Sağlık

Geleneksel tıp sisteme yerleştiriliyor; hacamata SGK desteği

"1 yıl içinde ruhsat verilmesi planlanan bitkisel ilaçlar, fitoterapi sertifikası olan doktorlar tarafından yazılabilecek "

24 Nisan 2018 12:10

‘Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları’nda bir adım daha atıldı. Bir yıl içerisinde 100 bitkisel ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılacak ve fitoterapi sertifikası olan doktorlar tarafından yazılarak eczanelerde satılmaya başlanacak. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükelkonuya ilişkin olarak, " Bütün bunlar, bu uygulamaların yaygınlaştırılması ve sağlık sistemi içerisine yerleştirilmesi anlamına geliyor" dedi. 

Birgün'den Rabia Yılmaz'ın haberinde, buna göre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ruhsat verdiği bitkisel destek ürünleri, bundan sonra Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde ‘bitkisel ilaç’ olarak üretimi yapılacak. Kongrede, 100 bitkisel ilacın artık doktorlar tarafından yazılacağı ve reçete ile yurttaşlara verileceği de belirtildi. Öte yandan 1 yıl içinde ruhsat verilmesi planlanan bitkisel ilaçlar, fitoterapi sertifikası olan doktorlar tarafından yazılabilecek ve sadece eczanelerde satılacak. Alınan kararlar arasında en dikkat çekici ve uzmanların da vurgu yaptığı nokta, 20 ilacın ruhsatlı olması ve bu sayının 1 yılda nasıl 100’e çıkarılacağı yönünde.

Geleneksel tıp sisteme yerleştiriliyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel: Bu alanın bir pazar haline dönüştüğünü görüyoruz. Kişilerin bu tür uygulamalardan çare umduğu, yarar beklediği bir duruma doğru gidiyoruz. Çağdaş tıp uygulamalarının yerine bu uygulamalar daha fazla ön plana çıkartılıyor. Bu konuda önce 2014 yılında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği çıkartıldı. Yakın bir zamanda SGK’nin bu uygulamaları bazı sağlık hizmetlerinden daha yüksek olarak ücretlendirdiğini gördük. Son olarak da, SGK kapsamına bu tedavilerin alınması gündeme geldi. Bütün bunlar, bu uygulamaların yaygınlaştırılması ve sağlık sistemi içerisine yerleştirilmesi anlamına geliyor. Bitkisel ürünlerin ilaç olarak ruhsatlandırması da bu kapsam içerisinde ele alınmalı. Bitkisel ürünlerin ilaç olarak kullanılabilmeleri için kalite kontrol, etkililik ve güvenlilik çalışmalarının yapılması gerekiyor. Bu çalışmalar yapılmadan kullanılan ürünlerin birçok zararlı etkisinin olduğu biliniyor. Bitkisel ürün doğal olduğu için güvenilir olduğu anlamına gelmiyor. Bitkisel ürünlerin birçoğunun hem etkinlikleri hem de zararları konusunda kanıta dayalı bilimsel bir verinin bulunmadığı biliniyor. Bakanlık fitoterapi sertifikası olan hekimlerin yazacağı bitkisel ürünleri ilaç olarak isimlendirirken ve bir yıl içerisinde bitkisel ilaç olarak ruhsatlandıracağı ürünleri 20’den 100 çıkartacağını belirtirken gerekli kalite kontrol, etkinlik ve güvenlik çalışmaları yapılmış olacak mı? Bu çok önemli bir nokta. Eğer bu çalışmalar yapılıyorsa, bunun bilimsel kantılarının sağlık ortamında paylaşılması gerekir. Birçoğunun zararlı etkileri olduğunu biliyoruz. Sadece sertifikalı hekimler tarafından yazılarak, eczanelerde satılacak olması zararlı etkilerini ortadan kaldırmayacak. Bu bilimsel veriler toplumla da paylaşılmalı. Bu ürünler özellikle de çocuklar, yaşlılar ya da kronik hastalar tarafından kullanıldığında zararlı etkileri artabiliyor; tıbbi tedavide kullanılan ilaçlarla etkileşime girerek kullanılan ilacın etkisini azaltabiliyor ya da artırabiliyor. Sürecin takipçisi olacağız. 

‘Denetlenmeli ama yaygınlaştırılmamalı’

TTB Halk Sağlığı Başkanı Prof. Dr. Nilay Etiler: Biz bunlara bitkisel ilaç değil, bitkisel ürün diyoruz. Çünkü bitkisel ilaç olabilmesi için belli bir ilaç prosedürünü geçmesi gerekiyor, çok ciddi araştırmalar var. Tarım Bakanlığı yerine, Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde olmasını olumlu buluyoruz. Beklentimiz şu Sağlık Bakanlığı’ndan; etkisi bilinmeyen, yanlış bilinen, yeterli kanıtı olmayan hatta zararlı etkileri incelemeli. Mesela sarı kantaron bir bitki. İnsanlar bunu depresyon için kullanıyorlar. Ama aynı zamanda antidepresan kullanıyorsa, etkileşime girerek ölümle sonuçlanabilecek tablolar ortaya çıkabiliyor. Bunun denetlenmesi lazım. Yani yaygınlaştırılsın diye değil, denetlensin diye olumlu bulduğumuzu ifade ediyoruz. Kontrol altına alınmalı ve toplumun yanlış kullanımı engellenmeli. Bu bir sağlık meselesidir.