15 Kasım 2024 16:55
T24 Haber Merkezi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP'li belediyelere müfettiş kararına tepki göstererek; ''iktidarın CHP'nin başarılı belediye başkanlarının 86 milyonun gönlünde yeşerttiği iklimini karartmak için algılar üzerinden kirli kampanyalarını ters yüz edeceklerini' söyledi.
Narlıdere Belediyesi Emekliler Lokali ve Kent lokantası CHP Genel Başkan yardımcıları Gökan Zeybek ve Ulaş Karasu, Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, ilçe belediye başkanları, CHP il ve ilçe yöneticileri ile vatandaşların katılımıyla açıldı.
Nalıdere Belediyesi Emekliler Lokali'nin açıldığı Asım Bezirci Parkı'nın ismine dikkati çeken Zeybek, şöyle devam etti:
"Asım Bezirci değerli bir düşün adamı. Kendisi Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirmişti. Onun şahsında Sivas Katliamında ve bütün katlimlarda hayatını kaybeden bütün canlara buradan saygı, minnet ve şükranlarımı ifade etmek istiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi uzun zamandır bir düşünceyi iktidara kabul ettirmeye çalışıyor. Emekliler. Tam 15 milyon emekli var Türkiye'de. Yeni bir intibak yasasıyla birlikte bu yıl emekli olanların hak kaybına uğramayacakları, 2025 yılında emekli olacakların da emekli maaşlarının düşeceğini uygulama dolayısıyla bu yılın Aralık ayında da çok sayıda kamu çalışanının ya da özel sektör çalışanının da emekli olacağını yani Türkiye'deki emekli sayısının bunun da üzerine çıkacağını görüyoruz ve biliyoruz. Ama bir şeyi söylememiz gerekiyor. Bu iktidar 2002 yılında yönetime geldiğinde en düşük memur maaşıyla tam 14 çeyrek altın alınıyor. Bugün en düşük memur maaşı sekiz çeyrek altın alıyor. Memurun altı çeyrek altını gitti. 2002 yılında en düşük emekli maaşı sekiz çeyrek altın alıyordu. Bugün iki buçuk çeyrek altın alıyor. Emeklinin beş buçuk çeyrek altını gitti. Asgari ücretli iki bin iki yılında yedi çeyrek altın alıyordu. Bugün üç çeyrek altın alıyor. Asgari ücretlinin dört çeyrek altını bu iktidar tarafından her ay düzenli ve sürekli olarak çalınıyor. 15 milyon emeklinin milyonlarca çalışanın cebinden parası her ay düzenli olarak çalınıyor. Buna son vereceğiz. Emekliler Lokalinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin temel politikasını bir kez daha söylememiz gerekiyor. Hiçbir emekli asgari ücretin altında emekli aylığı almayana kadar bunu söylemeye devam edeceğiz. Bakın sayın genel başkanımız bütçe görüşmelerinde geçen yıl ifade etti. En düşük emekli aylığın 10 bin liraydı. CHP'nin muhalefeti sonrasında cumhurbaşkanı bunu 12 bin 500 liraya çıkardı. Dedi ki; devlete bunun maliyeti 33 milyar TL olur. Genel Başkanımız bu sen bunu asgari ücret seviyesine çıkar, toplam maliyetin 100 milyar olacak.
Bu parayı bulamayan iktidar 2025 yılı bütçesinde faize bir trilyon 900 milyar TL. Bir avuç rantiyecinin parasına faiz vermek için bütçeye koydu. Yüz milyar TL'yi asgari ücret seviyesine emekli maaşını çıkarmak için bulamayan bu iktidar bir trilyon 900 milyar lirayı rant sahiplerinin faiz olarak para almaları için bütçeye koydu. O nedenle şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bütçe görüşmeleri yapılıyor. Bu bütçenin içinde sizlerin burada bulunan bütün emeklerinin ödeyeceği vergiler, harçlar her türlü işlem için ödeyeceğimiz bedellere yüzde 44 zammı şimdiden açıkladı. Ama asgari ücret ve emekliler için ödenecek olan maaşlara geldiğinde ağızlarındaki rakam yüzde 20 ile 25 arasında.
