T24 Haber Merkezi
Avrupa Konseyi’nin Türkiye için yaptırım prosedürü başlatmasına neden olan Gezi davasının 7 ay tutuklu yargılanan ve dosyası ayrılan sanığı Yiğit Aksakoğlu’nun avukatları Aslı Kazan ve Serdar Laçin, ana davadaki gerekçeli kararda müvekkilleri hakkında "ihsası reyde bulundukları" gerekçesiyle iki hâkim hakkında reddi hâkim talebinde bulundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmada, Gezi davası sanıkları Ayşe Pınar Alabora, Memet Ali Alabora, Handan Meltem Arıkan, İnanç Ekmekçi, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Henri Barkey haklarındaki yakalanma infazlarının beklenmesine, Memet Ali ve Ayşe Pınar Alabora müdafinin ve sanık İnanç Ekmekçi müdafiinin yurt dışı istinabe talebinde yönelik sanıkların üzerine atılı suçun niteliği cezanın alt ve üst sınırı dikkate alınarak reddine karar verildi.
Aksakoğlu'nun avukatlarından 'reddi hâkim' talebi
Duruşmada, Yiğit Aksakoğlu'nun avukatları Aslı Kazan ve Serdar Laçin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve bir üyesi hakkında 'reddi hâkim' talebinde bulundular. Kazan ve Laçin, dilekçelerinde şu görüşleri dile getirdi:
"Müvekkilimiz Yiğit Aksakoğlu, 7 ay tutuklu kaldığı bu dosyada, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce (2019/74 E.) tahliye edilmiş ve beraatin karar verilmiştir. Ama İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararı ve dosyanın hukuksuz olarak mahkemenizdeki Çarşı dosyasıyla birleştirilip ayrılmasından ve böylece mahkemenize taşınmasından sonra (2021/178 E.) müvekkilimiz hakkındaki dosya tefrik edilmiş ve 2022/36 E. numarasına kaydedilmiştir.
Ancak, 2021/178 E. sayılı dosyada verilen gerekçeli kararı incelediğimizde, başkan Mesut Özdemir (149917) ile üye hakim Murat Bircan'ın (252068) müvekkilimizle ilgili kanaatini açıkça belirttiklerini tespit ettik. Gerekçeli kararın ilgili sayfalarının birer örneğini ekte takdim ediyor (Ek 1), ilgili bölümleri aşağıda aktarıyoruz:
"XVI-DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE" başlığının altında, "1-Mehmet Osman Kavala" başlığı atılarak, mahkemenin Osman Kavala ile ilgili görüşleri aktarılırken, 509. sayfada aynen şöyle denilmiştir:
"Gezi Kalkışması’nın ilerleyen süreçlerinde kalkışmaya katılımların azalmaya başlamasıyla birlikte, Gezi’nin “seçilmiş hükümeti devirmek” yönünde simgeleştirilerek yaygınlaştırılması ve derinleştirilerek devam ettirilmesi amacıyla sanıkların “Forum” çalışmalarına başladıkları, öncelikle İstanbul genelinde uzun vadede de ülke genelinde yürütülen tüm forum çalışmalarının “Forumlar Koordinasyonu” isimli yapı tarafından koordine edildiği, Forumlar Koordinasyonu’nun sanıklar Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve Yiğit Aksakoğlu tarafından yönetildiği, Forum Koordinasyon toplantılarının sanık Hanzade Hikmet Germiyanoğlu tarafından organize edildiği, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu'nun forumlarla ilgili her türlü gelişmeyi, alınan kararları, planlanan projeleri toplantılar sonrası sanık Mehmet Osman Kavala'ya bildirerek onun yönlendirmesi ile harekete geçtiği tespit edilmiştir. Forum faaliyetlerinde sanık Mehmet Osman Kavala'ya ait Cezayir Restorant ve Anadolu Kültür A.Ş.’nin Depo isimli merkezi aktif olarak kullanılmıştır."
