T24 - Birinci "Ergenekon" davasında dinlenilen "gizli tanık Kıskaç", 1990'lı yılların başında JİTEM adına Doğu ve Güneydoğu'da katıldığı operasyonları anlattı. JİTEM'in merkezi Diyarbakır'dır diyen gizli tanık, "sorgularda insanların tırnakları ve saçları pense ile çekilirdi" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, "gizli tanık Kıskaç", gizli tanık odasından sesi ve görüntüsü bozuk şekilde duruşma salonuna yansıtılarak dinlendi.
Gizli tanık, 19 yaşından beri 24 yıldır vatana ihanet edenlere kaşı mücadele verdiğini, 20 yıldır başında kefenle dolaştığını belirterek, 1990'lı yılların başında JİTEM adına Doğu ve Güneydoğu'da katıldığı operasyonları anlattı.
"Bugün burada birileri beni dinliyor. Ben burada olmayanların da isimlerini vereceğim. Veli Küçük o dönem çok küçük biriydi. Asıl ondan büyükleri var. Onların hepsini açıklayacağım" diyen gizli tanık, o dönemde Binbaşı Mahmut Şahin'in postası olduğunu anlattı.
Tutuklu sanıklardan emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın o dönemlerde çıktıkları bir operasyonda komutanlarından biri olduğunu dile getiren gizli tanık, "Karadağ bize yardım göndermediği için 11 askerimiz şehit oldu. Parçalanmış cesetleri taşıdım. 18 yıldır bunların hesabını sormayı bekledim" şeklinde konuşurken, göz yaşlarını tutamadı.
Gizli tanık, 1990'lı yılların başında Elazığ Jandarma Alay komutanı olan Albay Teoman Barutçu ile birlikte çalıştığını kaydederek, Bingöl'de 33 askerin kuruşuna dizilmesi olayında Albay Barutçu'nun hatası olduğu ileri sürdü.
'Yeşil' ile çalıştım
"Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ı çok iyi tanıdığını belirten gizli tanık, şunları anlattı: "O dönem lakabı yüzbaşı idi. JİTEM merkezi Diyarbakır'dı. Elazığ jandarma tabur komutanlığının altında sorgu odaları vardı. Sorgulara Yeşil de katılırdı. Yeşil Zazaca bilirdi. Bende Kürtçe bilirdim. Sorgulara katılarak tercümanlık yapardım. Buradaki sorgularda insanların tırnakları ve saçları pense ile çekilirdi. Mahmut Yıldırım ve öldürülen Binbaşı Cem Ersever birlikte çalışırdı."
Gizli tanık, Elazığ'da JİTEM binasının girişinde "Ne gördüysen, ne duyduysan, ne olduysa, sen neysen, hepsi burada kalsın" yazdığını söyledi.
Türkiye'de 7 bin askerin şehit düştüğünü dile getiren gizli tanık, "Ölenlerin içinde hiç topçu, popçu, zengin, general çocuğu var mı? Ölüm sadece bize mi kader? Onlar ölümü bize kader yapmışlar" ifadelerini kullandı.
Bu arada tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek usule ilişkin söz almak istediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese gizli tanığın ifadesinin bölünemeyeceğini belirterek, Perinçek'e söz vermedi.
Perinçek ise gizli tanığın anlattıklarının davayla bir ilgisi olmadığını belirterek, "Psikolojik savaş yapılıyor. Psikolojik savaş merkezi mi burası? Tanığın anlattıklarının suçla ilgisi yok" diyerek tepki gösterdi.
"Mahkeme psikolojik harekat yapmaz" diyen Başkan Özese, Perinçek'in konuşmasına izin vermezken, gizli tanığın da "Ben bunları yaşarken sen orada değildin Doğu Perinçek" dediği duyuldu.
Mahkeme heyeti, gizli tanığın beyanlarının alınmasına ara vererek, duruşmayı yarına erteledi.