Türkiye'de dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı ekim ayında 70 binlere yaklaştı. Dört kişilik ailenin açlık sınırı 24 bin 500 lira. Bu ülkede sekiz milyon asgari ücretli milyonlarca emekli açlık sınırının altında bir ücretle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bütçe kaynaklarımız, milli gelirimiz, gelirimizin adil dağıtımıyla ilgili bütün bu sıkıntıların temel sebebi bu iktidarın tercihlerini halktan yana yapmamasıdır. 2002 yılında kendisini iktidara getiren 2007 ve 2011 seçimlerinde tek başına iktidar olmasını sağlayan özellikle de dar ve alt gelir grubundan almaya çalıştığı desteğin büyük bir kısmını kaybettiğini görüyoruz. O nedenle son seçim aslında iktidara uyguladığı yanlış ekonomik politikalar konusunda aklını başına alması için bir sarı karttı. Bir uyarıydı, bir ikazdı. Ama görünen o ki kaybettiği belediyeleri temel bedelini uyguladığı yanlış politikalar, demokrasi dışı davranışlar, Türkiye'deki güvenlik meselesi, insan hakları meselesi, özgürlük meselelerinde geçmişi de aratacak. Uygulamalardan vazgeçmek yerine şimdi Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle uğraşıyorlar.
Biz bu seçimlerde Türkiye nüfusunun yüzde 65'inin yaşadığı belediyeleri yönetme hakkını milletten aldık. Peki cumhurbaşkanının partisi yüzde kaçını aldı? Sadece yüzde 20'sini. Türkiye nüfusunun yaşadığı coğrafyanın yüzde 20'sini AKP yüklü belediye başkanları yönetiyor, yüzde 65'ini CHP, yüzde 15'i de diğer partiler. O zaman milletin önüne sandığı koyarak siyasal sonuç elde etmeye çalışan iktidar şimdi artık siyasetteki oyuncuları değiştirmiş. Siyasi parti yerine kendisini devletin kendisi ve devletin partisi saymakta. İlçe başkanlarıyla Narlıdere'nin AKP'li ilçe başkanı, CHP ilçe başkanıyla artık baş edemiyor. İzmir'in il başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin İzmir İl Başkanı'yla baş edemiyor. Bütün Türkiye'nin 81 ilindeki il başkanları CHP'li siyasetçilerin karşısına çıkmıyor. Peki kim çıkıyor? Savcılar çıkıyor. AKP'nin savcıları. AKP'nin hakimleri, AKP'nin kaymakam ilçe başkanları, AKP'nin vali il başkanları çıkıyor. 1946'da çok partili demokratik düzene geçtiğimiz ve 1950'de gerçek manada seçimleri yaptığımızdan bu yana hep Türk milleti hangi siyasi partiyi iktidara getirmişse kendi verdiği oya ve sandığın iradesine saygı göstermiştir. Şimdi 21'inci yüzyılın 2024 yılında cumhuriyetin 101'inci kuruluş yıl dönümünde millet iradesini tanımayan, iradeye saygısızlık yapan bir anlayışın devletin içinde kök saldığını ve giderek parti devleti anlayışına evrildiğini görüyoruz.
Şunu unutmayalım ki ne zaman bu ülkede millet, devletin kurumları ve organları tarafından siyasal iradesine darbe vurulmaya çalışılmışsa millet kendisinin yanında duran milletin temsilcileri yani Türkiye İttifakının siyasi partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin yanında duracaktır ve durmuştur da. Haziran ayından beri her hafta anket yapıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi artık bütün politikalarını seçmene sorduğu gibi iktidar partisinin uygulamalarını da topluma soruyoruz, görüş alıyoruz. Eylül ayında kurultayı yaptığımız hafta hariç bütün haftalarda Cumhuriyet Halk Partisi AK Parti'nin dörtle altı puan önde gözükmektedir. Biz milletin içinde düştüğü bu bütün durumu dikkate alarak 2024 seçimlerindeki iradenin de sonucu gittiğimiz her yerde şunu söylüyoruz; ya milletin sorunlarını çözün, en düşük emekli aylığını asgari ücret seviyesine getirin. Ya da biz milletin önüne sandığı getirin. Ya geçim sorunu çözeceksiniz ya milletin önüne seçim sandığını getireceksiniz. Biz hazırız. Türkiye iktidarı değiştirmeye hazır. Sizler hazırsınız. Bu mücadelemizi Cumhuriyet Halk Partili bir adayı Türkiye'nin 13'üncü Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü'nde oturtana kadar aralıksız sürdüreceğiz. Kazanacağız.
