ABD'deki Bethesda Üniversitesi'nden araştırmacılar, dağda yaşayan birçok topluluğu inceledi.
PDP2 geni ile akut dağ hastalığının bağlantılı olduğunu gören bilim adamları, bu genin solunum hücrelerine destek verebileceğini ve beyin dokusu ve alyuvarların enerji yakıtı olan glikozun azalmasında oksijenin etkisini dengeleyebileceğini belirttiler. Böylece oksijen ihtiyacının yanı sıra oksijeni taşıyan alyuvarların üretiminin sınırlandığı ifade edildi.
Bu gene en fazla 3 bin 600 metre yüksekliğindeki Etiyopya platosunda yaşayanlarda rastlandığını vurgulayan araştırmacılar, en az akut dağ hastalığına yakalananların da burada yaşayan halk olduğuna dikkat çektiler.
Bu duruma halkın uyum sağladığını belirten araştırmacılar, Etiyopyalıların akut dağ hastalığının en fazla görüldüğü And Dağlarında yaşayanlardan çok daha önce dağlara yerleştiklerini hatırlattılar.
Akut dağ hastalığı, düşük seviyelerden yüksek irtifalara kısa zamanda çıkan dağcılar ya da dağ kurtarıcılarında görülen, çıkıştan 6-72 saat sonra meydana çıkan ve kendini baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk, bulantı, kusma, iştahsızlık, teneffüs bozukluğu, sersemlik, görmede zayıflama ve göz önünde sinek uçuşmaları ile gösteren bir hastalıktır.
Hastalığın ağır durumlarında solunum sistemi, göz merceği ve beyin sendromları da görülebilmektedir.
Araştırmaya ilişkin makale Fransız "le Nouvel Observateur" dergisinin internet sayfasında yayımlandı.