Sağlık

Gelecekte guatr daha azalacak

Bir tiroit hastalığı olan guatr, Türkiye’de oldukça yaygın. Uzmanlar 1994’te getirilen tuzlara iyot koyma zorunluluğu sayesinde gelecek nesillerde guatr hastalığının daha az gör&uum

11 Aralık 2008 02:00

Bir tiroit hastalığı olan guatr, Türkiye’de oldukça yaygın. Uzmanlar 1994’te getirilen tuzlara iyot koyma zorunluluğu sayesinde gelecek nesillerde guatr hastalığının daha az görüleceğini söylüyor.

Guatr, aslında kelime anlamı olarak “Büyük tiroit” anlamına geliyor. VKV Amerikan Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Tahir Haytoğlu, guatrın kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğüne hatta 40-50 yaş arası kadınlarda erkeklere oranla üç kat daha fazla olduğuna dikkat çekiyor. Bunun nedeninin kadınlarda üreme çağındaki hormonların tiroitler üzerindeki etkisi olduğunu belirten Haytoğlu, multinodüler guatrda ise 60-65 yaşlara gelindiğinde kadın - erkek farkının azaldığını söylüyor. Haytoğlu, tıbbi anlamda tiroidi büyüten her şeye “guatr” dediklerini belirtiyor.

Guatrın çeşitleri

Tiroiti büyüten değişik değişik hastalıklar olabilir. Tamamı büyürse buna difüz guatr, tiroidin içerisinde küçük nodüllerin oluşturduğu tiroit büyümesine de multi nodüler guatr denir. Ancak halk arasında guatr olarak tarif edilen hastalık multi nodüler guatrdır. Multi nodüler guatr tiroit fazlalığı ile seyrediyorsa buna toksik multi nodüler guatr, tiroit değerleri normal seyredene ise nontoksik multi nodüler guatr adı verilir.

Toksik multinodüler guatr, halk arasında zehirli guatr olarak bilinen türdür. Orada zehirden kastedilen tiroit fazlalığı durumudur. insanlar korkuyla bahsederler oysa konu, sadece tiroit içerisinde çok sayıda nodüle bağlı tiroit bezi büyümesidir.

Bazen belirti göstermeyebilir

Tiroit sorunları, çarpıntı, terleme, huzursuzluk, saç dökülmesi gibi bazı rahatsızlıklar yaratır. O yüzden de toksik multi nodüler guatr kişide bazı şeylerin ters gittiğinin belirtisini verir. Nontoksik multi nodüler guatr daha sessiz seyreder, belirti vermeyebilir.

Yeni nesiller daha şanslı

Guatrın iyot eksikliği olan bölgelerde daha fazla görüldüğünü belirten Haytoğlu, “Ülkemizde 1994’te kadar tuzların iyotlanması zorunlu değildi. 1994’ten sonra bütün tuzlar artık iyotlu. O nedenle özellikle toprağında iyotun az olduğu İç Anadolu Bölgesi, Karadeniz’in doğusu, Doğu Anadolu’nun bazı bölgeleri iyot eksikliği olan bölgelerdir.

Bu bölgelerde sıklıkla büyük tiroitleri olan insanlarla karşılaşılır. Önümüzdeki nesillerde iyotların tuza eklenmesi ile beraber bu oran azalacak” diyor.

Tedavi nasıl yapılır?

Haytoğlu, en kesin tedavinin ameliyat olduğunu söylüyor ve devam ediyor: “Guatr hastalarının tedavisinde öncelikle hastanın bir şikâyeti mi var, yoksa başka bir sebepten dolayı genel muayeneden geçerken saptanan bir durum mu, bunu ayırt etmek lazım.

Eğer hiçbir şikâyeti yokken tesadüfen bulunmuşsa hiçbir şey yapmayıp tiroit içerisindeki nodülleri takip ederek büyüyüp büyümediği değerlendiriliyor. Ama hastanın şikâyeti varsa bunun sebebinin tiroitten kaynaklanıp kaynaklanmadığını ayırt etmeye çalışırız. Çünkü önce kişinin şikâyetini ortadan kaldırmak önemli.

Genel olarak guatr ile gelen hastada ilk değerlendirme olarak tiroit fonksiyonlarına bakılması, kan tahlillerinin yapılması lazım. Ultrasonografi ile de nodüllerin yapısı hakkında daha detaylı bilgi toplamaya çalışırız. Gerek duyarsak tiroit sintigragfisi çekilmesine karar veririz.

Tiroit fazlalığının hangi nodül ya da nodüllerden geldiğini ayırt etmeye çalışırız. Çünkü zaman zaman tiroit bezinde nodülmüş gibi yapılar oluşabilir. Bunların gerçekliğini ayırt etmek için kan tahlilleri yaparak tiroit antikorlarına bakarız. Tiroit fazlalığı ile seyreden bir durum varsa bunu kontrol altına almak gerekir. Nihai tedavi, radyoaktif iyot tedavisi veya cerrahi tedavi olabilir. İlaç tedavisi geçici bir durumdur.”