Bir kez daha gençlere ve kadınların siyasette daha çok söz sahibi olması için açık biçimiyle iradesini ortaya koyan Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'e, bugün İzmir'de buna örnek çok sayıda genç belediye başkanımız var. Kadın belediye başkanlarımız var. Onların çok başarılı olacağına yürekten inanıyorum. Biz 2019 yılından itibaren başta İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye Başkanlarımız, İzmir'deki belediye başkanlarımız, Adana, Mersin, Antalya hepsi milletle kurdukları gönül köprüsünü geliştirerek seçmenin karşısına gittik. Şimdi iktidarın bizim başarılı belediye başkanlarımıza 86 milyonun gönlünde yeşerttiği iklimini karartmak için algılar üzerinden kirli kampanyaları ters yüz edeceğimizi belirtmek istiyorum.
Son olarak da hakimiyet kayıtsız şartsız milletin ise milletin ise oylarıyla her iki oydan birini alarak belediye başkanı seçilen Esenyurt Belediye Başkanımız Profesör Doktor Ahmet Özer'e, 65 yaşında, adli sicil kaydı yok. Adli sicil arşiv kaydı yok. Herhangi bir soruşturma geçirmemiş, yaşamı boyunca 40 yıl üniversitelerde öğretim üyeliği yapmış 65 yaşındaki bir profesörü terör üyeliğinden dolayı tutuklayıp belediyeye kayyum atadılar. Bu zulmü de yeneceğiz, bu zalimleri de alaşağı edeceğiz. Türkiye'nin ihtiyacı olan halkın iktidarını hep birlikte kuracağız. Belediye başkanlarımızın milletle kurduğu gönül köprülerinin daha da gelişmesi için onlara yardım edeceğiz, yanlarında olacağız ve dayanışma duygusunu güçlendireceğiz." (ANKA)
Ankara'daki belediye konserlerine incelemeAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen konserlerle ilgili ihbarlar üzerine inceleme başlattı. Başsavcılık, "Memurların Yargılanması Hakkında Kanun" uyarınca İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu’na müzekkere yazarak, iddiaların araştırılmasını, suç unsuru ve şüpheli tespiti yapılması halinde durumun savcılığa bildirilmesini talep etti. Savcılık, şikayet dilekçelerini detaylı inceleme için İçişleri Bakanlığı’na gönderdi. TIKLAYIN - Başsavcılıktan Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne 'konser' incelemesi Mansur Yavaş'tan açıklamaSosyal medya hesabından açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 11 Kasım'da bakanlıktan gelen 2 müfettişin incelemelere başladığını aktardı. Yavaş, "11 Kasım tarihinde konuyla ilgili basına açıklama yaptığım gün İçişleri Bakanlığı tarafından 2 mülkiye müfettişi konuyu incelemek üzere gönderilmiştir. Bu inceleme halen devam etmektedir. Yeni bir durum söz konusu değildir. Hesap verebilirlikte bizim üstümüze kimse yoktur. Sözümüzün arkasındayız suçu olan varsa cezasını çekecektir. Aynı davranışı tüm kamu ve belediyelerden de bekliyoruz" dedi.-
Bakan Işıkhan'dan CHP'li belediyelere "haciz" açıklamasıÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, başta üç büyükşehir belediyesi olmak üzere borçlarını ödeme konusunda adım atmayan belediyelere yönelik haciz dahil işlem yapmak zorunda kalacaklarını söylemişti. Işıkhan, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin mart ayında 4,5 milyar lira olan borcunun 7 ayda 8,4 milyar liraya ulaştığını belirtmiş ve ABB'nin bu sürede borcunu ödemek için ne bir adım attığını ne de taksit başvurusu yaptığını iddia etmişti. Bakan Işıkhan’ın iddiasına göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 9,6 milyar, Ankara Büyükşehir’in 8,4 milyar, İstanbul Büyükşehir’in 5,9 milyar, Adana Büyükşehir’in 4,2 milyar, Şişli Belediyesi’nin 2,5 milyar lira borcu bulunuyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB hakkında resen soruşturma başlattıİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) nezdindeki bazı etkinliklerde usulsüz harcama yapılarak kamu zararına yol açıldığı iddialarına ilişkin resen soruşturma başlatıldı. Konu ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Çeşitli haber siteleri ve sosyal paylaşım platformlarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi nezdinde bir kısım etkinliklerle ilgili usulsüz harcama yapılarak kamu zararına yol açıldığı iddialarıyla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişleriyle koordineli olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturma başlatılmıştır" denildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ardından İstanbul Büyükşehir için de inceleme başlatıldı!
