Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'de 700 küsur meslek yüksek okulu bulunduğunu bildirerek, "Bunların önemli bir bölümü olmasa daha iyi olur. Gerek teknik eğitim fakültelerinin gerekse meslek yüksek okullarının en kısa sürede değişim, gelişim ve dönüşüme tabi tutulması lazım" dedi.
Çelik, Gelişim Eğitim Kültür ve Sosyal Hizmet Vakfınca kurulan Avcılar'daki "Gelişim Meslek Yüksek Okulu"nun hizmete alınışı ve 2008-2009 akademik yılı açılış törenine katıldı.
Burada konuşan Çelik, okulun kurucu başkanı da olan Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un konuşmasındaki "Gelişimden sonrası dönüşümdür" sözüne de atıfta bulunarak, okulun daha sonra üniversiteye dönüşmesini temenni ettiğini söyledi.
Çelik, gelişimin olabilmesi için değişim olması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Hayatın sürmesini istiyorsanız, gelişmenin ve kalkınmanın olmasını istiyorsanız değişmek zorundasınız. İnsan vücudundaki hücreler 6 ayda 1 değişir. En geç değişen hücreler beyin hücreleridir. 1 yılda 1 değişir. Kanser denen şey de hücrelerin kendini yenilememesidir. Bedensel, bireysel kanser vardır da toplumsal kanser yok mudur? Elbette vardır. Toplumsal kansere düşmemek lazım."
Meslek yüksek okulunun adının gelişim olmasının kendisine sempatik geldiğini de ifade eden Çelik, "Bir insanın adının (Zeki) olması, onun ille de zeki olması anlamına gelmez. Bir kızın adının (Cemile) olması onun ille de güzel olduğu anlamına gelmez. Dünyada cumhuriyetler vardır. İran, Irak, Suriye, Libya, Küba ve Çin de cumhuriyettir, İngiltere, Belçika, Hollanda ve İspanya da krallıktır. İsminizin cumhuriyet olması, sizi cumhuriyet yapmıyor" dedi.
Hüseyin Çelik, isimlerin hakkını vermek gerektiğini vurgulayarak,
sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'de 700 küsur meslek yüksek okulu var. Bunların önemli bir
bölümü olmasa daha iyi olur. Bu okulların büyük bölümü, öğrenciler tarafından
mesleksizlik yüksek okulu olarak algılanıyor. Bunlar, gerek fiziki altyapıları
gerek kadroları gerekse donanımları itibariyle reforme edilmesi gereken
kurumlardır. Geçmiş dönemlerde YÖK'ün çok daha önemli işleri vardı. YÖK nelerle
uğraşıyordu, bunları biliyorsunuz. Yeni YÖK yönetimiyle neler yapılacağını
konuşuyoruz. Gerek teknik eğitim fakültelerinin gerekse meslek yüksek okullarının
en kısa sürede değişim, gelişim ve dönüşüme tabi tutulması lazım. Aksi takdirde
bu okullara gelen öğrencilere yazık ediyoruz."
Başarı için birlikte çalışmak
Öte yandan meslek yüksek okullarının dörtte birinin çok iyi donanımlı
olduğunu ve ara eleman yetiştirmede önemli bir boşluğu doldurduğunu da anlatan
Çelik, Gelişim Meslek Yüksek Okulu'nun da altyapısı ve kadrosuyla önemli bir
boşluğu dolduracağını söyledi.
Bakan Çelik, okulun başarılı olması için öğrencisinden öğretim elemanına
kadar tüm unsurların birlikte çalışmasının önemine işaret ederek, şöyle
konuştu:
"Milli mücadele komutanı Atatürk'tür. Atatürk milli mücadeleyi tek
başına yapmamıştır. AK Parti'nin zaferinde de esas pay, lider olan Recep Tayyip
Erdoğan'ındır. Ama şunu unutmayın ki dünyanın en yüksek tepesi Everest tepesidir.
