Yaşam

'Gölgede ve beyaz kalın'

Termometreler 37-38'i gösterse de nem yüzünden hissedilen sıcaklık 45-50 derecelere ulaştı.

07 Ağustos 2010 03:00

T24 - Termometreler 37-38'i gösterse de nem yüzünden hissedilen sıcaklık 45-50 derecelere ulaştı. Yetkililer sıcaklığın 10 gün daha süreceğini belirtti.



Türkiye’de küresel iklim değişikliğinin işaretleri, “aşırı sıcak, nem, ani yağışlar, karlı gün sayısında düşüş” olarak kendini iyiden iyiye göstermeye başladı. Uzmanlar bu ekstrem hava olaylarının yaşandığı gün sayısının önümüzdeki yıllarda artacağına, karlı gün sayısının düşeceğine dikkat çekerek yurttaşları değişen hava koşullarına uyum sağlaması konusunda uyardılar.

Cumhuriyet gazetesinde yer ala haberde, İTÜ Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, İstanbul’da dün sıcaklığın 53 derece hissedildiğini ilişkin bilgilerin doğru olmadığını söyledi. Bu tür sıcak havaların ileriki yıllarda daha da artacağına işaret eden Kadıoğlu, “İklim değişikliğinin iki karakteristik özelliği vardır. Birisi kısa süreli yağışlardır. İkincisi de sıcak ve kurak günler. Bunları sık sık yaşıyoruz. Bu tür hava şartları ileriki yıllarda daha sık ve daha şiddetli olacak” dedi.

Kadıoğlu, 2030 yılına doğru kış sıcaklıklarında artış beklendiğini dile getirerek karlı gün sayısının da hem şehirleşme hem küresel iklim değişikliği nedeniyle azalma eğiliminde olduğunu belirtti. Yazın yağan yağmur da dahil bütün yağışların aslında kar şeklinde başladığını belirten Kadıoğlu şu bilgileri verdi:

“Bütün yağışlar yere kar olarak düşmeyebiliyor ve bütün sorun da burada. Beton, asfalt, köprü, yol, bina... Bunların hepsi güneşin enerjisini yutuyor. Şehirler kırsal alanlara göre 3-4 derece daha sıcak. Şehirlere bu yüzden daha az kar yağıyor. Buna küresel ısınma da eklenince kar yağışlarında azalma var dünyanın her tarafında. Bizim için asıl sorun kar yağışının azalması. Yıllık yağış toplamından daha önemli. Yeraltı su kaynaklarını karlar besliyor.”

Sıcakların 40 derece ve üzerine çıkması ile birlikte vücuttaki savunma mekanizmasının işlevini yitirdiği belirtiliyor.

Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen insan vücudunun yalnızca 1.5 derecelik ısı artışına dayanabileceğini belirterek “Özellikle klimalı ortamlardan çıkıp aniden aşırı sıcakla karşılaşanların yanı sıra, sıcak ve aşırı nemli ortamlarda bulunmak zorunda kalanlarda tehlike daha fazla. Çünkü vücudun ısı ayarı bozuluyor” diye konuştu.

Dr. Şirin Parkan da, “Sıvı kaybı, şeker koması, ishal, aşırı kusma ve kan kaybına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Sıvı kaybının zamanında giderilememesi durumunda böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek yetmezlik oluşmasına yol açabilir” dedi.

Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gürkan Yurteri ise tarım, inşaat, yol işçileri gibi direkt güneş altında çalışan insanlar daha fazla ısıya maruz kaldıklarından ısının etkilerinin bu şartlarda çalışan insanlarda çok daha fazla görülebileceğini kaydetti.


Meteoroloji atlet gibidir...

Rusya’da yaşanan aşırı sıcaklara da değinen Prof. Kadıoğlu, “Meteoroloji atlet gibidir. İki yönde rekor kırar bazen en düşük bazen en yüksek olur. 70 yaşında bir insan ömrü boyunca 5 kez ‘bu kadar sıcak/soğuk görmedim’ der. Rekor kırma meteorolojinin karakteridir. Dünyanın her tarafında her gün farklı bir hava olayı meydana gelebilir. Önemli olan bizim nasıl yaşadığımız. ‘Gölgede ve beyaz kalın, hafif, yavaş ve sulu bir yaşam sürün’ benim bugünlerdeki sloganım bu” diye konuştu.

Sıcakların 40 derece ve üzerine çıkması ile birlikte vücuttaki savunma mekanizmasının işlevini yitirdiği belirtiliyor.

Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen insan vücudunun yalnızca 1.5 derecelik ısı artışına dayanabileceğini belirterek “Özellikle klimalı ortamlardan çıkıp aniden aşırı sıcakla karşılaşanların yanı sıra, sıcak ve aşırı nemli ortamlarda bulunmak zorunda kalanlarda tehlike daha fazla. Çünkü vücudun ısı ayarı bozuluyor” diye konuştu.

Dr. Şirin Parkan da, “Sıvı kaybı, şeker koması, ishal, aşırı kusma ve kan kaybına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Sıvı kaybının zamanında giderilememesi durumunda böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek yetmezlik oluşmasına yol açabilir” dedi.

Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gürkan Yurteri ise tarım, inşaat, yol işçileri gibi direkt güneş altında çalışan insanlar daha fazla ısıya maruz kaldıklarından ısının etkilerinin bu şartlarda çalışan insanlarda çok daha fazla görülebileceğini kaydetti.


Klimalara dikkat!

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi Başkanı İlter Çelik, toplumun büyük bir kesiminin klima kullanımıyla ilgili yeterli bilgi sahibi olmadığını belirterek “Klima doğru kullanıldığında sağlıklı yaşam ortamı oluşturur, yanlış kullanıldığında hastalıklara yol açar. Klimanın sıcaklık ayarı 23 derecenin altına getirilmemeli. Hastalar ‘taze hava girişi’ sağlamayan klimaların kullanıldığı ortamlarda uzun süre kalmamalı” dedi.

Klima kullanımında dikkat edilmesi gereken noktalar özetle şöyle:

4 Ortamın tozluluk derecesine göre filtre temizlik işareti yandığında duvar tipi ve multi sistem klima cihazlarının filtreleri 15 günde bir, tavan tipi klima cihazlarının filtreleri ise yılda bir kez temizlenmeli.

4 Split ve multi tip klima cihazlarının ön tarafında yer alan ve havayı temizleyen elektrostatik filtre her 3 ayda bir değiştirilmeli.