zevk alır, birçok insan da almaz; birçoğu iki cinsten de etkilenir. Bu çoğulluk, bizim tabiatımızın bir gerçeğidir ve mesele etmeye değmez.”

“Seks yapma ya da televizyona çıkma fırsatını hiçbir zaman tepmem.”

 

Kim, ne dedi

 

» Gore Vidal’in ölüm haberi üzerinde Avusturalya Dışişleri Bakanı Bob Carr “Yazar Gore Vidal nazik, ideolojik olarak tutarlı, kendini adamış, Amerikalı bir soyutlama taraftarıydı” dedi. Aktris Joan Collins de Vidal’in ölümünden duyduğu üzüntüyü şu sözlerle dile getirdi: “Zeki dostum Gore Vidal öldü, bütünüyle orijinal ve dahi biriydi.”

» ABD’li belgeselci Michael Moore Vidal’in aforizmalarından biriyle üzüntüsünü paylaştı.

» Sürgün yazar Taslima Nasreen de Vidal’in sözlerinden biriyle usta yazarı andı: “Demokrasinin size seçme hissi vermesi beklenir, tıpkı Painkiller X ve Painkiller Y gibi. Fakat ikisi de sadece aspirindir.”

» 2009’da Ulusal Kitap Ödülleri’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne değer görüldüğünde Vidal’i kutlayan editör, yazar ve yayıncı Dave Eggers da “Nasıl yazacağımı ve okuyacağımı öğrenirken Vidal bana çok şey verdi. Sözcükleri, zekâsı, eylemciliği, kabiliyeti ve her daim görüşlerini açıklamak için duyduğu istek benim için öyle ilham verici oldu ki anlatamam” dedi.