Fakat Evereset tepesi oradaki duruşunu ve varlığını Himalaya dağlarına borçludur.
Himalayalar olmasa Everest olmaz."
Hüseyin Çelik, kendilerine "Sizin döneminizde 54 tane üniversite
kuruldu" dendiğini, bununla gurur duyduğunu söyledi.
Ayrıca yine "Bu okullardan mezun olan öğrenciler iş bulamıyorlar"
dendiğini de ifade eden Çelik, "İş bulamıyorlar diye bir şey yok. Burada esas
kaygı devlette memur olamamaktır. Devlet kapısına kilitlenirseniz iş bulma
ihtimaliniz çok az. Devlet 4 sektörde eleman almaya devam edecek. Bunlar eğitim,
sağlık, adalet ve güvenlik" diye konuştu. Çelik, "Devlet kapısına kapaklanayım" zihniyetinin tarihe karıştığını ifade etti.
AB'nin 27 ülkesinin her yıl dışarıdan 1.5 milyon kişiye iş için ihtiyacı
olduğunu kaydeden Çelik, Türkiye'deki okullardan mezun olan ve mesleklerinde
uluslararası geçerlilik sertifikası olanların bu ülkelerde iş bulabileceklerini
vurguladı.
Sami Selçuk'un açıklamaları
Yargıtay Onursal Başkanı ve Gelişim Meslek Yüksek Okulunun Kurucu Başkanı
Sami Selçuk da 1900 yılında bugünkü anlamda hiçbir ülkede demokrasi olmadığını
ifade ederek, 2006 itibariyle 119 ülkede çok partili rejimin bulunduğunu
anımsattı.
"Demokrasi, demokrasiye karşıt görüşleri bile cömertçe karşılayan bir
rejimdir" diyen Selçuk, demokrasinin herkese yaşam hakkı tanıdığını söyledi.
Selçuk, demokraside hiçbir görüşün yasaklanmadığına dikkati çekerek,
demokrasinin, "düşünceler ve inançlar cumhuriyeti olduğunu" dile getirdi.
İdeoloji aşılayan, kuşkucu ve sorgulayıcı temele dayanmayan bir öğrenimin
demokratik olamayacağını vurgulayan Selçuk, "İnsanı insan yapan en soylu organ
beyindir. Beynin kutsal ürünü de düşünce ve inançtır. Buna herkesin ve devletin
saygı duyması zorunludur" dedi.
Selçuk, düşüncenin sergilenmesinin önemine işaret ederek, "Yasaklarla,
kozmik cezalarla sergilenmesi önlenen düşünce ve inanç, bir bilinç küresine
hapsedilir, ağızlar kapatılır, kalemler kırılırsa kenetlenmiş dişlerle özgürlük
türküleri söyleyemezsiniz" diye konuştu.
Böyle bir toplumun avcılık döneminde yaşayan bir toplum olduğunu da
kaydeden Selçuk, burada avlananın ise düşünce ve inanç olacağını söyledi.
Selçuk, bireyin özgürlüğünün beynin özgürlüğüyle başlayacağını
kaydederek, "Bunun için devletin inanç ve görüşler karşısında yansız olması
gerekir. Görüşler karşısında yansız devlet, düşünce özgürlüğünü, inançlar
karşısında yansız devlet, laikliği güvence altına almış demektir" dedi.
Gelişim Meslek Yüksek Okulunun demokratik bir anlayışla öğrenime
başladığını söyleyen Selçuk, öğrencilerden hiçbir görüşü dışlamamalarını,
küçümsememelerini ve asla kınamamalarını istedi.
Öğrencilere herhangi bir görüşe de hemen teslim olmamaları önerisinde
bulunan Selçuk, "Bireye saygı göstererek, mutlaka kendiniz de birey olun. Yaşam
ilkeniz, bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşcesine olmalıdır" diye
konuştu.