İBB yetkilileri: İncelemeler sıradan, müfettişlerin belediyede odaları varİBB yetkililerinin "İBB için bu olağan bir durum. Bu tür incelemeler sıradan. Müfettişler burada, odaları ve masaları var. İstedikleri dosyaları inceleyebilmeleri için İBB personeli de kendilerine destek oluyor" dediği bildirildi. TIKLAYIN - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB hakkında resen soruşturma başlattı
İmamoğlu: Bunun adı yargı tacizidir, emir ve talimatla yapıldığı nettirİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB hakkında soruşturma başlatılmasına, "Bizim üzerimize uygulanan bir tacizdir, yargı tacizidir. Emir ve talimatla yapıldığı nettir" sözleriyle tepki gösterdi. Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi: "Denetleyin bizi kardeşim. Ama biliyorum niye bize kızdıklarını; Cumhuriyet Bayramı'nda binlerce insanın toplandığını görünce bunlara bir şeyler oluyor. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda yüz binlerce insan coşkuyla yollara, meydanlara yığıldığında bunların tüyleri diken diken oluyor. Bizim gibi heyecandan değil, onlara başka bir şeyler oluyor. Bakın bu kadar net. Bu bakımdan, bu operasyon keşke bir teftiş, denetleme olsa ama bu operasyon hem medya üzerinden hem siyasi kurum ve kuruluşları üzerinden, ne yazık ki, hepimizin kendimizi emanet ettiğimiz yargı üzerinden yapılıyor. Bunun adını net olarak söyleyeyim; bu düpedüz ‘yargı tacizi’dir. Bizim üzerimize uygulanan bir tacizdir, yargı tacizidir. Emir ve talimatla yapıldığı nettir." İmamoğlu’ndan "soruşturma" açıklaması: Bu pespaye hallerine üzülüyorum, vız gelir tırıs gider!
Özel'den CHP'li belediyelere "müfettiş" kararı tepkisi: Görevlendirilen savcı, Fahrettin Altun'un kuzeniCHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara ve İstanbul Belediyesi'nin ardından Beykoz Belediyesi'ne de müfettiş atanmasına tepki göstererek; "İktidarın yerel seçim kaybından sonra başlattığı tartışmasından, Esenyurt Belediyemiz ile diğer belediyelere kayyım atayarak başlattığı tartışmalardan bağımsız görmüyoruz. Bu tartışmalarla gündemi ele alıp istediği gibi biçimlendirip istemediklerinin konuşulmasına engel olmayan iktidar yeni bir aşamaya geçti. Yerel seçimlerden hemen sonra CHP'nin belediyelerinin elini kolunu bağlama, İller Bankası'ndan yıllardır yapılmayan kesintileri hemen alabilir miyiz gibi bir yaklaşımları vardı ve o takvim işliyor. Yıllardır AKP'li belediyelerin ödemediklerini bizden faiziyle istiyorlar" dedi. Özel, Beykoz Belediyesini denetlemesi için görevlendirilen savcı Barış Duman'ın İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un kuzeni olduğunu açıkladı. |
© Tüm hakları saklıdır.