510. sayfada da başka bir suçlama yapılmıştır:
"Sanıklar Yiğit Aksakoğlu ve Hanzade Hikmet Germiyanoğlu'nun , sanık Mehmet Osman Kavala'nın da kurucu üyesi olduğu Helsinki Yurttaşlar Derneği işbirliği ile Diyalog ve Uzlaşma Derneği’ni kurdukları, bu dernek kapsamında yürüttükleri faaliyetlerle profesyonel eylemci yetiştirilmesi konusunda çalışmalar yaptıkları, çeşitli eğitimler organize ettikleri, yayına açtıkları "siddetsizeylem.org" internet sitesinden de eğitimleri paylaştıkları,
"Sanıkların bu eğitimleri özellikle Alevi kökenli, Kürt kökenli, Süryani kökenli ve Rum kökenli vatandaşlarımıza vermeyi ve bu sayede toplumsal ayrışmaya yol açabilecek kaotik bir ortam oluşturmayı planladıkları tespit edilmiş, buna ilişkin sanıkların yaptıkları telefon görüşmeleri iddianame ve ek klasörlerinde yer almıştır."
"4. Çiğdem Mater UTKU" başlığı altında 519. sayfada şöyle denilmiştir:
"Yine sanık Çiğdem Mater Utku'nun, sanıklar Hanzade Germiyanoğlu ve Yiğit Aksakoğlu'nun organizesinde gerçekleştirilen Garaj İstanbul toplantılarına da Gezi Kalkışması ile ilgili hem toplumsal hem de küresel algı oluşturulması çalışmaları kapsamında katıldığı tespit edilmiştir."
"7. Şerafettin Can ATALAY" başlığı altında, 525. sayfada şöyle denilmiştir:
"Sanığın, Hanzade Germiyanoğlu ve Yiğit Aksakoğlu'nun organizesinde gerçekleştirilen Garaj İstanbul toplantılarına sanık Tayfun Kahraman ile birlikte Taksim Dayanışması’nı temsilen katıldığı, Taksim Dayanışması’nın forumların bir çatı altında toplanması ile ilgili yaptığı çalışmalar kapsamında çeşitli görüşmeler yaptığı da tespit edilmiştir."
"8. Tayfun KAHRAMAN" başlığı altında, 525. sayfada şöyle denilmiştir:
"Sanığın, Hanzade Germiyanoğlu ve Yiğit Aksakoğlu'nun organizesinde gerçekleştirilen Garaj İstanbul toplantılarına sanık Şerafettin Can Atalay ile birlikte Taksim Dayanışması’nı temsilen katıldığı, Taksim Dayanışması’nın forumların bir çatı altında toplanması ile ilgili yaptığı çalışmalar kapsamında çeşitli görüşmeler yaptığı tespit edilmiştir."
Evet, yukarıda yaptığımız alıntılardan açıkça görüldüğü gibi, müvekkilimizle ilgili dosya tefrik edilmiş olmasına rağmen, reddettiğimiz hakimler, müvekkilimizle ilgili görüşlerini gerekçeli kararda ortaya koymuşlardır. Gezi’nin “seçilmiş hükümeti devirmek” yönünde simgeleştirilerek yaygınlaştırılması için yürütülen Forumların müvekkilimizce yönetildiği, müvekkilimizin profesyonel eylemci yetiştirilmesi konusunda çalışmalar yaptığı, "siddetsizeylem.org" sitesi üzerinden eğitimlerini paylaştığı, Alevi/Kürt/Süryani/Rum vatandaşlara eğitim vererek toplumsal ayrışmaya yol açabilecek kaotik ortam oluşturmayı planladığı, buna ilişkin telefon görüşmelerinin bulunduğu, Gezi kalkışması için algı oluşturma çalışması yapılan Garaj İstanbul toplantılarını organize ettiği reddettiğimiz hakimler tarafından kabul ve iddia edilmiş, böylece müvekkilimizle ilgili görüşlerini açıklamışlardır.
