Genç İşsizler Platformu, Öğrenci Sendikası ile birlikte '"Gençliğin Bayramında Gençliğin Durumu" isimli bir rapor yayınladı. Raporda başta işsizlik, gençliğin içinde bulunduğu ekonomik açmazlarla ilgili güncel veriler yer alıyor.
2019/2020 öğretim yılında üniversitelerin toplam mevcudununun 7 milyon 740 bin seviyesine yükseltildiğine dikkat çekilen raporda, “2020 yılı yaz aylarında eğitim hayatını tamamlayacak ve çalışmak isteyecek yeni mezun sayısının 500 binin üzerinde olması beklenmektedir. Koronavirüs salgını nedeniyle daralan ekonominin hızlı bir şekilde toparlanması ihtimalinde dahi bu sayıda gencin iş bulabilmesi önceki yılların istihdam artışlarına bakıldığında imkânsızdır” deniliyor.
Son 5 yıllık işsizliğin birçok meslekte arttığı belirtilen raporda, 2020 yılı itibarıyla 15-24 yaş arasında genç istihdam sayısının 3 milyon 447 bin olduğu ve bu sayının 2014 yılı seviyelerinin altında olduğu belirtiliyor. Sosyal bilimler temelli birçok meslekte işsizliğin had safhada olduğuna dikkat çeken Genç İşsizler Platformu ve Öğrenci Sendikası, “Bu durum üniversite kontenjanlarının ulusal insan kaynağı planlaması olmaksızın belirlendiğine işaret etmektedir. Başlıca teknik alanlar olan mühendislik ve mimarlıkta da işsizlik oranları son dönemde artmıştır” diyor.
Raporda Koronavirüs salgını öncesinde üniversiteli genç işsiz sayısının azalmasının, iş bulma ümidini yitirerek iş aramaktan vazgeçen gençlerin rekor sayıda artmasıyla doğrudan ilişkili olduğu ve 1 milyon 168 bin üniversiteli gencin işgücü dışında bulunduğu kaydediliyor.
İşsizlik süresi uzuyor
Genç İşsizler Platformu ve Öğrenci Sendikası işsizlik sayısındaki artışa ek olarak işsizlik süresinin de gittikçe uzadığına dikkat çekerek şu saptamaları yapıyor:
• 1 yıldan fazla süredir iş arayan 15-24 yaş arası genç sayısı, son 2 yılda 74 binden 183 bine çıktı.
• İŞKUR tarafından işverenlere verilen prim ve ücret desteklerine rağmen yüksek işsiz sayısı ile, gençlerin eğitim düzeylerinin artmasına rağmen uzayan işsizlik süresi, işgücü piyasasındaki yapısal soruna işaret ediyor.
• Mevcut durumda yaşamını sürdürebilmek için gençler asgari ücretin altında ve sigortasız bir şekilde çalışmayı kabul etmek ya da işsizliği göze almak zorunda.
• İşsizlik arttıkça KYK kredi borçları ödenememekte; iş arama süresinin uzaması, düşük ücretler ve yüksek enflasyon ortamında borç yükü gittikçe artmakta.
• Üniversitelerdeki yurt ve yemekhane ücretlerindeki artış ve iş bulabilmek için mezuniyetin ön koşul haline getirilmesi sonucu kredi başvuruları yaygınlaştı.
• Ailelerinin maddi durumlarından ötürü zorunlu bir şekilde krediye başvuran gençler; iş hayatlarına umutla değil borçla başlıyor.
• 2019-20 Öğretim Yılı itibarıyla 1 milyon 156 bin öğrenci öğrenim kredisi alıyor. Lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri için sırasıyla 550 TL, 1100 TL ve 1650 TL aylık kredi veriliyor.