'Siber zorbalık’ internet üzerinden tehdit, hakaret, taciz, hedef gösterme olarak tanımlanıyor. Her meslekten, her yaştan insanın bu zorbalarla karşı karşıya kaldığı belirtilirken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, gençlerin yüzde 25’inin siber zorbalığa maruz kaldığını aktardı. Uzmanlara göre önce ebeveynler bilinçlenmeli ve çocuklarını da bu konuda bilgilendirmeli. Çocuğun üye olduğu sosyal medya hesapları takip altında olması gerektiğini söyleyen uzmanlar velilerin uyanık olmaları gerektiğini belirtiyor.
Bilişim avukatı Sertel Şıracı, siber zorbalık konusunda “Yeni nesiller, birkaç yıl sonra bu tip hak ihlalleriyle baş etmeye çalışacaklar” uyarısını yaptıktan sonra şunları kaydetti:
“Bugün yasama, yürütme ve yargıdan sonra iki güçlü aktör medya ve internet. İnternetin çocuklar ve gençler yönünden suiistimalinde siber zorbalık ortaya çıkıyor. Asıl sorun, çocukların istemsizce interneti bir suç aleti olarak kullanmaları. Çocuklarda siber zorbalık, arkadaşının fotoğrafına tavşan kulakları koymak gibi masumane şekilde başlayıp, çok daha başka boyutlara taşınabiliyor. Ebeveynler çocukların rızası olmadan paylaştıkları fotoğraflarla espri yaptıklarını düşünseler de domino etkisiyaratacak bir eylemde bulunuyorlar. Yeni nesiller, birkaç yıl sonra bu tip hak ihlalleriyle baş etmeye çalışacaklar.”
Şehri terk ettiler
Şıracı, karşılaştığı çarpıcı bir siber zorbalık örneğini şöyle aktarıyor:
“Anadolu’nun küçük bir şehrinde ailesiyle ikamet eden A.A.’nın cinsel içerik taşımayan, flu olan görüntüleri, ‘Liseli A.A.’ denilerek internete eklenmişti. Videoyu izlediğinizde kimin kim olduğunu ayırt edemeyeceğiniz bir karmaşa vardı. Görüntülerle, videonun yayıldığı başlık ya da açıklamanın hiçbir ilgisi olmadığı halde genç kızın videosu tüm okuluna yayılmıştı. A.A. korkunç bir tecrübe yaşıyordu. Kimin yaptığını tahmin ediyordu; o da bir çocuktu. Hukuksal süreci başlatmaya karar verdiklerinde aile travma geçirmişti. Baba çaresizlik içinde olduğunu ve günlerdir uyuyamadığını utana sıkıla benimle paylaşmıştı. Süreçte psikolojik tedaviyle beraber, önce A.A.’nın okulunu değiştirdiler, fakat fayda etmedi, şehri terk ettiler. Biz hukuki mücadeleyi kazandık, görüntüleri kaldırdık ama o yara ailede baki kaldı.”
"Tacize kadar vardı"
Yüksek lisans öğrencisi 24 yaşındaki Selen Buse Şakar’ın yaşadıkları ise siber zorbalığın bir başka yönünü ortaya koyuyor:
"Yıllardır takip ettiğim bir kelime yarışmasına, sadece hayatımızda bir değişiklik ve eğlence olsun diye annemle beraber katıldık. Bir bölümünde annemle diğerinde de bireysel olarak yarıştım. Yayından sonra yarışmanın Instagram sayfasında görüntüler paylaşılmış. Ben önce ne paylaşımı ne de altta yazan yorumları gördüm. Zaten annem benden önce görmüş, üzülürüm diye haber vermemiş. Tavrımdan, oturuşuma yazılan yorumlar zorbalık değil tacize varıyordu. Kıyafetimden, sunucuyla yaptığımız diyaloglara kadar ağza alınmayacak sözler de cabası. İlk düşündüğüm şey ‘Keşke kendim gibi davranmasaydım’ oldu; eğlenceli ve samimi olmam hayatımda ilk kez duyduğum hakaretleri beraberinde getirdi. İşin ilginç yanı, yüz yüze hiçbir eleştiri duymamıştım, internette yazılanlar ise yüz seksen derece tersiydi.”
Ailelerine söylemiyorlar
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, Samsung’la başlattıkları “Siber Zorba Olma! kampanyasında çok önemli bilgiler verdi. Sayan, Türkiye’de son iki yılda yaşanan siber zorbalık vakalarındaki kurbanların üçte birinden fazlasının intikam almaya meyilli olduğunu, yüzde 20’sinin kendisini çaresiz hissettiğini söyledi. Sayan’ın verdiği diğer dikkat çekici rakamlarsa şöyle: “Gençlerin yüzde 25’i cep telefonları ya da internet üzerinden tekrar eden zorbalığa uğruyor. Yüzde 11’i utandırıcı ya da zarar veren fotoğrafların bilgileri dışında veya rızası olmadan çekildiğini ve paylaşıldığını ifade ediyor. Gençlerin yüzde 50’den fazlası başlarına bir siber zorbalık olayı geldiğinde ailelerine güvenmeyip bu sırlarını paylaşamıyor. Kanada’daki internet kullanıcılarının yüzde 21’i siber zorbalığa maruz kalırken, İngiltere’de bu rakam yüzde 20 olarak kayıtlara geçmiş.”
Ekranlardan sızan tehlike
13 yaşındaki Megan Meier, arkadaşlık sitelerinden birinde kendini ‘Josh Evans’ olarak tanıtan ve 16 yaşında olduğunu söyleyen akranıyla tanışır. Megan, sahte olduğunu bilmediği bu kişiyle arkadaşlığını ilerletir. ‘Josh’ isimli sahte profili yaratanlar aslında genç kızla aynı okula giden Sarah ve Sarah’ın annesidir. Amaçları, Megan ve Sarah arasındaki husumette Megan’ı üzmektir. ‘Josh’ önce Megan’ın güvenini ve aşkını kazanır sonra onu küçük düşürüp, yalnızlığa sürükler. Megan, yaşadıklarını dayanamaz ve 2006’da intihar eder. Bu hikâye bir filmden ya da kitaptan değil, ABD’den bir zorbalık örneği. ‘Siber zorbalık’ Türkiye’de de son zamanlarda çokça dile getiriliyor. İnsanlar dini inanışları, siyasi görüşleri, cinsel yönelimleri, fiziksel görüntüleri bahane edilerek tehdit ediliyor, hakarete uğruyor, hedef gösteriliyor.
"Veliler uyanık olsun"
Uzmanlara göre önce ebeveynler bilinçlenmeli ve çocuklarını da bu konuda bilgilendirmeli. Çocuğun üye olduğu sosyal medya hesapları takip altında olmalı. Saldırgan hesap engellenmeli ve tehditleri kayıt altına alınmalı. Adli makamlara başvurulmalı.