Kaldı ki, reddettiğimiz hakimlerin müvekkilimizle ilgili bu görüşleri, Anayasa Mahkemesi kararına ve dosya gerçeğine de apaçık aykırıdır. Dosyanın hiç incelenmediğini göstermektedir. Evet, dava konusu yargılamaya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi 03.10.2020 günlü ve 2019/7132 sayılı 47 sayfalık Yiğit Aksakoğlu Kararında, müvekkilimizin 2013 mayıs/haziran GEZİ olaylarından sonraki telefon dinlemeleri tartışılarak, bu kayıtlarda müvekkilimizin yürüttüğü yasal sivil toplum faaliyetlerinin konuşulduğu, kendisinin sadece birinde GEZİ olaylarıyla ilgili toplantıya moderatörlük yaptığının anlaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, şiddet içermeyen barışçı toplantı yapmanın/organize etmenin suç sayılamayacağı vurgulandığı gibi, müvekkilimizin GEZİ'de yaşanan şiddet eylemlerine katıldığına dair bir tespit bulunmadığı, hatta kendisine bu konuda bir soru bile sorulmadığı açıklanmış, müvekkilimizin "güç/şiddet kullandığı/şiddet eylemlerine azmettirdiği, bu tür eylemleri yönettiği veya desteklediği konusunda delil olmadığı", iddia olunan mala zarar verme, yaralama vb. eylemlerle illiyet bağının ortaya konulamadığı vurgulanmıştır.
Ayrıca, müvekkilimizin eğitimlerini “siddetsizeylem.org” sitesi üzerinden yayınladığı şeklindeki gerekçe, reddettiğimiz hakimlerin dosyayı ve bizim almış olduğumuz uzman mütalaasını incelemeden, somut gerçeğe ulaşma ihtiyacı duymadan değerlendirme yaptıklarını göstermektedir. Gerçekten, biz "siddetsizeylem.org" alan adıyla ilgili olarak bir uzman görüşü alıp 13.12.2018 günlü dilekçemizin 12 no’lu ekinde dosyaya sunduk. Adli bilişim uzmanı Koray PEKSAYAR’ın bu raporunda, alan adının kayıt bilgilerine göre müvekkilimizin 2013-2015 yılları arasında alan adının sahibi gözüktüğü, ancak 26.03.2016 tarihinden önce sitede içerik yayınlanması imkanının teknik olarak oluşturulmadığı ve elde edilen bilgiye göre ilk içeriğin 13.12.2017 tarihinde yayınlandığı belirtilmiştir. Yani, zaten Gezi olaylarından 4,5 yıl, müvekkilimizin alan adının sahipliğinin sona ermesinden 2,5 yıl sonra ilk verinin siteye girildiği bu raporda belirlenmiştir. Dolayısıyla, bu alan adının Gezi olaylarıyla ve müvekkilimizle hiçbir ilgisinin olamayacağı, müvekkilimizin alan adına sahip olduğu 2013-2015 döneminde sitede hiçbir içerik yayınlanmadığı tespit edilmiştir. Ancak, hem uzman mütalaasındaki bu açık tespitlere, hem bizim duruşmalarda ve dilekçelerimizde bu hususu birçok kez vurgulamamıza, isteniyorsa mahkemece de bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmemize rağmen, hiçbir araştırma yapılmaksızın tamamen gerçeğe aykırı şekilde, müvekkilimizin siddetsizeylem.org sitesinde eğitimlerini yayınladığının gerekçeli kararda belirtilmesi, reddettiğimiz hakimlerin tarafsızlıklarını ne kadar yitirdiklerini ortaya koyan bir başka örnektir.
Sonuç olarak, açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, CMK 24 ve devamı maddeleri uyarınca İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mesut ÖZDEMİR (149917) ile üye hakim Murat BİRCAN'ı (252068) reddettiğimizi belirtiyor, ret talebimizin kabulünü diliyor, durumu takdirlerinize sunuyoruz."
Mahkeme, reddi hâkim talebini reddetti.